62

5.5K 400 114
                                    

şimdi aşkolar biri demişki 60. bölüme geldik hala hiçbir şey yok şimdi agalar şöle üstün körü hesap yapalım bölümleri zaten kısa yazıyorum minik minik parça parça toplasanız 30 bölüm bile etmez... lütfen 🙏 kırmayalım birbirimizi. can yoldaşlarım ❤️🤝🤗

Hastanenin acilinde mükemmel bir gece...

Kanla kaplı elimi gördükten sonrasını hatırlamıyorum. Yüzümde gözümde bir çizik olmadığına göre bayılmadan önce Okan Azrailim beni tutmuş olmalıydı. Kahramanımın kankası da kahramanım. Burdaki ana kahraman Mağrem oluyor.

Ayrıca Mağrem nerde ya? Canımdan can çıktı. Dikiş attılar ellerime.

Tolga hâlâ salya sümük ağlarken başım şişmişti. Yeter be anam! Ana, anam demişken annemlere haber vermedim.

Dikişler atılırken baygınlık krizleri geçirdiğim için pek bir şey hissetmemiştim ama ufaktan canım yanmaya başlamıştı. Tam şu saatler...

"Tolga yemin ediyorum siktin. Tam bir saattir beynimi siktin. Yeter lan!" dedim. Acile tek kişi aldıkları için Okan abi dışarda kalmıştı.

Keşke dışarda ağlasa bu. Arkadaş sevgim buraya kadar kardes. Yeter yav! Hasta insanım bende neticesinde.

Tolga elindeki peçeteye ciğerini bıraktıktan sonra burnunu kırarcasına sildi. Kırdı kırdı, salak beyin yoksunu! "Kanka valla ellerim kopaydı da sana bırakmasaydım işi. Ağğ! Ciğerim yanııyooorr! Doktor yetiş ölüyorum." kollarını açıp göğsüne vurmaya başladı mübalağa kralı kankam. Oturduğu sandalyede arkasına yaslanıp başını geriye attı.

Yuh ama şu an! Yuh yani.

"Gerçekten doktor yetiş ya! Sus lan artık sus. Valla ellerim sargıda olmasa o bacağındaki o kollarındaki belki o vücudunun her bir parçasındaki eti o et zerrelerini parçalamamak için kendimi zor tutuyorum iyi ki ellerim sargılı kardeşim benim. İyi ki."

Çığlıklar, yardım çığlıkları!

Acil kapısı açılınca bakışlarım oraya kaydı. Muharrem üstündeki deri ceketi çıkartırken gözleri etrafta gezindi.

Gözlerimin dolması halis mi şu an?

Yok bir de kollarını aç ağla.

Ben bu kadar nazlı değildim. Aşk beni bozdu.

Muharrem ile gözlerimiz çakışınca büyük adımlarla yanımıza doğru geldi. "Serkan?" Endişeli gözleri ellerimde gezinirken aniden sümküren Tolga'ya kaydı bakışlarımız.

"Tolga sen Okan abinin yanına git. Yüzünü gözünü bir yıka aslanım hadi." Dedi. Tolga bu anı bekliyormuş gibi yerinden kalkınca Muharrem yatağın etrafında dolandı ve tam yanımda durdu.

Ayaklarım yataktan aşağıya sarkıtmış ellerim kucağımın üstünde öylece oturuyordum. Muharrem sargılı ellerimin üstünde ellerini gezdirdi. İncitmekten korkuyor gibi bakıyordu. "Nasıl oldu, canın yanıyor mu, he?"

Kara gözlerini gözlerime dikince gözlerimi kırpıştırdım birkaç kez. Neden böyle bakıyordu ki şimdi? Nefes borumdan ciğerlerime nasıl bir hava iniyor da böyle içimde bişiler kıpraşıyordu şu an? "İyiyim." dedim sadece. Daha doğrusu diyebildim.

Muharrem sandalyeyi tam karşıma çekip oturunca başımı kaldırmama gerek kalmamıştı. Ellerime bakarken "Yav gülüm hangi akılla kırılan cam parçalarını topladın?" dediğinde az önce dolup kaçışan gözlerim tekrar doldu. Başımı eğip gözlerimi saklamaya çalıştım. Kalbim inanılmaz hızlı çarpmaya başlamıştı. Özlemiştim böyle seslenmesini.

