EPİLOG

6.9K 396 293
                                    


Tom'dan


Güneş ışığının asla değmediği küçük adaya uzaktan bakıyordum. Dalgalar kıyıya sertçe vururken bense denizin üzerinde süzülüyordum. Buraya daha önce hiç gelmemiştim ama büyücülük dünyasına adım attığımdan beri hikayeleri duyuyordum. Nasıl korkunç olduğunu ya da bütün mutluluğunu nasıl emdiğini. Adaya yaklaştıkça havanın soğuması ruh emicilerin varlığı hakkında beni bilgilendiriyordu. İzinsiz içeri girmek imkansız gibi gözükse de  benim için değildi. Mürver asayı önümde beliren hapishanenin duvarına salladığımda kolayca içeri girdim. Onun nerede tutulduğunu biliyordum. Tek yapmam gereken koridorun sonunda duran küçük hücreye gitmekti. Ruh emicilerin varlığımı hissettiklerini bilsemde patronus yapmak istemiyordum. İçimden bir ses bana saldırmayacaklarını söylüyordu. Hücrenin kapısına geldiğimde kalkanların burada daha güçlü olduğunu fark ettim. Ama yine de bu beni durduramazdı. Bu kadar yolu böyle bir günde kapıdan dönmek için gelmemiştim. Kalkanları aşmayı başardığımda kapıyı açtım ve hücreyi aydınlatması için bir büyü yaptım.

Hücrenin dalgalar yüzünden nemlenmiş duvarları ve basık yapısı bana yetimhaneyi hatırlatıyordu. Bir kez daha buraya kapatılmaktan neden bu kadar korktuğumu hatırladım. Odaya bakmayı sürdürürken gözlerim buraya gelmemin asıl sebebini buldu. Işık yüzünden gözlerini kapatsada alışmaya başladığı belliydi. Uzun saçı ve sakalı tamamen birbirine karışmış gri cüppesi üzerine bir kaç beden büyüktü. Onu bu halde görünce mutlu olduğumu fark ettim. Acı çekişini görmek beni mutlu ediyordu.

"Ahhh Albus. Umarım seni rahatsız edip aşırı dolu programını bozmuyorumdur" dedim küçük hücrede ilerleyip onun karşısına gelerek

"Burada ne arıyorsun Riddle?" 

"En sevdiğim profesörüme ziyarette bulunuyorum tabiki" dedim alaycı şekilde "Bilirsin seni öldürmemek konusunda doğru karar verip vermediğim hakkında çelişkilerim vardı ama seni bu halde görünce kesinlikle doğru karar verdiğimi anladım." 

"Bu kadar zaman sonra hala beni düşünüyor olman ne güzel" ne durumda olursa olsun o Albus Dumbledore'du ve her sözüme verilecek cevabı mutlaka vardı.

"Tabiki seni düşünüyorum Albus. Eğer sen olmasaydın şuan sahip olduğum hiçbir şeye sahip olamazdım. Eğer sen Draco'ya zaman döndürücünü çalması konusunda yardımcı olmasaydın ya da  Herm'in onu bulmasını ve ikisinin bana gelmesini sağlamasaydın belkide şuan senin olduğun durumda ben olacaktım. Eğer sen olmasaydın asla sevilmenin ya da sevmenin nasıl bşr his olduğunu bilemezdim Albus. Bu söyleyeceklerim şuan sana tuhaf gelebilir ama sana teşekkür ederim. Eğer sen o koca burnunu başkalarının işine sokmaktan vazgeçmiş olsaydın ben şuan Lord Voldemort olacaktım ve kendi hayatımı cehenneme çevirecektim. Buna izin vermeyip benim yerime kendini feda ettiğin için teşekkür ederim. Bunu asla unutmayacağım."

Söylediklerimi alaylı bir tarzda söylesemde bunlar doğruydu. Eğer bunak bir kere olsun her şeyi akışına bırakmaya karar vermiş olsaydı Herm'i ya da Draco'yu asla tanıyamazdım ve şuan bunağın olduğu yerde ben olabilirdim. Daha da kötüsü Herm'i kendi ellerimle ne kaybettiğimi bilmeden öldürebilirdim. Bu korkunç düşünceyi aklımdan çıkartıp bir kez daha karşımdaki adama odaklandım. 

"Biliyor musun Riddle lanet olsun ki sen haklısın. Burada olduğum zaman içinde nerede hata yaptığımı düşünmediğim bir an bile olmadı. Her şeyi düzeltmek için sayısız şansım vardı. Granger'ı kendi zamanına göndermek yerine onu öldürebilirdim ve senden sonsuza kadar kurtulabilirdim. Ya da Granger'la birlikte genç Malfoy'uda kendi zamanına gönderip onları bir daha asla bulamamanı sağlayabilirdim. Ama bunları yapmak yerine Granger'ı gönderdim ve senin canını acıtmanın benim için yeterli olacağını düşündüm. Gelecek postasında senin ve Malfoy'un kaybolduğunu gördüğümde bunun iyi sonuçlanmayacağını biliyordum. Granger'ı öldürmek için hala şansım vardı ama ben onu öldürmek yerine hapsetmeyi seçtim. Ne diyebilirim ki kendi hatalarımın bedelini ödüyorum" ihtiyar gözlerini bana dikip cümlesini tamamladığında gözlerinin buğulandığını gördüm

değişim~tomioneWhere stories live. Discover now