Bir Dilek Tut

7K 463 556
                                    


Tom'dan


"Buna inanamıyorum Tom. Her zaman her yere vaktinde yetişirsin ve bugün geç kalacağın tuttu öyle mi?" Draco gergin şekilde dolaşırken bende hazırlanmaya başladım.

"Biraz sakin olmayı denemelisin. Yoksa asla başaramayacaksın"

"Ahhh kravatımı bağlayamıyorum" Düğüm yapmayı başardığı kravatı asamın ufak bir hareketiyle bağladığımda sanki ilk defa büyü yapıldığını görüyormuş gibi tepki verdi.

"Gerçekten Malfoy sakin ol yoksa seni lanetleyeceğim"

"Gelinin bunu onaylayacağını hiç sanmam Riddle" 

 Yeni gelen sesle ikimizde kapıya döndük. Her zamanki dağınık saçlarını saymazsak siyah resmi cüppesiyle düğüne hazır şekilde bekliyordu.

"Harry Potter bile hazır olduğuna göre gerçekten geç kalmışım demektir"


"Ahhhhh buda ne böyle?" Üstüme konan baykuşla uykudan uyandım. Gördüğüm rüyanın tuhaflığını düşünmeye fırsat bulamadan baykuş elimi gagalamaya başladı. "Lanet hayvan, bu saatte kimden mektup getirmiş olabilirsin ki?"

Grindelwald'la olan düellonun üzerinden yaklaşık bir ay geçmişti ve yılbaşı arifesindeydik. Mürver asayı ele geçirdiğimden beri Draco sürekli geri dönmekten bahsediyordu. Buna ister bencillik deyin ister başka bir şey ama onları gelecek dedikleri yere göndermek istemiyordum. Onların gelecekleri burada benim yanımdaydı bunu göremiyorlar mıydı? Bu konuda Herm bir şey söylemese de onunda Draco'yla aynı düşündüğünü hissedebiliyordum. Bu yüzdende her akşam farklı bir rüya görüyordum. Ve hepsinde ortak olan tek kişi vardı. Harry Potter. 

Onu Herm'in anılarından biliyordum. Rüyalar ilk başladığından ondan nefret ediyor olsam da ilerleyen rüyalarımda onunla bir çeşit bağ geliştirdiğimizi görüyordum. Sanki arkadaşmışız gibi. Bu rüyalardan kimseye bahsetmesemde ne anlama geldiklerini bilmek istiyordum. Beynim bana gelecekle ilgili mesaj vermeye mi çalışıyordu? Bütün bu düşüncelerle kimden geldiği belli olmayan mektubu okumaya başladım.


Yaptığının karşılıksız kalacağını düşünmüyordun değil mi Tom? Benden en sevdiğimi aldın şimdiyse sıra bende.

Mutlu yıllar


Mektubu anlamak için bir kere daha okudum. Kimden geldiğini anladığımda hemen yataktan fırladım ve koşmaya başladım. Eğer o bunak ona bir şey yaptıysa onu öldürmeden önce derisini yüzeceğim. Şişman hanımın portresinin önüne geldiğimde uyuyan kadını uyandırmak için parolayı bir kaç kez bağırmam gerekse de sonunda içeri girmeyi başarmıştım. Ortalık gayet sakin gözükse de onu kendi gözlerimle görene kadar bundan emin olamazdım. Kızlar yatakhanesine çıkıp onun odasına girdiğimde yatağında huzur içinde uyuyan kıvırcık saçlı cadıyı gördüm

"Tommm ne oluyor?" ben rahatlamış halde ona sarılırken o da uyku sersemliğini üzerinden atmaya çalışıyordu.

"Kötü bir rüya gördüm ve iyi olduğundan emin olmak istedim" dedim onu öptükten sonra.

"Bir rüyanın seni bu kadar etkileyeceğini hiç düşünmezdim" dedi yataktan doğrulmaya çalışarak. Her zamanki askılı pijamalarını giydiğini gördüğümde iç geçirdim. Bu kız nasıl giyinmesi gerektiğini kesinlikle öğrenmiyordu

"Uykun açılmasın yat hadi"

"Sen ne yapacaksın?" dedi hala uykulu olan sesiyle.

"Zindanlar gözüme çok uzak gözüküyor. Sanırım burada seninle yatsam daha iyi" yatakta yanına uzandığımda kollarını bana dolayıp boğuk bir sesle konuştu

değişim~tomioneWhere stories live. Discover now