28

9.8K 734 192
                                    

ulan önceki bölüm gece 1'e yetişsin diye götüme fişek takıp yazdım hepiniz uyumuşsunuz kaldım öyle mal gibi MAMSMSKAÖSMS

BİRKAÇ YÜREKLİ TAŞŞAAKLI GARDAŞLARIM UYUMAMIŞTI ONLARI ÖPÜYORUM

Muharrem beni kendi odasına getirmiş yatağının üzerine oturtmuş içeriye gitmişti.

Hiçbir şey konuşmuyorduk.

Aklım o gün kanser olan eşi için yardım ettiğimiz Ramiz abideydi. O gün hayat bu demiştim. Birileri kötü günler geçirirken birileri hayatını kaybedecek ki dünya dönsün diyordum.

Enayilik...

Tüm mahalleli bizim için seferber olmuştu. Çoğu yarın sabah erkenden iş başı yapacaktı. Muharrem'in odası bizim sokağa yani benim odamın olduğu tarafa bakmıyordu. Sadeceuzaktan sesler duyabiliyordum.

'İnsanlar birbirleri için yartılmışlardır.'

Aydınlık odada başım önüme eğilmiş sessizce oturuyordum. Odanın kapısı açılınca başımı kaldırdım.

Büyük bir adam içeriye girince ayağa kalktım. Bu Muharrem'in abilerinden birisi olmalıydı. Diğer abisi ise evli şehir dışındaydı.

"Kardeşim geçmiş olsun şimdi duydum. Kalktım geldim. Nasılsın iyisin inşallah?"Görünüş olarak Muharrem ile uzaktan yakından alakası olmayan adam elini uzatınca sıktım.

"İyiyim teşekkür ederim. Çok sağ olun her şey için." dediğimde sıktığım elimin üstüne diğer elini atıp pat patladı. "Teşekkürlük bir şey yapmadık. İnsanlık borcumuzdur. Ben şimdi kendi evime gideceğim. Muharrem'e de söyleyeceğim ama sana da söyleyeyim kardeş; bir eksiğin bir şeye ihtiyacın olursa hemen Mahmut abini arıyorsun. Tamam?" dediğinde başımı salladım. Mahmut abi ve Resul abiydi abileri ama ikisini sürekli karıştırıyordum. Dudaklarımı birbirine bastırıp mahçupça gülümsedim.

Odanın kapısı tekrar açılınca bakışlarımız oraya kaydı. Muharrem elinde beyaz bir havluyla içeriye girmiş abisiyle bana baktı. "Serkan sen bu havluyu al banyo müsait güzelce yıkan. Ben yatağını hazır edeceğim." Dedi elime havluyu sıkıştırırken itiraz etmek için ağzımı açtım. "Muharrem ne banyosu ya? Ben babamın yanına gideyim. Annem uyusun dinlensin. " dediğimde Muharrem'den önce abisi lafa girdi. "Birincisi Muharrem değil Muharrem abi. Kaç yaş büyük senden. İkincisi sen bunları düşünme mahalleden Ersin abi gitti babanların yanına. Ben çabuk sinirlenirim he haberin olsun." Dediğinde gülümsemeye çalıştım.

Ya abiciğim sanki karşında 14 yaşında çocuk var girdiği triplere bak. Ben çabuk sinirlenirim diyor. Vağğ! Ne korktum lan.

Muharrem "Tamam abi ben halledeceğim." dedi. Abisi "Tamamdır. Ben kendi evime geçiyorum. Bizim küçükleri de alayım rahat edin." dediğinde Muharrem itiraz etti. "Yok abi yarın okulları var. Rahatları bozulmasın. Sen git biz hallederiz." Dedi.

"İyi bari. Hadi Allah'a emanetsin." Dedi ve odadan çıktı. Muharrem tekrar bana döndü gülümseyerek. "Hadi gülüm sen geç banyoya."

