31.BÖLÜM

39 10 7
                                    

- Yaşama Devam -

"Yarışmayı kazanan sınıf... 8,8,9 puan alarak alarak Eşit Ağırlık oluyor." dediğinde neredeyse tirübünün yarısı çoştu. Konfetiler patlatılırken tezahüratlar baş göstermişti. İçimde çok büyük bir burukluk olsada bunun nedeni kaybetmem değildi. Kaybetmesini bilen bir insandım ama arkadaşlarımın üzülmesinden korkuyordum. Başımı yere eğmiş patenlerimi izlerken bir el omzuma dokundu.

"Unutma Çisem. Eğer başını eğersen kaybettiğini düşünürler, ama sen hayatta kazanansın bu yüzden başını dik tut." Egemen'in sözleri beni büyülerken başım otomatik olarak dikleşmişti. Haklıydı. İnsanların kaybettiklerini öğrendiklerini duyunca başlarını eğmelerini sevmezdim. Biz güçlü olmalıyız ki kaybetmediğimiz anlaşılsın.

"Sayısal Sınıfı 6,6,7 puan alarak 2. oluyor. Tebrik ederim. Ve son olarak Sözel Sınıfı 6,7,5 puan alarak 3. oluyor. Üzülmenize gerek yok çocuklar çünkü üç takımda mükemmeldi be toplamlarınız baya yakın. Eşit Ağırlık 38, Sayısal 37, Sözel 36. Puanlar peş peşe dizilmiş. Hepinizi son defa tebrik ederim. Bu seneki turnuvamızda son bulmuştur. Gelecek seneye görüşmek üzere." Pistekiler ayrılırken tribündekiler geliyordu. Eşit Ağırlık kutlama yaparken onların yanından uzaklaşmıştık. Arkamda hissettiğim elle döndüm. Kısa boylu bir kız bağırarak bana bir şey söylüyordu.

"Müdür seni odasına çağırıyor. Önemli bir konuymuş. Hemen gelsin dedi." ince sesi zar zor duyulurken yürümeye başladı ve beni de arkasında koşturdu. 

"Bekle patenlerimi çıkartmalıyım." desemde beni dinlemedi.

"Müdür patenlerini çıkartmadan gelsin dedi." öyle mi? Allahım ya. kızla birlikte okulun içerisine girdik ve zar zor merdivenleri çıktım. Kız müdürün odasının önüne geldi kapıyı çaldı ve içeriye bir şeyler söyledi ve  kapıyı sonuna kadar açıp beni işaret etti. Dediğini anlayıp içeriye girdim ve hocanın karşısında durdum. Bora'nın deyimiyle Dumbledore müdürümüz yine sevecenlikle bakıyordu. 

"Kızım hoşgeldin. Geç şöyle otur." diyerek önündeki koltuklardan birisini gösterdi. Dediği yere oturup onu merakla izledim. Kupa törenini bile göremeden beni buraya getirmişti.

"Efendim bir sorun mu var?" dediğimde hemen başını iki yana sallayarak,

"Yok kızım birisini bekliyoruz. Gördüğünde sevineceğini düşünüyorum. Bu arada yarışmadaki performansın mükemmeldi. Tebrik ederim." hocaya anlamaz gözlerle bakıp,

"Hocam ben birinci olmadım. Hatta sonuncu oldum. Yani eğer iyi bir performans göstermiş olsaydım ben kazanırdım değil mi?" hoca bana şefkatle bakıp,

"Güzel kızım öyle düşünme. Sen bugün kazanmamış olabilirsin, ama belki de ileride daha büyük şeyler kazanacaksın." hocanın bu söylediğini ilgiyle dinleyip kulağıma küpe ettim.

"Doğru söylüyorsunuz hocam." bana anlayışla bakıp arkada açılan kapıya döndü. Merakla arkamı döndüğümde şaşkınlık içinde kaldım. Bu kişi Derin Özkök'tü. Şuan tam karşımda duruyordu ve ben ne yapacağımı bilemeyerek ayağa kalktım. Bu sırada arkamdaki suyu düşürmemle her yer su oldu. Aferin Çisem. Ya sende karışma.

"Derin Hanım ben sizin geleceğinizi bilmiyordum. Çok özür dilerim hocam. Öyle birden Derin Hanımı görünce ne yapacağımı şaşırdım." soluksuz konuşurken müdür beni durdurdu,

Çınar AğacıWhere stories live. Discover now