18.BÖLÜM

41 12 7
                                    

- Seni Seviyorum -

   Önümdeki adam yediği kafa ile yere yığıldı ve benim gözüm onda takılı kaldı. Hiçbir kurtuluşumun olmadığını düşünen ben neredeyse şuan kahkaha atacaktı. Birden bileğimde bir el hissettim ve daha sonra sokağın çıkışına doğru sürüklenmeye başladım. Yaşadığım şok hali ile hiçbir tepki veremiyordum.

   Birkaç saniye sonra sokaktan çıkmış, alışveriş merkezinin önüne gelmiştik. Şuanda kendimi daha güvende hissediyordum. Bir an önce Berk'i bulmalı ve daha sonra buradan gitmeliydik. Çünkü bu gecenin bana hiçbir katkısı olmamıştı. Birden bir bağırma sesi geldi ve yerimde sıçradım.

"Sen ne yaptığını zannediyorsun? Söylesene tek başına dışarıda ne işin var? Kafan mı güzel? Ne halt yemeye Berk iti ile buraya geliyorsun? Oda yetmezmiş gibi yalnız başına dışarıda dolaşıyorsun. Çisem senin derdin ne? Bana peşinde bir adam olduğunu söylüyorsun ama yalnız başına dışarı çıkma cesaretini gösteriyorsun." Egemen Bey karşımda durmuş bana hesap soruyor. Zorba pislik. Keşke böyle biri olduğunu bilseymişim.

"Sana ne ya sana ne? Seni ne ilgilendirir. Ben sana onları bunlar yaşanmadan önce anlattım. Güvendiğim için. Sence şu anda sana güveniyor muyum? Zerre güvenmiyorum. Bu yüzden artık beni düşünmene, umursamana gerek yok. Çünkü artık seni istemiyorum. Çık hayatımdan. Bana daha fazla zarar vermek istemiyorsan çık hayıtımdan. ÇIK!" diye bağırdım. Sinirden gözlerim dolmuştu. Gözlerimi yukarı diktim ve onları yerine geri gönderdim. Şu anda ağlamanın sırası değildi. İkimizdende ses seda çıkmıyordu. İkimizde mahvolmuştuk. O beni kandırmıştı, bende onu hayatımdan çıkarmıştım. Bunlar bizim kalplerimize çok büyük yüklerdi fakat taşımak zorundaydık. Hata yapmıştık ve bunun bedelini ödemek zorundaydık.

"Çisem. Ne oluyor burada?" Berk dışarı çıkmış bize doğru bakıyordu. Demek ki konuşmalarımızı duymamıştı. Duysaydı sormazdı.

"Bir şey olmuyor. Berk ben çok yorgunum eve gidebilir miyiz?" diye sordum oda başını onaylar şekilde salladı. Egemen'in yanından geçip Berk'in yanına doğru ilerledim.

   Arabanın yanına geldiğimizde Berk benim oturacağım yerin kapısına yaslandı.

"Berk ne yapıyorsun?" dedim bıkkın bir sesle.

"Çisem şuan ne yeri nede zamanı ama ben şuan bunu söylemek istiyorum." dedi ve derin bir nefes alıp konuşmaya başladı. "Çisem ben ne zamandır bunu söylesem mi söylemesem mi diye çok düşünüyorum. Acaba sen ne dersin? Ne tepki verirsin? Diye düşünmekten çok yoruldum. Bu yüzden direk söylemeye karar verdim. Çisem... Ben... Ben. Of ne zormuş. Ben seni-" dediği an kolumdan çekilerek bir arabaya doğru sürüklenmeye başladım. Egemen'in arabasına. Hemen ondan kurtulmaya çalıştım fakat daha sıkı tutarak arabanın kapısına kadar getirdi. Daha sonra beni zorla içine bindirip kemeri bağladı.

"Ya geri. Bıraksana beni. Zorba pislik. Senin böyle birisi olduğunu bilseydim yanıma yaklaştırmayı bırak beş yüz metre yakınıma bile yaklaştırmazdım. Ya açsana şu kapıyı." diye cığırdım fakat nafile. Bu sırada Berk hızla geldi ve Egemen'i omzundan tutup yüzüne yumruğu geçirdi.

Egemen Akbulut

   Berk'ten yediğim yumrukla biraz gerilesemde hemen kendime geldim. Ve Berk'in yüzüne sert bir yumruk indirdim. Oda biraz geriledi fakat hemen yüzüme ikinci yumruğu geçirdi. Bu sefer hiç sarsılmadan Berk'in üstüne yürüdüm ve yakalarından tutup yüzüne kafayı geçirdim. Berk yerle buluştu. Üstüne doğru eğildim ve

Çınar AğacıWhere stories live. Discover now