Muharrem "Neden eğdin başını?" Elini çeneme koydu. Baş parmağıyla çenemi sevip başımı kaldırdığında yerinden kalktı. "Ağrın mı var? Çağrayım mı hemşireyi?" diye sorduğunda başımı sağa sola salladım. Konuşmaya hazırlanıyorken dudaklarım büküldü. İstemsizce oldu.

Başımı sağa sola sallayıp sargılı ellerimi iki yanıma açtım ve beline sarıldım. Kendime çektiğim sıcak bedene başımı yaslarken saçma sapan bir şekilde ağlıyordum.

Elini saçlarıma atıp okşamaya başlarken bir elini de çeneme attı. yanaklarımdan süzülen gözyaşlarını siliyordu. "Tamam geçti. İz falan da kalmaz korkma. Okan ile konuştum acil doktoruna diktirmedi. Plastik cerrahı dikti."

ben bu konuda baya deneyimliyim sürekli bir yerlermi yardığım için her yanımı diktiler. plastik cerrahlarıyla kankayım o yüzden ayarladım hemen bir tanesini ;)

Sence şu an bu önemli mi? Yani önemli ama benim derdim şu an bana hissettirdiğin bu güzel his. Özlemeyi bırakmışken şimdi başa mı dönecektik?

"Şş! Serkan, ağlama."

Benden uzaklaşınca belindeki elimi çektim. Geri sandalyesine otururken elleriyle yüzümdeki yaşları temizledi,sakince. "Gülüm benim, ağlama. Ağrın varsa söyle bana bir ağrı kesici yapalım, he?" Uzun zamandır duymadığım bu ilgili ses tonuna bile ağlayabilirdim tam şu dakika. "Ağrım yok. Ben... sadece." Ellerinin arasından sıyrılıp başımı geriye attım. Yeni gelen gözyaşlarını itelemeye çalışarak "Boş ver. Ne zaman çıkacağız?" dedim.

Muharrem "Yok boşveremem söyle. Nedir canını sıkan mevzu." dediğinde acil kapısına baktım. Tolga beni kurtar kankam. Konuyu dağıtmalıydım yoksa ağzımdan onu özlediğimi kaçırabilirdim hemde daha Mağrem efendiyi sürndürmemişken...

"Annemlere haber verdiniz mi? Ölmüşlerdir şimdi meraktan." dedim bulduğum konuyla Muharrem'e baktım. "Babanı aradım. Gelmemelerini söyledim."

Tek kaşımı kaldırıp alayla sırıttım. Az önce ağlayan ben değilmişim gibi büründüğüm kişiliğe bak. Bunlar hep Mağrem dengesizi yüzündendi. "Sebep? Niye anamla babam gelemiyormuş?" dedim.

"Çünkü ben burdayım." dedi çenesiyle kendisini gösterip arkasına yaslanırken "Peeh! Havalara bak. Dengesiz herif." Yataktan sürünerek inmeye çalışırken Muharrem kolumdan tutarak yardım etti. "Nereye?" Dediğinde "Eve." dedim.

Bu kadar hastane yeterliydi. Kâfi aşkom.

"Tamam, Okan da ilaçları almıştır." dedi. Yatağın üstüne bıraktığı deri ceketini omuzlarımın üstüne bırakırken önümden çekildi. Şimdi bu ceketi atmak vardı ama malum ellerim sargıdaydı.

Önde ben arkamda eski kocam yürürken acilden çıktık. Böyle de bir garip olmuştu.

Acilden çıktığımızda Tolga ve Okan abi girişteki ikili sandalyelerde oturuyorlardı. Bizi gördüklerinde yerlerinden kalktılar. Muharrem "Hallettin mi her şeyi?" diye sorduğunda Tolga elindeki şekeri bana gösterdi. "Yer misin kanka. Valla sana aldım." dedi ağlamaktan şişmiş yüzüyle. Gülerek paketini açmış emdiği şekere baktım. "Yok istemem kanka. Ye sen." dedim.

Muharrem elini belime yerleştirip fazla güç kullanmadan beni kendisine çekti. Yanımda dururken "Hadi çıkalım." dedi. "Ellerim sargı da bacağım değil." diyerek belimi tutmasındaki mantıksızlığı ima ettim fakat beni tınlmadı bile.

Sapık herhalde.

KEKO BEY -GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin