24

10.4K 769 216
                                    


GEÇEN BÖLÜM SERKANIN YAZDIĞU ŞARKI BUYDU BÖLÜMÜN MEDYASI AÇILMIYORMUŞ...

GEÇEN BÖLÜM SERKANIN YAZDIĞU ŞARKI BUYDU BÖLÜMÜN MEDYASI AÇILMIYORMUŞ

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

YA KDLAMDLWÖDK BÖYLE DE OLMADI GİBİ

YA KDLAMDLWÖDK BÖYLE DE OLMADI GİBİ

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

şunlara bakın skamdlamdödm

Pazartesi günü okul sonrası tyt denemesi yapıldığı için Muharrem'in yanına gidememiştim. Salı günü de ayt denemesi yapıldığı için gidememiştik.

Bugün hiçbir denemenin olmamasının verdiği rahatlıkla Muharrem'in yanına gidiyordum. Evet,tek başıma... Tolga bugün ders çalışacağım yalanı uydurmuş okuldan bir kızla sinemaya gitmişti.

Okan abiye yanımda bin tane yalan uydurdu. Hayretle izledim, bunca senelik arkadaşımı tanımadığıma da ayrıca çok üzüldüm.

"Serkan?"

İyi insan aklımdan geçerken karşıma çıkarmış. Okan abi elindeki ekmek poşetiyle bakkaldan çıkınca adımlarımı yavaşlattım. "Okan abi."

"Bebe,okuldan mı çıktın?" Diye sorduğunda başımı salladım. Kolunu omzumun üzerine attı.

"Dersler nasıl?" Dedi gideceğimiz yere az kalmışken "Nasıl olsun abi, Normal işte."

"İyi iyi çalış. Mahalleden bir üniversiteli çıksın bari." Eliyle omzumu sıkıp kolunu çekti. "Muharrem'in yanına gidiyorsan şu ekmeğide götür kendinle benim işim var." dedi elime ekmek poşetini sıkıştırdı.

Muharrem'in ofisine elimdkei poşetle girip hemen çantamı çıkartıp kapının kenarına koydum. Sandalyesinde oturmuş önündeki deftere bir şey yazarken bana baktı ve tekrar deftere döndü. "Evet, yarın olacak." dedi. Telefonla konuşuyormuş.

Sessiz olup üzerimdeki yağmurluğu da çıkartıp çantamın üstüne koydum. "Tamam sen ver bana numarayı abi."

Eski tulumumu alıp giyindim telefon konuşması bitene kadar.

"Taamam taamam haydin kendine iyi bak, Allah'a emanet ol abim."

Sandalyeden kalktını duyunca arkama döndüm. "Bugün yoğunuz?" sorar gibi yüzüne baktığımda başını sağa sola salladı. "Hayır gülüm. Bugün bomboşuz hatta. Sana tekerlek nasıl sökülür onu göstereyim." Dedi fakat aklına bir ley gelmiş gibi çantamın yanına bıraktığım ekmeğe baktı. "İlk yemek yiyelim." dedi.

"Sen yemedin mi?" Dediğimde üzerimdeki garip soğukluğu atamıyordum. Of Tolga!

"Yok yemedim. Fırsat olmadı. Otur dinlen biraz. Okul nasıl geçti?"

Kendime ait olan sandalyeye otururken omuzlarım düştü. Aniden vicdan azabı çekesim gelmişti. Arkasından iş çeviriyor gibiydim ama o kalkmış bana sakin sakin okul nasıl geçti diyor.

"Normal. Rutin aynıydı." dedim sesim içime kaçmış gibi.

Muharrem bir terslik olduğunu hissetmiş gibi omzunun üzerinden bana baktı ardından tekrar önüne döndü. "Tost yapıyorum. Yersin değil mi?" dedi.

Görmese bile başımı salladım. Gözlerim doluyordu. Allah'ım ne bu duygusallık şimdi?

Başımı geriye yaslayıp gözlerimi kapattım. Arkasından iş çevirmiyordum abartmayayım şimdi.

Sadece bugün biraz ağzını yoklayacaktım. Tolga biraz yakınlaş rahatsız olur kendini geriye çekerse bir iş vardır dedi ama bu kadarını da yapamazdım. Hem biseksüel olduğumu biliyordu yanlış anlayabilirdi.

