32.BÖLÜM

5 1 0
                                    

- Aileni Seçmek -

Her şeyinizi kaybettiğinizde hiçbir şeye sahip olmak istemiyordunuz

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Her şeyinizi kaybettiğinizde hiçbir şeye sahip olmak istemiyordunuz. Size sunulan fırsatları boş bir nefes verişle geri çevirmek istiyordunuz. Gözlerinizdeki sakinlik, dudaklarınızın mıhlanışı insanların size bakmasını engellerdi. Hiçbir şeyi kalmamış bir insanın durgun mimikleri yanındakini rahatsız ederdi. Belki de bomboş ruhunuz yanınızdaki insanlarında ruhlarını sömürdüğü için böyleydi. Fakat biliyordunuz ki dudaklarınıza uğrayacak bir gülümseme olmayacaktı, gözleriniz yeni bir ışıltı kazanmayacaktı. Her şeyini kaybetmiş bir insanın ruhunda birçok iz vardır fakat o izler ne kadar fazlalaşıyorsa o kadar boşlukta bırakıyordu insanı...

Birkaç yıl öncesine kadar kendini anlat deseler tam olarak böyle anlatırdım kendimi. Ruhu tamamen boşalmış, elinde hiçbir şeyi kalmamış genç bir kadın. Şimdi kendimi anlatmak istediğimde ruhum bir anda ayağa kalkıyordu. Söylemek istediğim tüm sözleri yutmamı isteyecek kadar izlerini siliyordu. Dudaklarında bir gülümseme varken, gözlerindeki bu ışıltı varken yalan söyleme diyordu...

Kaderim, yıllar sonra bana bir hediye sunmuştu. Bu hediye benim için bir seçenekti, tek seçeneğimdi. Bir aile seçecektim kendim için ve bu ailenin hayatımı nasıl etkileyeceği seçimime bağlı olacaktı. Seçimim ya hayatımı kurtaracaktı ya da sonsuz bir çıkmaza sürükleyecekti.

Bütün korkularıma rağmen bir seçim yaptığımda ruhumdaki bütün izler beni azat etti. Elimde hiçbir şey kalmadığına inanırken bütün inancımın üstüne bir çizik atıldı. O çizik öyle bir çizikti ki şartladığım düşüncelerimi yerle bir etti. Dudaklarıma bir gülümseme, gözlerime ışıltılar çizdi. Bomboş ruhumu bana yeniden verdi. Ben bir aile seçtim, hayatımı bana yeniden kazandıran...

Araba dağın taşlı yollarında sarsıla sarsıla ilerlediği sırada gözlerimi kapatmış uyumaya çalışıyordum fakat bu maalesef ki mümkün değildi. Arabanın içinde konuşarak beni uykumdan eden 3 kişi vardı ve yolun bu kadar sarsıntılı geçmesi bütün uykumu kaçırıyordu.

"Susun artık!" diye cırladığımda arkada oturan üçlü sessizliğe gömüldü. "Sen uyumuyor muydun ya?" diyen Bora daha çok sinirlerimi bozduğunda hışımla doğrulup arkaya döndüm.

"Sayenizde uyumak namümküm Bora." Bora güldüğünde sinirle kaşlarımı çattım. "Komik mi Bora?" diye çıkıştığımda gülüşünü engellemeye çalıştı fakat bunda başarılı olamadı.

"Çisem sabahın köründe kalktın diye huysuzsun anladık ama yola çıktığımızdan beri konuşturmadın resmen bizi." Bade bana isyan ettiğinde sinirli gözlerim bu seferde onun elalarını yakaladı.

"Ha sorun çakıl taşlı yolda değil, sorun sizin bütün yol boyunca konuşmanızda değil sorun benim uykusuzluğumda öyle mi Bade?" Bade söylediğine pişman olmuş bir şekilde gözlerini kaçırıp dudaklarını sımsıkı kapadı. Sinirli bir şekilde önüme döndüğümde taşlı dağ yolu beni daha çok sinirlendirdi.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 24 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Çınar AğacıWhere stories live. Discover now