Yeni Bilinmezler

5.6K 388 366
                                    


Tom'dan

"Harry Potter?" dedim karşımdaki kişiye bakarak. Bu o olmalıydı.

"Beni tanıyor musun?" dedi heyecanlı bir sesle. Onu daha dikkatli incelediğimde Herm'in zihninde gördüğümden daha farklı olduğunu fark ettim. Alnındaki yara izi yoktu.

"Seninle ilgili birkaç anı görmüştüm" dedim ne demem gerektiğini bilemeyerek. Ona Herm ve Draco'yu sormak istiyordum ama alacağım cevaptan korkuyordum

"Buna inanamıyorum. Büyücülük dünyasının en büyük kahramanı beni tanıyor" dedi odada dolaşmaya başlarken. Birden bana daha öncede kahraman dediğini hatırladım

"Sen bana kayıp kahraman mı dedin?"

"Dünyanın Dumbledore'dan kurtulmak için tek umudu olan ve kehanetlerde döneceği söylenen kişi olduğunu düşünürsek tabiki sana kayıp kahraman diyeceğim. Yoksa sana bir numaralı sakıncalı kişi mi demeliyim?" dedi alaylı bir şekilde

"Bir numaralı sakıncalı kişi mi?"

Ben soruyu sorarken o bana bir gelecek postası uzattı. Gazetede ilk baktığım şey tarihiydi ve başardığımdan emin oldum. Tek yapmam gereken Herm'in burada olduğundan emin olmaktı. Elinden gelen sinyalin gücünün arttığını hissedebiliyordum. Daha sonra Potter'ın bana gazeteyi uzatma sebebini fark ettim. Bakanlıkta sorguya alındığım zaman çekildiğine emin olduğum fotoğraf ve üzerinde yazılı olan bir numaralı sakıncalı kişi yazısı.

"Ben bakanlığın aranan kişiler listesinde miyim?" dedim şaşkınlığıma engel olamadan

"Dumbledore bakanlığı ele geçirdiğinden beri hergün gazetenin en arka sayfasında sakıncalı kişi olarak posterin yayınlanıyor. Kaybolmanın üstünden 50 yıl geçtiğini düşünürsek çoğu kişi bu korkuyu saçma buluyordu. Tabii kehaneti bilip hala inananlar dışında. Ve sen sonunda ortaya çıkarak bizim haklı olduğumuzu gösterdin" dedi gazeteye nefretle bakarak

Dumbledore bakanlığı ele geçirmişti. Onu arayacağımı bildiği içinde başıma ödül koymuştu. Herm buralarda bir yerlerdeydi ve ben nedenini anlamadığım bir şekilde Potter'ın evi olduğunu düşündüğüm yere getirilmiştim. Peki Draco neredeydi?

"Draco nerede? Onu görmüş olmalısın" dedim. Onun nerede olduğunu biliyor olmalıydı. Zamanda savrulurken onu kaybetmiş olamazdım

"Malfoy mu?" dedi inanamayarak.

"Evet nerede o?" dedim sorusuyla rahatlayarak. Sesindeki tiksintiyi hissetsem de en azından onu kaybetmediğimi anlamıştım

"Sanırım şuan sorguya çekiliyordur. Daha sonrada azkabana gönderilir" dedi sesindeki nefreti gizlemeyerek

"Şaka yapıyorsun değil mi? Onu azkabana yollayamazsınız. Böyle bir şeye asla izin vermem" dedim asamı ona doğru çekerek. Hareketim ve sözlerim onu şaşırtmış olmalı ki asasını çekmek yerine bana bakmayı sürdürdü

"Seni bulduğumda yanındakinin Malfoy olduğunu fark ettiğimde ne kadar korktum biliyor musun? Sen bizim tek umudumuzdun ve geri dönmeye karar verdiğin anda seni bulan o fare oluyor. Seni öldürdüğünü düşündüm." dedi ona doğrulttuğum asadan gözlerini ayırmadan

"Beni iyi dinle Potter içinde bulunduğun zaman ya da bahsedip durduğun kehanetin ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yok. Ama eğer beni hemen Draco'nun yanına götürmezsen Herm için bile seni bağışlamam beni anlıyor musun?" dedim her sözcüğü vurgulayarak

"Herm mi? Hermione Granger mı? Onu tanıyor musun?" dedi söylediklerimi sanki duymamış gibi

"Evet o benim kız arkadaşım ve Draco'yla birlikte onu kurtarmak için bu zaman dilimine geldim. Şimdi daha fazla vaktimi harcamaktan vazgeç ve beni Draco'nun yanına götür" dedim sabırsızlığımı gizlemeye çalışmadan. Draco'yu azkabandan tabiki kurtarabilirdim ama bu zamanımı alırdı ve böyle bir lükse sahip değildim

değişim~tomioneWhere stories live. Discover now