Gözümü geri açtığımda ağlama hissim kaybolmuştu. Yavaşça yerimddn kalkıp Muharrem'e yardıma gidecektim fakat Muharrem tabağa koyduğu iki tostla geldi ve birini bana uzattı.

"Gülüm?" Dedi yerine otururken yüzümün her detayını inceledi. "İyi misin sen? Okulda bir şey mi oldu?"

Tosttan bir ısırık alacakken aniden gelen soruya karşılık kendimi tutamayıp ağlamaya başladım.

Kör olsun bu pamuk vicdanım!

"Serkan!?" Muharrem yerinden gerisin geri kalkıp önüme geldi. Dizlerime elini koyup önümde diz çöktü. "Ne oldu gülüm, neden ağlıyorsun?" Art arda sıraladığı sorulara cevap vermeden göz yaşlarımı durdurmaya çalıştım bir yandan da sessiz sessiz ağlıyordum. Ellerimi hemen yeni yerini alan göz yaşlarımı silmek için gözümün önünden ayırmadım.

"Bir şey yok aniden duygulanasım geldi." dedim biraz daha sakinleşmişken ellerimi yüzümden çektim.

Muharrem kaşlarını çatmış yüzüme bakıyordu. "Ne oldu anlat bana. Çözeriz beraber."

"Gerçekten bir şey yok sadece ağlayasım geldi." Dediğimde dizlerimden tekrar güç alarak ayağa kalktı. Başımı göğsüne yaslayıp saçlarımı karıştırdı. "Öyle olsun madem."

Ağlamam bitince tostlarımızı yiyip lastik sökmek için bir arabanın önüne gelmiştik. Daha saat erkendi ama yağmur yağacak gibi gri bulutlar tepemize toplanmış karanlık yapmışlardı.

Elime bir tane aleti verip arabanın lastik tarafını gösterdi. "Ilk önce onunla arabayı havaya kaldıracaksın ki lastiği sökmen kolaylaşsın." dedi gözlerimin içine bakarken. Üstümdeki durgunluk gitmediği için garip garip yüzüme bakıyordu.

"Sarkan?"

Dediğini yaparken "Hım?" dedim. "İstiyorsan yarın da yaparız. Eve bırakayım seni olur mu?" dediğinde hareket etmeyi kestim.

Muharrem'e doğru dönüp karşısında oturdum. O da oturduğumu görünce yavaşça karşıma oturdu. Gülümseyerek saçlarımı karıştırdı.

"Özür dilerim."

Elleri saçlarımın içinde durdu ve geriye çekildi. "Ne için?"

Hemen bahane uydurdum. Saniyesinde ;) "Dün gece mesaj atıp rahatsız ettim seni."

"Yok be gülüm ne rahatsızlığı. Sabah görünce güldüm. Videosunu bile izledim." dediğinde gülümsedim bende.

"Küçükken annem sizi çok korkunç insanlarmışsınız gibi anlatırdı. Sürekli insan dövdüğünüzü falan düşünürdüm. Yanınıza bile gelemezdim korkudan. Günlerdir yan yanayız... bana inanılmaz iyi davranıyorsun. Çok da hoşuma gidiyor. Şaşırıyorum bu iyi tarafını görünce sonra diyorum ki kendi kendime acaba hep böyle iyi miydi, annem beni kandırıyor muydu?"

"İyi insanlarız aslında ya..." Muharrem şakaya vurarak konuşunca bende güldüm. Merakla konuşmamın nereye varacağını izledi. "İyi insanlarsınız evet. Bunca sene hep tepeden baktıpım için de özür dilerim." dedim.

Benim vicdan azabı başkaydı ama bu şekilde özür dilersem rahatlar gibi hissediyordum.

Muharrem gözlerini kapatıp açtı ve güven verircesine gülümsedi. "Önemi yok bunların." Derin bir nefes alıp dizlerine vurdu ve ayağa kalktı. "Işten kaytarman bittiyse devam edelim?"

"Tüh ya yakalandık."

Muharrem yine güzel bir kahkaha patlatınca gülümsedim.

Çok iyi gülüyordu yav

KEKO BEY -GAYWhere stories live. Discover now