42

6.6K 505 126
                                    

AYY TAHMİNLERİNİZ O KADAR İYİ Kİ ANLATAMAM AMA ASLA KİMSE YAKINLAŞMIYOR ŞAKA MIDIR NDKAMSLAMSLDMD

bu yukarıdaki yazıyı 41. bölümden önce yazdım. 41 de zaten belli ettim diye düsünüyor ve bölüme gecioz

Serkan'dan

sınav günü

Sınava gireceğim okulun önünde sınav giriş belgem, kimliğim ve bir şişd suyla duruyorduk.

Kimse konuşmuyordu. Annem şimdiye çoktan yapmam gerekenleri söylemesi gerekirdi ama sadece sessizce bana bakıyordu.

Serhat "Abi başarılar." dedi. Elini bacağıma koyunca gülümseyip eğildim yanaklarını sıkı sıkı öptüm. "Teşekkür ederim abiciğim."

Okulun kapısı açıldığında babam "Hadi oğlum sen geç içeriye. Dikkatli dikkatli oku tüm soruları." dedi ve beni kendisine çekip sarıldı. Son günlerdeki sessizliğimi sınav stresine bağlayan canım ailem <3

Babama sarılırken etraftaki kalabalığa bakındım. Saçmalamayın beklediğim kimse yok sadece okuldan tanıdık bir yüz görürsem iyi olabilirdi.

'yazarınız sınava kendi sınıfında kendi sırasında girdi. bu gereksiz bilgiyi alip götünüze montalayın.'

Babamla sarılmamız bitince anneme de kısa bir sarılma ardından el sallayıp okula girdim.

Gelmemişti.

Muharrem'den

"Anne ben çıkıyorum."

"Tamam canım. Allah'a emanet ol."

"Hadi eyvallah." Evin kapısını çekip spor ayakkabılarımı giyindim.

Apartman merdivenlerini inerken cebimdeki araba anahtarını çıkardım ama arabayla gitmekten vazgeçtim. Beni fark ederdi böyle.

Cebimdeki telefonu çıkartıp Okan'ı aradım. "Alo?" Nefes nefese kalmış Okan'a yüzümü buruşturdum. "Napıyorsun lan sabah sabah?"

"Bu gevşek Tolga, sınav giriş kağıdını ofiste unutmuş onu yetiştirmeye çalışıyorum." dediğinde çoktan Serkan'ın sınava gireceği okula doğru yürümeye başlamıştım.

"Ne işi varmış orada?"

"Yav bu gevşeğin hareketleri sorgulanır mı? Okuldan sonra ofise geçtiğinde çıkartmış. Kırtasiyede para vermek istememiş beyefendi. Sonra unutmuş sabah gelmiş aklına." dedi arada mefes alıp uzun uzun konuştu. "İyi tamam. Çocuğa laf etme. Sınava girdiğinde stres yapmasın." dedim.

Okan sinirliyken karşısındakini çok rahat kıran bir insandı. Çalışmamış olsa da kızmamalıydı. "Doğru diyorsun aga. Üç gram aklı var onu da üzülerek harcamasın." dedi. "Sen Serkan'a gidiyorsun, he?"

"He. Vardım ben şimdi kapatıyorum." dedim ve kapatıp cebime geri koydum telefonu.

Okulun siyah demir kapısının önünde yüzü bana doğru duran sevdiğime baktım. Günlerdir göremiyordum. Özlemiştim.

En çoka kokusunu özlemiştim. Senelerce alamadığım kokuya hasret bile kalmıştım. Keşke daha çok sarılsaydım, daha çok koklasaydım sevgilimi. Yine eski sisteme döneceğimizi bilseydim yapmaz mıydım?

Yine uzaktan izliyorum, yine izlendiğinden haberi olmadan yanındakilerle konuşuyor; gülüyor, sarılıyor...

Okul kapısı açılmaya başladığında Serkan babasıyla sarıldı. Ayakkabı bağıcıklarıma eğilip kalabalığın içinde kendimi gizledim.

Bağcıklarımı çözüp tekrar bağladıktan sonra ayağa kalktım. Benimki çoktan içeriye girmişti.

Arkamdaki dolu kaldırımda kendime kadar bir yer bulup oturdum.

Sınavdan çıktıktan sonra nasıl geçtiğine bakmam lazımdı.

Okan'dan

Gerizekalı!

Benim karşıma akıllı bir insan çıkamayacak mıydı?

Benim yerime Tolga'ya fırça kayan babasının ellerini öpmemek için kendimi zor tutuyordum.

"Ulan nasıl bir çocuksun sen?! İnsan hiç demez mi benim neyim eksik diye? Bu kadar mı umrunda değil bu sınav?" derken annesi müdahale etti olaya "Raşit biraz sakin ol. Bak çocuk üzülüyor. Gel şuradaki kafeden sana bir çay alalım." dedi ve yanımızdan uzaklaştılar.

Ellerim cebimde uykulu gözlerle Tolga'ya bakarken elindeki sınav giriş kağıdını açıp dehşetle yüzüme baktı. Gözlerimi devirip başımı geriye attım. Yine ne olmuştu?

"Ya Okan abi! Bu ayt giriş belgesi." Dediğinde gözlerinin dolduğunu gördüm. Tamam gerçekten üzerine gitmiştik. "İki tane kağıt olması lazımdı." dedi başı önüne düştü.

İki kağıdı da almıştım tabiki. Bu gerzeğin yedek diye çıkarttığını düşündüğüm kağıdı arka cebimden çıkartıp uzattım. "Ağlama la bebe. Al." dedim.

Tolga kağıdı elimden hızla çekti. Yırtacaktı salak.

"Sağ ol abi ya." dedi ve diğer kağıdı elime sokuşturup arkasına döndü. "Kapı açılıyor ben gittim."

"Hadi kolay gelsin. Kafanı topla." arkasından seslenince geri bana doğru dönüp el salladı ve okulun bahçesine girdi.

"Gitti mi?" Bana uzatılan çayı alıp babasına başımı salladım. "Az önce girdi." dedim.

"Hadi arabaya geçelim." dedi annesi sonra bana dönüp "Sende kal bizimle o kadar koşturdun bir yemek yeriz." dediğinde başımı salladım.

Nedenini bilmiyordum ama beklemek istemiştim bebeyi.

KEKO BEY -GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin