13.BÖLÜM

60 16 10
                                    

- Yeni Ortaklar, Kavgalı Çocuklar -

1 hafta sonra...

   Yeni ortaklar... Nefret ettiğim şeylerden birisi. Tamam. Yeni olan her şeyden nefret etmiyorum fakat en son gelen ortağın İlayda'nın babası olması bende büyük travma oluşturdu. Ve bugünde öğreniyorum ki bugün ki akşam yemeğinde yeni ortaklarımızda olacakmış. Umarım çocukları yoktur. Yada varsada inşallah iyi insanlardır. İlayda beni zaten bezdirdi birde onları çekemem.

   Egemen'den uzak durma işi ne oldu derseniz... İstanbul'a dönmemizin ardından bir hafta geçti. Ve bizde çok görüşmedik zaten. Yani okulda. Onun dışında pek bir arkadaşlığımız yok zaten. Neden yok? Sayısal ve sözel sınıfı diye hatırlatmama gerek yok herhalde. Onlar dışarıda da görüşmedikleri için Bade de benim ne Egemen ile nede Cihan ile görüşmeme izin vermiyordu. Ki versede hiçbirimiz bir şeyler yapmak için çaba göstermiyoruz.

   Şimdi ne yapıyorsun diye soruyorsanız bir Çisem Kayan klasiği olarak dolabımın önüne oturmuş kıyafet seçmeye çalışıyorum. Sonuç: sıfır, sıfır, sıfır... Neden bu kadar kararsızım ki. Bana kim yardım eder. Tabiki çok minnoş arkadaşım Bade!

   Hemen telefonumu alıp Bade'ye giyebileceğim kıyafetlerin fotoğrafını çekip attım. Altınada hangisinin daha uygun olacağını sorduğum bir mesaj yazdım. Galiba oda kıyafet seçiyordu çünkü normalde hemen cevap verirdi, benim aksime. Kızın attığı mesajları bir gün sonra bile görmüşlüğüm oldu. Ve o mesajlardan biri kesinlikle şu oluyor "Ben senin sevgilin değilim bana geç yazamazsın."

   Bade neden elbise seçiyor diyebilirsiniz. Tabiki bunun birde cevabı var çünkü Bade'nin babası Cerrah Amcanın ilk ortağı. Hatta bu şirketi Bade çok küçükken birlikte açmışlar. Bu yüzden onlarında bu yemekte olması gerekiyor

   Ve sonunda yazdı. Son gönderdiğimi seçmişti ki bende en çok onu beğenmiştim. Lila renginde simli bir bluz ve altınada siyah yalandan düğmeleri olan bir etek. Ne çok abrtılı nede çok sade tam ayarında bir kombin. Ha pardon büyük bir kısmı atlamışım. Bade altına siyah önü açık dolgu topuklu ayakkabılarımı giyinmemi istemişti. Ama onları giyinince uzun olan boyun daha da uzuyordu. Ama giyinmezsem beni geberteceğini belirten emojiler koymuştu o yüzden mecbur giyinmek zorundaydım. Kader mahkumu pardon arkadaş kurbanı.

   Önce temiz bir kız olmak için banyo yaptım. Sonra üstlerimi giyip makyaj masasının önüne oturdum. O sırada Seyran Teyze gelmiş ve saçlarımı balık sırtı modelinde örmüştü. Ve benide bir dertten kurtarmıştı. Makyaj da da fondoten ve kapatıcı gibi işlemleri hallettikten sonra gözüme ince bir eyeliner çektim. Onun kurumasını beklerken yanaklarıma hafif bir allık sürdüm. Rimelimi alıp onunla bakıştıktan sonra zaten gür olan kirpiklerimi daha da gürleştirip çok abartı kaçacağından yerine bıraktım. Far paletinden bluzuma uyacak lila simli bir farı alıp göz pınarlarıma çok yaklaştırmayacak şekilde sürdüm. Dudaklarıma da nemlendirici sürüp bu işlemide bitirdim. Daha sonra ayakkabılarımı da giyinip aşağıya indim. Ayakkabılarımı da nasıl giyindiğimi anlatmıyayım isterseniz.

   Merdivenlerden inerken görüş açıma Cerrah Amca ve Seyran Teyze girdi. Seyran Teyze, Cerrah Amcanın kravatını bağlıyordu. Ve çok tatlı gözüküyorlardı. Hatta merdivenlerden inip başımı yaslayarak onları izlediğimi fark ettirmeyecek kadar etkiliyorlardı insanı.

"Maşaalah de kızım nazar değecek." dedi mutfaktan gelen Şengül Abla.

"Maşaallah, maşaallah. Allah bozmasın." dedim bende Şengül Ablanın sözlerine karşın.

"Bak sen şunlara. Durmuşlar bizi izliyorlar. Şengül sen mutfağa, Çisem sende Şengül Ablana yardım et." dedi Seyran Teyze bizi azarlarcasına. Ben tam mutfağa girecekken zil çalınca direk kapıya koştum. Kapıyı açtığımda yalvaran bir Bade'yi görmeyi beklemiyordum.

Çınar AğacıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin