15

11.8K 834 217
                                    

"Sarkan dikkat et be gülüm."

be gülüm derken sesi içine kaçmıştı. Serkan elindeki asla adını bilmediği o aleti tutarken Muharrem'e baktı. "Ediyorum zaten."

Serkan dikkatlice Muharrem'e yaklaşıp elindekini uzattı. Muharrem onu hiç bekletmeden aldı ve arabanın lastiğini sökmeye başladı.

"Sarkan yorulduysan geç içeride otur. Birazdan çıkarız zaten." Dediğinde Serkan omzunu silkip üstündeki dün olduğu gibi giydiği tulumu düzeltti. Bu seferki öyle mavi veya kırmızı değil baya bildiğimiz eski siyah bir tulumdu ve büyük geliyordu Serkan'a

Sökülen diğer iki tekerleği birbirine sabitleyip üstüne oturdu ve Muharrem'i izlemeye başladı. Gayet çevik hareket ediyordu. Bu işi ne zamandır yapıyordu bilmiyor ama baya elinin yatkınlığı onu şaşırtmıştı.

Mayıs ayında oldukları için artık hava yavaştan geç kararmaya başlıyordu. Tahminince saat 7 falandı.

"Tolga nerede acaba?" dediğinde Muharrem söktüğü tekerlekle ayağa kalktı. "Okan ve Muhammed ile araba boyası söküyorlar." dedi.

Arabanın boyasını ne diye sökersiniz ya?!

"Tolga mızmızdır. İnşallah onları çıldırtmamıştır." dedi sanki kendisi ondan çok farksızmış gibi...

Muharrem onun bu dediğine gülüp oturduğu lastiğin yanına demin söktüğü lastiği koydu ve ofise doğru yürümeye başladı. "Hadi kalk eve gidiyoruz." dedi.

Serkan istemeye istemeye yerinden kalktı. Yorulmuş hissediyordu fakat Muharrem ondan daha çok çalışmıştı. Muharrem'in yorgun olmadığını görünce kendine yediremedi yorulmayı.

Ofise girdiğinde Muharrem odadaki tek sandalyeye oturmuş arkasına yaslanmıştı.

Serkan içeriye girip kapıyı arkasından kapattı. İçerisi gayet sıcaktı. Ellerini birbirine sürterken "Ben nereye oturacağım?" diye sordu.

Muharrem bacağına iki kere vurup arkasına yaslandı. "Gel çekinmezsin sen." dedi. Kucağına oturmasını kast ederek.

Serkan "Yok artık daha neler... Hem o yazdıklarım şakaydı. Şaka için şey yapmıştım biliyorsun. Ne diys şimdi konusunu açtın? Ben yere otururum tamam." dedi hızlıca. Üzerindeki tulumu çıkartıp yere serdi ve üstüne oturdu. "İnsan bir halı malı koyar buraya." dedi.

Muharrem gülerek oturduğu yerden kalktı. "Tamam gel sen otur. Halı da hediyen olur." diyip göz kırptı.

Serkan oturduğu yerden hızla kalkıp boş sandalyeye oturdu. "Ne münasebet canım! Ben okul harçlığımla zar zor boğazımı doyuruyorum bir de halı mı alacağım?" dedi. "Zaten burda da beleşe çalışıyoruz." diye söylendi kendi kendine fakat Muharrem çok uzağında değildi o yüzden onu duydu. Duymamazlıktan gelmek işine geldi.

Serkan cebindeki telefonunu çıkartıp tiktoka girince karşısına bir video çıktı.

Selena dizisini seviyordu bu yüzden keşfeti asmr videoleriyla selena doluydu.

Hades  'Önce sabah uyanırım sonra kocamı uyandırırım. Mağrem mağrem derim kocam zaten uyanır.' dediğinde Muharrem ile bakışları kesişti. Başını geriye atıp büyük bir kahkaha attı, Serkan.

Serkan telefonunu kitleyip Hades gibi ellerini önünde bağladı. "Mağrem mağrem." dedi.

Muharrem, Serkan'ın ne dediğini anlamamış öylece ayakta onu izliyordu. Yeni nesil gümbür gümbür...

Ofisin kapısı açılınca Tolga içeriye daldı. "Kanka babam! Babam okula bizi almaya gelmiş. Bakmış yokuz. Ağzıma sıçacak kanka! Kalk kanka kaalk."

Muharrem "Noluyor sakin ol ilk önce." dedi Tolga'ya ilerlerken. Serkan oturduğu sandalyede tam bir tur dönüp durdu. "Mağrem dur onun stres olduğunda dilinden bir tek ben anlarım." dedi ve ayağa kalktı.

Tolga'nın arkasınsan koşarak Okan girdi ve Tolga'nın ensesine sert olmayacak fakat tok sesli tokat attı. "Ne koşuyorsun oğlum ödümü kopardın!"

"Dur Okan abi ya! Yürü kanka sizin eve kadar koşmamız lazım. Babama sizde olduğumu söyledim." dediğinde korkma sırası Serkana geçmişti. "Laan ne demek bize gidiyor? Annem ağzıma sıçacak!"

Muharrem ikilinin arasına girip "Ne çok küfür ediyorsunuz siz? Düşün önüme arabayla bırakırım sizi. Bağırmayın yeter ki." dedi.

Agalar az kalsin burda yanlislikla bölümü yayimliyordum...

Serkan gülümseyerem Muharrem'in koluna girdi. "Kocacım mağrem teşekkür ederim." dediğinde Okan öksürük krizine girdi.

Okan'a ne oluyorsa...

Muharrem koluna giren çocuğa göz ucuyla bakıp yürümeye başladı. Bu hareketlerine mesajlarından alışmıştı. Hem bu halleri ona daha tatlı geliyordu fakat o mesajların aynılarını başkalarına da atmış olma düşüncesi onu çileden çıkartıyordu.

Tolga koşarak önlerindeki kırmızı tofaşa bindi. Serkan ve Muharrem de bindikten sonra arabayı çalıştırdı. Okan "Aga sen geri döner misin?" diye bağırınca Muharrem arabanın camını indirip Serkan'ın üzerinden eğildi. "Yok ben gelmem gardaş. Sen eve geçersin." dedi.

KEKO BEY -GAYWhere stories live. Discover now