54

5.8K 441 62
                                    

"Serkan kapıyı aç."

Televizyon kumandasını orta sehpaya bırakıp ayağa kalktım. "Tamam anne açıyorum. Bağırma kurban olayım."

Dış kapıyı açtığımda içeriye aniden çocukların istilası sardı. İçeriye Dalan üçüzler yüzünden çığlık attım, istemsiz bir çığlıktı bu. Ellerim istemsizce yukarıya kalkmış kendimi olabildiğince geriye çekmiştim. İçeriye giren çocukların beni ezmemesi için bekledim en son içeriye sakince Hilal girdikten sonra Aynur teyzenin sesi ilişti kulağıma "Ay Serkancığım kusura bakma. Korkuttu senin bizim keratalar."

Korkudan irileşmiş gözlerimle kapıdan içeri girecek olan Aynur teyzeye bakındım fakat arkasındaki beden hemen dikkatimi çekmişti. "Ö-önemli değil Aynur teyze."

Aynur teyze ayakkabılarını çıkardıktan sonra içeriye girdi ve bizi kapıda öylece bıraktı. İçeriden annemin Aynur teyzeye hoş geldin dediğini duyabiliyordum fakat biz kapıda öylece dikiliyorduk. Kendimden Beklenmeyen bir hareket yapıp "Neden geldin?" Diye sordum. Evet öyle pat diye direkt kabaca,hayvanca...

Muharrem'le ilk ayrıldığımız hafta korkuyordum gerçekten korkuyordum, o depoda gördüklerimden; onun öyle bir insan olabileceğinden çok korkmuştum. Ne dinlemek istiyordum ne de görüşmek... Çok korkuyordum belki bunu anlatamam ama o zaman kaçmayı denemiştim. Sonra sokakta karşılaştık benim onu dinlemeyeceğimi hissetmişti ya da beni gerçekten çok iyi tanıyordu. Öylece her şeyi anlattı, hiçbir anı beklemedi bir an kovalamadı. Aslında sakin bir an bekledi fakat ben müsaade etmedim bunların farkındayım.

Sonra aniden uzaklaşması özürler dilememe rağmen yüzüme bakmaması korkması gereken ben olmama rağmen korktuğunu söylemesi ilk başlarda benim büyük bir depresyona soktu. Büyük dediğim bir hafta veya iki hafta ama konu bu değil.

O iki haftalık süreçte gerçekten beni ne kadar sevdiğini fark ettim. İnce düşünüyordu, ince düşünen insan çok sever bununda farkındaydım ama ben daha 18 yaşındaydım öyle onun ciddiye aldığı gibi bir ilişki belki de istemiyordum.

Hiç büyük bir sorumluluğun altına girmemiştim genellikle annem söylüyordu, annem hayatımı planlıyordu ve ben ona göre yaşıyordum. Şimdi bu kadar büyük sevginin yükünü taşımak belki de beni ezecek diye korktum fakat sonra Muharrem'e karşı sinirli olduğumu hissettim. Sinirliydim çünkü benden uzaklaşmaması gerekiyordu. Madem çok seviyordu uzaklaşmamalıydı ne olursa olsun, ben hatamın farkındaydım, uzaklaşmayı seçen oydu!

"Annen davet etti." Dedi. Ayakkabısını çıkartmaya yeltendiğinde göz ucuyla aradım beni de izliyordu sanki çıkarma dememi bekliyor gibiydi yani kovmamı falan bekliyordu. Bize haftalarca evini açmış bir insana(!) bunu yapmayacak mı tabii ki de. Kapıyı açık bırakıp içeriye girdim.

Üçüzlerden asla ismini ayırt edemediğim belki Ali ya da Feyyaz olabileceklerden biri bacağıma sarıldı. "Serkan abiii! Sırtına al beni." Dedi. Şimdi anlamıştım. Bu Feyyaz'dı.

"Alırım abiciğim gel."

Eğilmiş Feyyaz'ı önce kucağıma sonra sırtıma almak için hareket ediyordum ki Muharrem'in sesini duydum. "Feyyaz! Ne konuştuk seninle?"

Feyyaz kucağıma almam için açtığı kollarını geri indirip omuzlarım düşürdü. Büktüğü dudaklarıyla "Şımarıklık yoktu." Dedi ve geri içerideki çocuk karmaşasına döndü.

Feyyaz'ın omuzlarını düşürüp içeriye girmesi içimi çızlatmıştı. Bu bebeler gerçekten tatlıydı. Arkama dönüp Muharrem'e "Ya sanane ne karışıyorsun bizim aramızdaki ilişkiye?" Dedim.

Muharrem bana cevap vermeyip mutfağa annemlerin yanına gidince hayretler içerisinde arkasından bakakaldım. Cevap verme tenezzülünde bile bulunmamıştı. "Oyy oğlum Muharrem hoşgeldin. Nasılsın?"

Al anne senin olsun ben gideyim ona oğlum de, ben gideyim onunla yaşayın.

Kollarımı göğsünde bağlayıp mutfağa girdim. Muharrem mutfakta duvara yastığı sandalyede oturuyor Aynur teyze ile annem de ayaktaydılar ve aniden ayaklarımı yere vura vura içeriye girdiğim için bana döndüler. Annem "Bu ne surat, kim kızdırdı seni?" Dediğinde kaşlarımı çattım zaten çatıktı bu ayrı konu. "Sinirlenmedim, sinirlenmem için bir neden mi var anne? Niye sinirleneyim, niye kızayım, kime kızacağım?" Arada bir sürü soru sorunca annem yüzünü ekşitip elini mutfaktan çıkmama işaret eder cesine salladı. "Aman bir şey sormadım celallenme."

Mutfaktan çıkıp odama doğru ilerlerken annemin arkamdan dediklerini duyabiliyordum. "Bunun yanına da iki haftadır yaklaşılmıyor bir şey söylüyorsun kızıyor bir şey yapıyorsun tribe giriyor. Anlamadım kız çocuğu da değil regl oldu diyeceğim."

Ve ardından sanki özenlenmiş gibi beni savunan Aynur teyzeciğim ve sevgilerimi sunarak odama girdim.

Çok geçmeden odamın kapısı ardımdan açılınca Feyyaz'ın geldiğini umarak arkama döndüm yoksa Muharrem'i bekledim falan yoktu.

Ama gelmişti.

KEKO BEY -GAYWhere stories live. Discover now