"Annem?" O ne haldeydi hiçbir fikrim yoktu. Odadan çıkarken "O direkt uyudu. Annemin yanında uyuyor." dediğinde başımı salladım. Demek ki babası hâlâ eve gelmiyordu.

Salonda çocukların gülme sesleri gelince aynı anda o tarafa doğru döndük. "Sen keyfine bak gülüm. Ben bebeleri uyutup geliyorum." dedi.

♡♡

Muharrem'in siyah kısa kollu tişörtünü giymiş altına da bugün giydiğim siyah eşofmanımı geri giymiştim. Muharrem'in eşofmanları belimden düşüyordu.

Muharrem'in üçüz kardeşleri varmış. Üçü de üç yaşındaydı ve cidden asla yerlerinde durmuyorlardı. Duştan çıktığımda Muharrem hepsini anca uyutabilmişti. Üçüzler dışında ilkokula giden iki tane kız kardeşi vardı. Biri sekiz diğeri dokuz yaşındaydı. Yani toplamda sekiz kardeşlerdi...

Üzerimi giyindikten sonra babamla telefonda konuşmuştum. Serhat'ı yatırmışlar bu gece babam da yanında kalacaktı. Yere düşerken kafasını vurmuş dikiş atılmış. O telaşın içerisinde fark edememiştim.

Muharrem kendisine yer yatağı kurduğunda oturduğum yatağından kalktım. "Zaten hepinizi yerinden ettim. Bari yerde ben yatayım. Nolur."

Muharrem "Kızıcam he! Kimseyi yerinden etmedin. Çocuklar zaten salonda uyuyor. Bende seni asla yerde yatırmam." Sinirli ses tonunu bastırıp bana doğru döndü nemli saçlarımı geriye doğru atıp "Hadi gülüm yat dinlen. İtiraz istemiyorum." dedi sakince.

Başımı usul usul sallayıp yatağa geçtim. Yorganı kaldırıp içine girdim. Yorganın soğukluğu iyi hissettirmişti.

Muharrem'e doğru döndüm yorganı boynuma kadar çekerek "Ramiz abinin eşi nasıl?" Aniden gelen soru karşısında bir müddet şaşıran Muharrem benim gibi yorganı boynuna kadar çekerken "Durumu kötüye gidiyormuş. İlaçlar da çok pahalıymış. Devlet yarısına destek olsa bile yetemiyor işte." dedi.

"Anladım."

Gözlerim kapanırken Muharrem'e bakıyordum. O da aynı şekilde bana.

"Muharrem?"

"Hım?"

"Biz şimdi ne yapacağız?" Yanan evimizden bahsediyordum.

Her şey yanmıştı. Yangın nasıl çıktı onu bile öğrenememiştim. Nerede kalacaktık? Babam nasıl tekrar bir ev bulacaktı? Kiralar bu haldeyken kısa zamanda bir yere taşınamazdık. Tüm eşyalarımız yandığı için yenileri lazımdı.

Muharrem yattığı yerden ayaklanıp yatağımın ucuna geldi ve yere oturdu. Açıkta kalan kolumun üstüne elini koyup sevdi yavaşça. "Uyu şimdi. Yarın konuşulur bunlar."

Muharrem kolumdaki elini saçlarıma atıp yavaş yavaş okşadığında uykum gelmeye başlamıştı. Parmaklarını saçlarımın arasında dolaştırırken mırıldandım. "İşe girmem lazım."

Uykum kaçmasın diye fısıldayarak "Okulun var olmaz." dedi. Gözümü zar zor açık tutuyordum. "Benden bir şey olmaz Muharrem. Okusam kimseye yararım dokunmaz."

En son hissettiklerim saçlarımın arasında dolaşan el, ıslak saçıma söylenerek bir havluyu başıma sardı ve sonrasında tamamıyla uykuya daldım.

babam geliyooooooooo

KEKO BEY -GAYWhere stories live. Discover now