70

5.4K 347 128
                                    

nabersiniz lan

Aynur teyze ile karşılıklı otururken ağzımın içinde biriken tükürükleri yutkundum. O kadar sıkılmıştım ki ağzımda tükürük biriktiriyordum.

Muharrem kahvaltı için ekmek almaya gitmiş. Yani ben geleli nerden baksan beş dakika olmuştu. Bu adam ekmek almaya diye gemiye binip ülke mi değiştiriyor acaba? Ah evlatlarım babanız en son ekmek almaya diye evden çıktı bir daha da gelmedi...

"Serkan anlat bakayım nasıl gidiyor?" dediğinde ortamdaki sessizlik bozuldu. Bugün üçüzler abilerindeymiş. Ev gerçekten çok sessizdi. Kızlar da hâlâ uyuyordu.

"Nasıl gitsin be Aynur teyzeciğim, oğlunla uğraşıyorum. Bir çözemedim gitti." dediğimde güldü. "Ay Serkan seninle çok güzel dedikodu yapılır." dediğinde kolumu koltuğun başına yasladım. "Onu nasıl anladın hemen?" dedim.

"Oğlumun dedikodusunu yapmaya hazırlanır gibi bir halin var da ondan." Dediğinde omzumu silktim. "Ama napabilirim Aynur teyze? Çok dengesiz, hiç çözemiyorum hareketlerini." dedim.

Aynur teyze tam cevap verecekken kapının zili çalınca ben ayaklandım. "Dur ben açacağım." diyerek koşarak kapıya gittim.

Kapıyı açıp gülümsedim. "Aman da aman kim gelmiş?" Muharrem hiçbir tepki vermeden ayakkabılarını çıkartıp içeriye girince "Eski sevgilim gelmiş." dedim. Omzunun üzerinden ters ters yüzüme bakıp ekmek poşetini hazır olan kahvaltı masasına koydu.

"Kızlar hadi uyanın." Dediğinde kapıyı kapatıp Mağrem'e baktım. Ulan bu trip mi atıyor ki şu an? İyi de neye trip yiyorum acaba?

En son arabada şakasına atar yapmıştım. Ciddiye mi almıştı?

Aynur teyze masaya çaydanlıkları koyup beni çağırdı. "Oturun oğlum siz. Ben kızları uyandırıp geliyorum."

Muharrem masaya oturunca yanındaki sandalyeyi çekip bende oturdum. "Mağreem. Baksana bana." dediğimde çaydanlıklara uzandı. "Küs müyüz beya." şakayla karışık güldüğümde Muharrem'in yüzünde mimik oynamadı.

Oha!

Başımı sevgilimin koluna yaslayıp koluna sarıldım. "Ya neden böyle yapıyorsun? Kırılıyorum ya." dediğimde öksürüp boğazını temizledi. "Düşün."

Hızla kolundaki başımı kaldırdım. "Sakın bana düşün falan deme Muho. Cevap ver, açıkla ki hatamı anlayayım." dediğimde çaydanlıkları yerine koydu. "Serkan, pişman mı oldun?" dediğinde kaşlarım çatıldı. "Neyden?"

Ay benim kafasında kurmayı seven sevgilim...

"İki gün önceden pişman mısın?"

"Ya mağreem neden pişman olayım? Pişmanmışım gibi bir halim mi var sence?"

"Ne bileyim gülüm ya." Rahatlamış gibi sandalyesinde arkasına yaslandı. "Böyle seninle ilgilendim falan sende sert çıkışıyordun. Pişman oldun diye korktum." dedi.

Gözlerimi devirip masaya döndüm. "Muharrem bu kafanda kurmayı bitirseydin hayatımız düzene girecek, biliyorsun değil mi?" dediğimde içeriye Hilal girdi. Sakince sandalyesini çekip sakince oturdu. Muharrem "Günaydın, güzelim. Kardeşin nerede?" dediğinde Aynur teyze içeriye girerken cevap verdi. "Uyanmıyor hanımefendi. Ben onu sonra   yediririm. Siz başlayın." Dedi.

Muharrem önüme çayımı koyup gülümsedi. "Afiyet olsun." dediğinde gülümseyip başımı salladım. Daha asıl bomba konuyu konuşmamıştık Muho bey afiyet olsun sana.

KEKO BEY -GAYWhere stories live. Discover now