23.BÖLÜM

7 1 1
                                    

- İblisin Yansıdığı Gözler -

- İblisin Yansıdığı Gözler -

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Tesadüfleri düşündüm. Gerçekten varlar mıydı? Tesadüfler olsaydı kader olmazdı. Kaderin olduğuna inanırken tesadüfleri nasıl kabul edecektim? Kafamı bir süre meşgul etmişti bu soru. En sonunda tesadüflere inanmamaya karar verdim. Fakat her insan olacak karşılaşmaları kendi seçimi ile mi yapıyordu? Kader seni karşındaki kişi ile bir araya getiriyorsa bu da tesadüf olmaz mıydı?

Daha sonra karşıma bir cümle çıktı. "Tesadüfler kaderin tecelli etmesiyle ortaya çıkalar." Bu durumda tesadüfler vardı fakat onlarda kadere bağlıydı. Kader ise bambaşka bir olguydu. Çünkü çizilmiş bir geçmiş, şimdi ve gelecekten ibaretti. Bilinen ve bilinmeyenler ile doluydu. 5 saniye öncen ve 5 saniye sonran ile doluydu. Kaderin bilinmezliği korkuruturdu ve eğer tesadüfler kaderin tecellisiyle ortaya çıkan anlardan ibaretse bazı insanların kaderime yansıyan tesadüfleri beni korkutuyordu. Bir çift kahverengi gözün kaderime tesadüf üzeri düşüşü kaderin cilvesi gibi değilde yazgısı gibi geliyordu. Bu yazgının içerisinde bir çift kahverengi göz beni nereye götürürdü bilmiyordum. İşte bu yüzden kaderin bilinmezliği insana korku veriyordu.

"Merhaba." Cemre elini havaya kaldırarak bize selam verdiği sırada yavaşça Egemen'den ayrıldım. İkimizde tamamen Cemre'ye dönmüştük ve şaşkın gözlerle onu izliyorduk. Bir daha gözlerine rastlamayı düşünmediğim o kız karşımda duruyordu ve içimde tohumlarını ektiği hisler beni yeniden rahatsız etmeye başlamıştı.

"Merhaba Cemre." İlk selam veren ben oldum. Cemre'nin gözleri benden ayrılarak Egemen'e döndüğünde ondan da bir selam beklediğini fark ettik. Egemen bekletmeyerek selam verdiğinde yüzündeki gülümseme büyüdü. "Buralarda seni görmeyi beklemiyordum."

"Bende sizi görmeyi beklemiyordum aslında. Görünce çok şaşırdım ve yanınıza gelmek istedim. Geçen gün randevuma yetişmeme yardım ettiniz ve size teşekkür edemedim. Gerçekten çok teşekkür ederim." Cemre bana bakarak konuşmuyordu. Gözleri Egemen'in kızıllarına tutunmuş söylediği her sözü onlara söylüyordu. Egemen ise mahcup bir şekilde başını eğdi.

"Teşekküre gerek yok Cemre. Yapmazsam ayıp olurdu." Egemen, Cemre'nin bu heyecanlı halinin aksine çok sakindi. Bende ise anlam veremediğim duygular yüklüydü. En belirgini ise şüpheydi.

"Başka birisi olsa yapmazdı Egemen. Bu yaptığın çok ince bir hareketti." Cemre Egemen'in sözlerini pek umursamışa benzemiyordu. Çünkü hala büyük bir minnetle Egemen'in gözlerinin içini arşınlıyor ve dudaklarından sözcüklerin hızla dökülmesine izin veriyordu. Gözlerim Egemen'e kaydığında bu durumdan rahatsız olduğunu çok net görebildim. Bu yüzden konuşmayı devralmaya karar verdim.

"Cemre, sen kiminle geldin?" Sorum üzerine Cemre bana döndü. Egemen ile konuşurkenki heyecanı bir anda yok olmuştu. "Aslında tek başıma geldim. Bazı şeyleri tek başıma yaparak keyif almayı seviyorum." Anladığımı belli edercesine başımı salladım. Birkaç saniye kadar önce Cemre'nin gözlerinin içi parlıyordu. Fakat ben konuşmaya başladığımda bütün enerjisi çekildi sanki.

Çınar AğacıWhere stories live. Discover now