KEKO BEY -GAY

59

kaldığımız yerden dewamke

"Kafana göre yapıştırma yapamazsın."

Celil şeerrreefsizinin gitmesi üzerine Muharrem zatı şeriflerimi içeriye çağırmıştı.

"Yav sığmıyordu ne yapabilirdim ki acaba? O an ne yapabilirdim?" Dedim saçma sapalak yükselerek. Ama gına gelmişti canım. On dakikadır aralıksız aynı şeyi söylüyordu. Anlamadığım tek şey garip ve huzursuz edici sakinliğiydi. Yani biraz daha saçmalarsam kafamı arabanın camına sokacak gibi bir hali vardı. En iyisi sessiz mi kalsam acaba?

Muharrem "Ya geç gelseydim ne olacaktı?" diye sorduğunda dudağımı büktüm. "Güzel, en temizinden dayak yerdim. Bir şey olmazdı ama korkma kafam serttir benim. Öyle hemen canım acımaz." dedim ortamı yumuşatmaya çalışırken bir yandan da otuz bir diş sırıtıyordum. Azı dişimden bir tanesi yok da o yüzden otuz bir oluyor. Muharrem yüzüme sadece bakmaya devam ederken konuyu değiştirmeye başladım. "Şu an dişlerime mi bakıyorsun? Evet otuz bir dişim var. Az önce içimden de bunu söylüyordum biliyor musun? Ama otuz bir yine iyi öyle bakma. Lisede bir çocuk vardı. Köpek İsmail derdik. Kulakları çınlasın. Otuz üç dişi vardı. -üç parmağımı havaya kaldırdım.- Otuz üç diyorum ya! Şaşırmıyorsun?" Yüzüme hâlâ Bakmaya devam ederken yutkundum. "En iyisi susayım ben. Oldu o zaman. İyi günler. Kalkayım ocakta da çayım vardı."

Bacaklarıma vurup kalktım. "Otur yerine." dediğinde etrafıma bakınıp geri oturdum. Allah'ım neydi günahım?

Muharrem başını sağa sola sallayarak burun kemiğini sıktı. "Serkan şu her şeyi dalgaya alma huyunu bırakır mısın? En azından yanında ben yokken. Buraya gelen insanlar belli. Akıllısından çok manyağı var." Konuşmaya devam edecekken durdu. "Anlıyor musun beni? Konuşuyorum ama..." diye sorunca kalbim acıdı. Salak değildim herhalde. "Anlıyorum." demekle yetindim.

Yani beni kıskandın aşk bahçem...

another love aşko! ayrıldık biz...

Ne anladın Yurdagül ne anladınnn

saçlarımı düzleştirdim offf bayılıyorum bu kırmızı saçlara kendime asik oldum halis mi bu durum