21.BÖLÜM

9 2 21
                                    

- Hayatıma Uzanan Eller -

İnsan kendine bir hedef belirlediğinde çalışır, azmeder ve o hedefi başardığında mutlu hissederdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İnsan kendine bir hedef belirlediğinde çalışır, azmeder ve o hedefi başardığında mutlu hissederdi. Fakat hedefe ulaşmanın bıraktığı bir boşluk hissi de vardı. Bazı hedeflerde birinin kalbini kazanmaktan geçiyordu ve o insanı kazandığınızda içinizde bir boşluk hissinin kalacağına ihtimal vermiyordum. Çünkü o insanı kazanmak sizi ya mutlu ederdi ya üzerdi. Ben ise şuan mutluydum. Bazı kırgınlıklarımı bir kenara bırakmıştım ve mutluluğumla huzurun tadına varıyordum. Bu hayatımda belki de ilk defa hissettiğim bir histi. Çünkü hedeflerime ulaştığımda o hedef bir boşluk hissi bırakmış ve kendime hep yeni hedefler belirlemek zorunda kalmıştım. Ya da bir insanın kalbini kazanmıştım fakat o benim kalbimi paramparça etmişti. Hayatıma baktığımda hep bu döngü içerisinde ilerliyordu ve kırgınlıklarım tamamen bunlardan oluşuyordu.

Şimdi ise bu kırgınlıkları bir kenara toplayıp yüzüme bir gülümseme kondurabiliyordum ve bu duygunun sahibi tam yanıbaşımda duruyordu. Her saniye bu duyguyu kalbime pompalıyormuş gibi hissediyordum. Bu sakin ruh halimin başka açıklaması olamaz gibiydi.

"Çok saçma bir çift oldular bence."

Egemen ile koltukta yan yana oturmuş film izliyor ve getirdiğim yiyecekleri yiyorduk. Biri ile film izlediğim zaman yorumlarımı sesli yapmayı severdim. Bir süredir Egemen yorumlarımı dinliyor ve bazılarına cevap veriyordu. Aslında hepsine cevap veriyor, saçma olanlara bile.

"Neden? Oldular işte." Başım Egemen'in olduğu tarafa döndüğü sırada kaşlarımı çattım. "Oldular ama bence güzel olmadılar. Yakışmadılar." İsyan eder gibi kurduğum her cümle dudaklarımdan kopup Egemen'e ulaşıyordu ve o, gülümseyerek beni dinlemek dışında bir şey yapmıyordu.

"Beğenmedin bence sen bu filmi." Egemen ortaya tezini attığında başımı 'hayır' anlamında salladım.
Çünkü film gerçekten güzeldi fakat çift uyumu filmlerde en önemli etkenlerden biriydi bana göre. Bu kadar güzel bir filmde bu çift uyumsuzluğu hiç olmamıştı mesela.

"Film güzel fakat çift yakışmıyor. Resmen filmi çift yüzünden heba etmişler." Orta sehpanın üzerindeki yiyeceklere dönerek bir kurabiyeyi hızla alarak ağzıma attım. Kurabiye çok büyük geldiği için ağzımda büyüdü ve bir süre onu çiğnemek zorunda kaldım. Bu sırada Egemen'in varlığını unutmaya çalışıyordum fakat bu pek mümkün olmuyordu.

"Küçük yeme adabın yok mu acaba senin?" Ağzıma hala doluydu ve Egemen benimle konuşmaya çalışıyordu. Bu yüzden ağzım dolu olmasına rağmen "Yok." deme gafletine düştüm. Bununla beraber ağzımdaki lokma boğazıma kaçmış ve şiddetli öksürüklere yakalanmıştım. Egemen'in yüzündeki gülümseme solduğunda bana doğru yaklaşmış ve bir yandan sırtıma vururken bir yandanda önümdeki vişne suyu dolu bardağı bana uzatmıştı. Vişne suyunu hızla içtiğimde ağzımdaki lokma hızla küçülmüş ve boğulma tehlikesinden uzaklamıştım.

Çınar AğacıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin