O

15.5K 953 484
                                    

Herm'den

Koridorları adımlarken burnuma gelen tanıdık bir o kadar da yabancı koku karşısında şaşkındım. Bir şey nasıl hem bu kadar benden hem bu kadarda yabancı olabilir ki? Kokunun geldiği yöne başımı çevirdiğimde gözlerim büyüdü.

Siyah dalgalı saçlı, zayıf ama bir o kadar da kaslı, uzun boylu ve heykelleri kıskandıracak kadar güzel yüze sahip bir çocuk bana doğru yürüyordu. Bana iyice yaklaştığında yeşilimsi gri gözlerini fark ettim. Gerçekten insanı kendine hayran bırakıyordu. Boynundaki gümüş ve yeşil renklerindeki kravattan ve yakasındaki iğneden slytherin öğrenci başkanı olduğu anlaşılıyordu. Bir dakika bu dönemde öğrenci başkanıysa o zaman bu çocuk! Hayır olamaz lütfen o olmasın.

"Sende kimsin ve bu saatte burda ne işin var" sert ses tonu boş koridorlarda yankılandı.

"Be-ben Hermione Granger. Yeni öğrenciyim. Prof-fesör Dippet'ın yanından geliyorum" karşısında kekelediğim için kendimden utanıyordum ve hala içimden lütfen o olmasın diye dua ediyorum.

"Yeni öğrenci mi bundan hiç bahsetmediler" kaşlarını şüpheyle kaldırdı ve beni baştan aşağı incelemeye başladı

"Şimdi geldik onun için duymamışsındır. Müdür bizi okula kabul ettiği için çok şanslıyız"

"Geldik mi kaç kişisiniz?" Emreder gibi konuşması şüphelerimde haklı olduğumu gösterir miydi?

"İki, iki kişiyiz. Amerikadan geliyoruz. Ailelerimiz iş gereği buraya geldiği için bizde okula burada devam etmek zorunda kaldık." Konuşmamı bitirdiğinde hala ikna olmuş görünmüyordu ama daha fazla üstelemeyeceğini belirtircesine beni başıyla onayladı.

"Pekala üstündekilerden Gryffindor olduğunu görüyorum peki diğer arkadaşın" bunu resmen aşağılar gibi söylemişti.

"O syltherine seçildi. Sanırım senin binan oluyor"

"Evet" kendiyle gurur duyan bir ifade takındı. İçimdeki şüpheler kesinlikle yok olmuştu bu o. "Yeni olduğuna göre seni binana götüreyim. Koridorlarda bu saatte tek başına dolaşamazsın" beni götürmeyi teklif etmesi şaşırtıcıydı. Yürümeye başladığında ona yetişmek için adımlarımı hızlandırdım. Gerek olmadığını söylemek istiyordum ama beni dinlemeyeceğini biliyordum. "Bu arada ben Tom Riddle. Slytherin öğrenci başkanıyım" dedi şüphelerimi doğrulayarak. Gözlerim nefret ve tiksintiyle kısılırken o bana bakıp ifademe anlam vermeye çalışıyordu.

"Kim olduğumu zaten söylemiştim" sesimi tutabildiğim en soğuk tonda tuttum. Davranışımı anlamadığı her halinden belliydi ama bir şey demiyordu. Zaten o insanlardan nefret eder neden basit bir kızın düşüncelerini önemsesin ki? Şişman hanımın tablosunun önüne geldiğimizde durup bana döndü.

"Parola akşam güneşi." Söylediğine şaşırmıştım

"Sen parolayı nerden biliyorsun"

"Ben öğrenci başkanıyım bütün paroları bilirim. Şimdi gidip yat. Sağ taraf kızlar yatakhanesi. Boş bir yatak bulup yerleş yarın çaresine bakarsınız" başka bir şey söylemeden arkasını dönüp gitti.

İçeri girerken korktuğumu hissediyordum. Merdivenleri çıkıp boş bir yatak buldum. Herkes uyuduğu için mümkün olduğunca sessiz davranıyordum. Yatağa girdiğimde ne olacağını düşündüm. Harry ve Ron ne yapıyorlardı? Kardeşim iyi miydi? Arkadaşlarım gittiğimi farketmişler miydi? Daha yeni güvenmeye başladığım Malfoy'la birlikte içinde genç Voldemort'un bulunduğu okulda mahsur kalmıştım. Parolaları biliyordu. Sanki heran merdivenlerden çıkıp lanetler yağdırmaya başlayacakmış gibi hissediyordum. Görüntüsü ise hiç hayal ettiğim gibi değildi. Harry ikinci sınıfta onu günceden çıkarken gördüğünde böyle anlatmamıştı. Tamam yılana benzeyen, kırmızı gözlü bir şeytan beklemiyordum ama bu kadar muhteşem görünüşlü birini hiç beklemiyordum. Sanırım Harry o Voldemort olduğu için onu kötü görmek istemişti. Benimde yapmam gereken buydu. Onu kötü görmek. Burada istemesemde bir görev için bulunuyordum. Görevi yerine getirmem için ona yakın olmam gerekebilirdi ve ben kendimi korumalıydım. Gözlerimi önümdeki karanlık günlerin ilkine kaparken üzerimde yılların yorgunluğunu hissediyordum.

Tom'dan

Slytherin binasına dönerken yeni kız aklımdan çıkmıyordu. Bana olan bakışı. Bugüne kadar hiçbir kızın bana öyle baktığını görmemiştim. Onu ilk gördüğümde diğer kızlar gibi beni görünce büyülenmiş ve kekelemişti. Ama sonra resmen gözlerinde tiksinti görmüştüm. Koskoca Tom Riddle yanında yürüyordu ama o tiksiniyordu öyle mi?

Peki ben bunu neden umursuyordum ki? Düzensiz kıvırcık saçları, normal uzunlukta olan boyu ve ortalama kilosu olan sıradan bir kızdı. Ama sıradan olamazdı. Çünkü bana diğer kızlar gibi bakmıyordu. Eğer diğer aptallar gibi baksaydı onu da umursamayacak ve hayatıma devam edecektim. Ama o benden etkilenmiyordu ve ben bunun sebebini öğreneceğim

Tom azcık kendini beğenmiş mi ne? Yeni bölüm tabiki oy ve yorum candır

değişim~tomioneWhere stories live. Discover now