4.BÖLÜM

97 19 15
                                    

- Korkutan Planlar -

   Birkaç dakika öncesinde şu adama yumruk atan Egemen biraz sonra yerde sızlanarak yatacak deseler asla inanmazdım ki şu an gözlerim gerçekten bu manzaraya inanmıyor. Adamlar Egemen ve Cihan'dan kat ve kat güçlüydü bunu ilk bakışta görebiliyordum. Bu güçlerinin zararı ise Egemen ve Cihan'a dokunmuştu. Gözlerim Bade'ye döndüğünde şaşırdığını görebilsem de yüzünde oluşan küçük sırıtışı hemen fark etmiştim. Peki bu sırıtış ne içindi? Tekrar Egemen'lere döndüm. Adamlar çoktan yanımızdan ayrılmıştı Egemen ve Cihan ise sızlanarak yerde oturuyorlardı. Bunu gördüğümde ise yanlarına gitmiştim.

"İyi misin?" diye sorsam da yüzündeki kanayan yaralar halinin vahim olduğunu gözler önüne seriyordu.

"Oradan bakılınca iyi gibi mi gözüküyorum." diye haklı bir çıkarımda bulunsa da beni terslemesi hoşuma gitmemişti.

"Sadece iyi olup olmadığını sordum beni terslemene gerek yoktu." diye sinirlenmeden edemedim bu yüzden.

"Özür dilerim. Sinirlerim bozuldu." dedi pişman olmuş bir yüz ifadesi ile. Hoş, yüzündeki yaralar mimiklerini oynanmasına izin vermiyordu.

"Yakınlarda bir sağlık ocağı var oraya gidelim de size bir pansuman yapsınlar, yaralarınız mikrop kapabilir." dedikten sonra Egemen'i kaldırmak için moluna girdim ve ekledim, "Gel sana yardım edeyim. Bade sende Cihan'a yardım et." Cümlemi sonlandırıp Bade'ye baktığımda söylediğim şeyden memnun kalmamıştı.

"Ciddi misin?" diye sorduğunda nasıl böyle bir tepki verdiğine anlam veremedim. Bize yardım etmek istemişler ama kendileri zarar görmüşlerdi ve Bade böyle bir tepki mi veriyordu?

"Evet onları burada bırakmayı düşün müyorsun herhalde?" diye söylenmeden edemedim. Bade sıkkın bir ifade ile bakarken,

"Tabiki bırakmayı düşünmüyorum ama-" diyip duraksadı. "Of neyse tamam." diyerek zorla da olsa Cihan'ın koluna girdi. Bade'nin tiksinirmiş gibi baktığı bakışlarını gördüğümde ise her şey daha da garipleşmişti. Ne vardı Bade'yi bu denli sıkıntıya sokacak?

<><><>

   Hemşire Cihan'ın pansumanını bitirip Egemen'e geçtiğinde benim arkam hala onlara dönüktü. Bakamamamın sebebi kanı hiç sevmezdim. Hatta iğrenirdim. Sebebini bilmiyordum. Derin kesikler, yara izleri veya içinde kan barındıran her şey ona bakmama engel oluyordu. Kana bakınca bayılanlardan değilim merak etmeyin. Sadece takıntı işte.

"İkinize de geçmiş olsun. Sargılarınıza dikkat edin kanarsa yeniden değiştirmek için gelebilirsiniz." diyen hemşireyi duyduktan sonra önüme dönmeyi başarabildim. Gözlerim onları gördüğünde pansuman yapılmasına rağmen hala çok kötü olduklarını görmüştüm. Büyük ihtimalle uzun süre bu yaraların ve morlukların sancısını çekeceklerdi.

"Hadi gidelim." diye huzursuzca kalktı yerinden Egemen. Bize yardım etmek isterken dayak yemek hoşuna gitmemişti. Kendine güvenmişti, bize yardım edebileceklerini düşünmüştü ama bu düşünce kötü bir sonuç vermişti.  Bu durum ise Egemen'in canını sıkmış ve sessizleşmesine neden olmuştu.


"Tamam hadi Çisem." diyerek dürttü beni Bade ve bende düşüncelerimden sıyrılıp çıkışa doğru yöneldim.

   Orada çıktığım anda temiz havayı soludum. Çünkü herhangi bir sağlık kuruluşu olsun kokusunu hiç sevmiyordun. Anlaşılan geleceğim asla bir hastane de olmayacaktı.

Çınar AğacıWhere stories live. Discover now