26.BÖLÜM

42 13 17
                                    

- Çınarın Altında -

   Ben ne yapıyordum. Yaptıklarım mantıklı mıydı? Her şeyden kaçmak bir çözüm değil diyen Çisem ne yapıyor şuan? Ama öğrendiğim bir şey vardı. İnsan duygularının sahibi ama onları yüzde yüz kontrol etmesi imkansız. Ve bende yapmıştım. Sanki bir virüs gibi. Önce sinsice vücuduma girdi ve daha sonra bütün vücudumda yayılıp onu ele geçirdi. Ve beni mahvetmekten başka hiçbir şeye yaramıyordu. Virüs iyi bir şey değildi ki zaten benim vücudumu da iyileştirsin.

   Kendimi toparlayıp çardağa geri döndüm.

"Şey... Kusura bakma Makbule Teyze benim artık gitmem lazım." dedim ve çantamı koluma taktım.

"Niye kızım? Ne güzel oturuyorduk işte." dedi şaşırmış bir şekilde.

"Ben daha sonra seni ziyarete gelirim. Hem hiç yoktan ortaya çıktım zaten." dedim.

"Hiç öyle şey olur mu Çisemciğim? Sen bizim için değerlisin öyle şeyler söyleme lütfen." İlayda'nın bu sözlerine karşılık saçını başını yolasım vardı ama kendime gelip Makbule Teyzeye veda ettim ve evden çıktım. Bu kız beni çok sinir ediyordu. Kendisi için değerliymişmişim. Değerli mi? Allahım...

"Çisem." diye bir ses duydum. Bu Egemen'in sesiydi. Duymamış gibi yapıp yürümeye devam ettim. Kızım sen salak mısın? Niye durmuyorsun? Neden korkuyorsun. Çisem kaçma artık... Ya benim iç sesim niye haklı. Mantıken iç seslerin mantıksız konuşması lazım. En azından bana göre.

"Çisem." dedi sinirli bir şekilde arkadan koşan Egemen. Yine durmadım. Onu dinleyecek takati kendimde bulamıyordum. Konuşmanın yarınsında bayılır kalırdım herhalde. Egemen seni seve seve hastaneye götürür canım. Hıh yine mantıksız mantıksız konuşmaya başladı. "Çisem." deyip bileğimden tuttuğu gibi beni kendine çekti. Burnum omzuna denk gelmişti. Elimle ovmak istiyordum ama bu çok saçma olurdu. "Kızım niye durmuyorsun?" diye sorudu.

"Duymadım." bana salakamışım gibi bakıp.

"Duymadın?" dedi sorarcasına.

"Evet duymadım Egemen ne var bunda?" diye sordum. Bana bir şeyi anlamak ister gibi bakıp,

"İlayda ile ne oldu?" diye sordu. Ah Egemen şuan bu en son konuşmak istediğim konu bile değil.

"Bir şey olmadı." diye yalan söyledim.

"Bir şey var ama sen anlatmak istemiyorsun. O yüzden şimdilik bu konuyu kapatıyorum." dedi. İşte Egemen'in bu huyunu çok seviyorum bir kişinin ne yapmak istediğini çok iyi anlayabiliyor. Tamam benim için o kadar geçerli değil ama zaman zaman tutturuyor. "Sana bir şey sorabilir miyim?" dedi.

"Sor." dedim ona karşılık.

"Yarın bir işin var mı?" neydi bu. Bunu genellikle kıza çıkma teklifi yapmak isteyen çocuklar söylüyordu. En azından dizilerde böyle. Egemen de mi öyle yapacaktı? Benden cevap bekler bakışlar atıyordu.

"Hayır yok." dedim. O an sanki küçük bir tebessüm oldu yüzünde. Hadi bakalım Çisem acaba seni ne bekliyor. "Neden sordun?" dedim.

"Şey aslında ben bir yere gitmek istiyordum. Benim için özel bir yer. Yani bundan beş buçuk ay önce karşıma çıkmış bir yer ama orada bir şey vardı o yüzden seninde benimle gelmeni istiyorum. Duygu konusunda benden iyisin." dedi göz kırparak. Ben sadece boş boş yüzüne bakıyordum. Ne dediğini anlamamıştım. Ellerini gözümün önünde sallayıp. "Benimle gelir misin?" diye sordu. Afallamış bir şekilde.

Çınar AğacıWhere stories live. Discover now