Yolun Sonu

5.5K 315 136
                                    


Tom'dan


Yanan dolabıma öfkeyle bakıyordum. Çok fazla eşyaya sahip değildim. Yetimhanedeki hiçbir çocuk değildi. Ama ben toplamayı seviyordum. Başkaları için önemli olan şeyleri almayı. Şimdiyse hayatım boyunca topladığım eşyaların yanışını izliyordum. 

"Hogwarts'ta böyle şeylere izin vermeyiz Tom" 

Adam elindeki asayı sallayıp yaptığı büyüyü sonlandırdığında dolabımın hiç zarar görmediğini fark ettim. Sanki saniyeler önce alevler içinde yanan o değilmiş gibi. İhtiyar büyücü çaldığım eşyaları gerçek sahiplerine geri vermemi söylediğinde istemeden de olsa dediğini yapmıştım. Hogwarts'a başladığımda da işler pek değişmemişti. Dumbledore'un gözünü hep üzerimde hissettim, her yaptığımı takip etmesini. Beni kontrol edebileceğini düşünmesi sinirlerimi bozsada aynı zamanda beni eğlendiriyordu. Büyücülük tarihinin gördüğü en güçlü büyücü olduğu söylenen kişinin burnunun dibinde ona karşı çıkmak. 

Sırlar odasını keşfettiğimde bunun en büyük hazinem olduğunu biliyordum. Onu saklamalıydım ki kimse onu benden alamasın. Ama Dumbledore yine o büyük burnunu işlerime soktu ve odayı benden aldı. Tıpkı yıllar önce yetimhanede çaldığım şeyleri benden aldığı gibi. Öfkemi sakinleştirmeye çalışırken kendime söz verdim. Bunak bir daha bana ait olan hiçbir şeyi alamazdı. 

İki yıl önce o sözü kendime verdiğimde olayın bu noktaya geleceğini hiç düşünmemiştim. Bunak yeniden bana ait olan bir şeyi almaya çalışmıştı ve başarmıştı da. Herm'in zamanda kayboluşu gözümün önüne geldiğinde öfkem yeniden yükselmişti. Ama bu kadar kolay pes etmeyecektim. Artık yetimhanedeki o güçsüz çocuk değildim. Ben kendime söz vermiştim ve kendimle ilgili bildiğim tek bir şey varsa o da verdiğim sözleri her zaman tuttuğumdu. 

Yanaklarımdan ve kollarımdan kanlar süzülürken acıyı yok sayıp karşımdaki büyücüye baktım. Yıllardır benim için değerli olan şeyleri benden uzak tutmak için çalışıyordu. Herm'i benden almaya çalışmıştı. Büyüm içimde yükselirken yüzüme bir gülümseme yerleştiğini hissettim. Bu daha önce ihtiyara gönderdiğim yapmacık gülümsemelerden çok farklıydı ve onun da bunu hissettiğini biliyordum.

"Küçük kesme lanetleriyle oynamak için bu kadar yıl zamanda yolculuk yapmadım Albus" 

Onun bana cevap vermesini beklemeden asamı Grindelwald'ın heykeline salladım. Heykelin çevresindeki koruma büyüleri ihtiyarın dikkati bende olduğu için zayıflamıştı. Ama zayıflamamış olsada şuan beni durdurabileceklerini sanmıyordum. Heykel parçalara ayrılıp yeniden düzenlendiğinde 7 tane Grindelwald yanımda duruyordu.

"Erkek arkadaşını kaybettiğin için üzülüyordun Albus. İşte sana 7 Grindelwald. Bilirsin 7 büyücüler için uğurlu sayıdır."

Grindelwald'lar asamın hareketiyle bunağa doğru ilerlemeye başladıklarında bunaksa onları durdurmak için doğru laneti bulmaya çalışıyordu. "Onu ne kadar özlediğinden bahsedip bu zavallı heykelleri yok etmeye çalışman beni çok üzdü Albus" dedim bir yandan da başka bir lanet göndererek. Dumbledore çevresinde son derece güçlü görünen bir kalkan oluşturduğunda kalkanlara değen heykellerin eridiğini gördüm.Kalkan gönderdiğim diğer lanetide etkisiz hale getirsede bunaktan çok fazla enerji çektiğini görüyordum. Bu kadar güçlü bir kalkanı uzun süre tutamazdı. Bunakta bunu fark etmiş olacak ki güçlü bir patlama büyüsü gönderip kalan heykelleri ortadan kaldırdı.

"Senin olayın bu Riddle. Çok güçlü olduğunu ve yenilmez olduğunu sanıyorsun. Damarlarında dolaşan kanın çok özel olduğunu sanıyorsun değil mi? Sadece Slytherin'e ait olduğu için. Annenle tanışmamış olman büyük şans. Ama merak etme sen yokken ben her şeyi senin için öğrendim. Annenin nasıl koftiden farksız bir zavallı olduğunu, tımarhane gibi o evde nasıl sefalet içinde yaşadıklarını, babanı etkilemek için nasıl aşk iksiri kullandığını ve babana iksiri vermeyi bıraktığı anda babanın nasıl arkasına bile bakmadan hamile halde onu bırakıp kaçtığını. Gerçi onu suçlayamam. Bir muggle olsa bile yüksek standartlara sahip olmalı. Annen gibi bir ucubeye katlanamamasına şaşırmamak gerekir. Kendisinin tek suçu sanırım seni öldürmemek olmuş" Bunağın dikkatimi dağıtmak için konuştuğunu bilsemde taktiği işe yarıyordu. Asamın ucundan kıvılcımlar çıkmasına engel olamadım.

değişim~tomioneOù les histoires vivent. Découvrez maintenant