Hızlıca odamdan çıkıp dış kapıya ilerledim. İki gündür beni evimden alan sevgilim vardı da... O günden sonra ne olmuştu bilmiyorum ama romantik bir insana dönüşmüştü.
Seks kocamı bambaşka bir insan yapmıştı.
Annem "Neden tepinerek koşuyorsun,evin içinde?" dediğinde güldüm. Bugün izin günüydü ve modunda anladığım kadarıyla "Muharrem aşağıdaymış. Bekletmemek için." dediğimde hiçbir şey demeden mutfaktan salona doğru yürüdü.
Vay be annemin bir gün gelecek ve Muharrem hakkında konuştuğumda laf sokmadan hayatına devam edeceğini söyleselerdi inanmazdım.
Ayakkabılarımı giydikten sonra dış kapıyı açıp apartmanın merdivenlerini indim.
Apartmandan çıkıp sokaktaki tofaşa ilerlerken az önce koşan ben değilmişim gibi sakin sakin ilerleyip kapıyı açtım ve arabaya bindim.
"Günaydıın." dedim kemerimi bağlarken "Günaydın gülüm." dedi ve arabayı hareket ettirdi.
Yani romantik demiştim ama tüm olayı buydu sabahları yürümüyor arabayla işe gidiyordum. Araba da tofaştı. Bildiğimiz tofaşlardan değildi bunun üzerinde iyi bir oynanmıştı.
Koltuklar gerçekten rahattı mesela, dikiz aynasından aşağıya beşiktaşlı boncuklu bir kartal bağlıydı.
"Gülüm nasılsın bugün?" dediğinde arada bir bana bakıp yoluna dönüyordu. Soru götümeydi bu arada bana değil. İki gündür sürekli mızmızlanıyordum ama o da üstüme çok düşüyordu bu da şımarmam için bir sebep bence. "İyiyim biraz daha."
"Aldığım kremi sürüyorsun değil mi?" dediğinde artık gelmiştik. Araba durunca Muharrem tamamen bana döndü. Böyle sorunca da utanasım gelmişti. "Evet." dedim.
Arabanın kapısına yönelince Muharrem kolumu tuttu. Kendilerine geri dönerken gülümsemeye çalıştım. "Benim bugün işlerim var yanında olamayacağım. O yüzden şimdi söyleyeyim; annem akşama yemeğe çağırıyor seni." dediğinde gözlerim fal taşı gibi açıldı. Elimi Muharrem'in kolunun üzerine koyup cimcikledim. Yaptım bunu. "Annene sakın seviştiğimizi söylediğini söyleme bana şu an."
Çok utanırdım böyle bir şey olsaydı.
"Yok, söylemedim. Gülüm kolumu bırakır mısın? Kurban olduğum acıyor." dediğinde cimcikleme işlemime son verdim. Rahatlamıştım. Her şeyi anasıyla paylaşan sevgilimden bunu da beklemiştim açıkcası...
Korkumu yüzümden uzaklaştırıp tekrar gülümsedim. "Tamam gelirim o halde." dedim ve Muharrem'i öpmek için yaklaştığımda benden önce davranıp dudaklarıma ve boynuma hızlı bir öpücük bıraktı.
Dışarda özlememi giderene kadar birbirimizi öpemiyorduk ama buna da şükür.
"O zaman ben bugün tamirhanede miyim?" dedim çıkmak için hazırlanırken "Öyle olacak gülüm. Ben seni almaya geldiğimde ararım telefonun açık olsun." dedi. Arabanın kapısına yönelecekken Muharrem sağ elimi tutup durmamı sağladı. Kesiklerin üzerinde elini gezdirip yavaşça öptü. Çok fazla iz kalmasa da hafif hafif kendilerini belli ediyorlardı. Doktorun verdiği kremleri kullanıyordum ve yavaş yavaş gözden kayboluyorlardı.
"Gülüm dikkat et olur mu?" dediğinde kaşlarım çatıldı. "O gün öyle şey oldu diye her zaman olacak hali yok ya? Neyim ben sakar falan mı!?" Atarlanıp arabanın kapısını açtım. "Gülüm öyle değil, dikkat et diye di-" Çıktığımda kapıyı sertçe kapattığım için sözleri yarıda kalmıştı. Şimdi arabasının kapısına dertlenecekti. Benden kıymetlidir bu araba...
Arkama bakmadan tamirhaneye doğru ilerlerken arabanın hızla uzaklaştığını duyunca omzumun üzerinden arkama baktım. Ulaa bu sefer abarttım mı acaba? Her gün trip trip adamı bezdirdim kesin. Mal Serkan!
Ops! Esta imagem não segue as nossas directrizes de conteúdo. Para continuares a publicar, por favor, remova-a ou carrega uma imagem diferente.
