Çikolata ve Patronus

11.9K 808 463
                                    

Profilimden diğer hikayelerime göz atmayı unutmayın 

Tom'dan

Hastane kanadında oturmuş karşımda yatan kıza bakıyordum. O adam da kimdi? Böcürtün taklit ettiği versiyonu bile onu öldürmeye çalışmıştı. Böcürtlerin bir büyücüyü öldürmeye çalışacağını hiç düşünmemiştim. Ama işte Granger karşımda baygın şekilde bunu kanıtlamak için yatıyordu. Gözlerini kırpıştırmaya başladığını fark ettiğimde oturduğum sandalyeden kalkıp yanına gittim

"Hastane kanadındasın" dedim soran gözlerine cevap vererek. Gözleri benimle buluştuğunda yüzüne tuhaf bir ifade yerleşti. Sanki bir şeyler demek istiyor ama söyleyemiyor gibiydi.

"Ne zamandır baygınım?" Yatakta doğrulurken bir yandan da konuşmaya başlamıştı.

"Yaklaşık bir saattir"

"O zamandan beri burada mı bekliyorsun?" Dedi hayretle açılan gözlerini bana dikerek

"Benim için merakın ne kadar önemli olduğunu biliyorsun"

"Bilmez miyim" yataktan kalkarken yüzüne karanlık bir ifade yerleştirdi.

"Seni kurtardığıma göre bence aramızdaki sorunu hallettik" dedim ona hafifçe gülümseyerek. Buradan biran önce ayrılmak için acele ediyordu.

"Ve buna da kendin karar verdin öyle mi?" Kapıya doğru yürürken bana bakmadan konuşmuştu.

"Yapma ama Granger senden zaten özür diledim fazla uzatıyorsun" onu anlamıyordum. Tamam belki fazla ileri gitmiştim ama sonuçta özür dilemiştim. Neden özrümü kabul etmek yerine bu saçma inatlaşmayı sürdürüyordu ki?

"Senin için her şey çok basit değil mi Voldemort? Ne istersen hemen olmalı. Bugün seninle konuşmak istiyorum Granger hadi benimle konuş. Bugün seni lanetlemek istiyorum Granger. Bugün seni görmek istemiyorum Granger" korkunç taklidini bitirdiğinde artık yürümeyi bırakmıştım.

Neden bilmiyorum ama bana Voldemort demesi hoşuma gitmiyordu. İnsanlara korku salması için yarattığım ismi beni aşağılamak için kullanıyordu ve bu içimde kara büyünün yükselmesine sebep oluyordu. Ama onu lanetleyemezdim. Zaten onu lanetlediğim için bu haldeydik

"Tamam git o zaman madem seni bu kadar rahatsız ediyorum" arkasından bağırdığımda birden geri döndü. Yüz ifadesi şimdi daha yumuşaktı.

"Beni kurtardığın için teşekkür ederim" dedi. Bunu o kadar kısık sesle söylemişti ki zorlukla duyabilmiştim.

"Önemli değil" deyip gülümsediğimde oda gülümseyerek karşılık verdi ve hızlı adımlarla uzaklaştı.

***

Koridordaki olayın üstünden iki gün geçmişti ve Granger'la hiç konuşmamıştık. Böcürtün taklit ettiği kişiyi ona sormak için can atıyordum ama hiç yalnız kalmadığı için soramıyordum. Sarı kafa ve Potter onu hiç yalnız bırakmıyordu. Yine bir KSKS dersine doğru yürürken bugün Granger'la kesinlikle konuşmam gerektiğine karar verdim.

Sınıfa girdiğimde sarı kafayla birlikte benden uzak bir yerde oturduklarını gördüm. Ona yine not yazıp benimle buluşmasını söylemeye karar verdim ama bunun için dersin bitişini beklemeliydim.  Merrythought derse girdiğinde o lanet cümleyi kurdu. Dudaklarından o cümle döküldüğü anda bütün planlarımı unutmuştum

Herm'den

"Evet çocuklar bugün patronus büyüsüne çalışacağız"

Profesör cümlesini tamamladığında aklıma iki yıl önce Dumbledore'un ordusunda Harry'nin bize patronus yapmayı öğrettiği zamanlar geldi. Birlikte geçirdiğimiz güzel zamanlar zihnimde dalgalanmaya başladı. Bunu düşünerek asamı salladım ve asanın ucundan çıkan gümüşi su samurunu büyük bir mutlulukla izlemeye başladım. Patronus her zaman içimi ısıtıyordu.

değişim~tomioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin