"Bu değil. Bu değil ulan. Sevgi de aşk da bu değil. Korkuyorum, Serkan. Çok korkuyorum. Bundan korkuyorum Serkan. Seni bunca sene beklemişken gelip geçici bir heves olmaktan korkuyorum. Şimdi canım daha fazla acımadan bırak beni. Ben yoluma bakayım, sen de kendi yoluna bak."
Muharrem, Serkan'ın hiçbir şey demesine izin vermeden mutfaktan çıktı ardından evden.
Muharrem apartmanın merdivenlerine oturup akmaya hazırlanan göz yaşlarını sildi. Yeniden dolduğunda tekrar sildi hırsla. Nefret ediyordu kendinden.
Bu aşk bir gün kendisini bitirecekti. İntiharına koşuyor gibiydi. Şimdi aşkını onunla paylaşmışken nasıl daha iyi olacaktı?
Dış kapı açılınca tekrar eliyle yüzünü temizledi. Yanına Serkan oturdu. Dudaklarını kemiriyordu. Ne diyeceğini bilemiyordu. Serkan düz bir insandı. Muharrem'in de öyle olduğunu düşünüyordu ama tamamıyla yanılmıştı. Muharrem çok derin düşünüyordu.
Aslında Muharrem sadece Serkan için bu kadar kafa patlatıyordu. Serkan hâlâ Muharrem'in aşkının yüceliğinden habersizdi.
"Özür dilerim Muharrem." Serkan yanındaki büyük bedene baktı ve yutkundu. "Ama böyle olmaz. Kestirip atamazsın." dedi.
Muharrem "Böyle olması gerekiyor." dedi ve yerinden kalkıp merdivenleri indi.
Vazgeçmek, veda etmek de sevdaya dahildi.
Saygı duyduğu aşkını koruyacaktı. Kimsenin mahvetmesine izin vermeden ilerleyecekti.
Serkan daha küçüktü karşısına yeni insanlar çıkardı. Benim hastalıklı düşüncelerim ve aşkım onu yıpratırdı.
YOU ARE READING
KEKO BEY -GAY
Teen FictionSerkan eğlenmek için semtindeki bir kekoya mesaj atarsa ne olur? •bölümler kısa kısa
