Plan

8.6K 590 184
                                    


Herm'den


"Tüneller"  

Başımla da odanın her yerinde bir geçişi bulunan tünelleri işaret ederek konuştuğumda Tom'un yeşil gözlerine umutla baktım. Bunun Grindalwald olayında bize yardım edeceğinden son derece emindim. Voldemort'un kendisi de Dumbledore'ye olan nefreti yüzünden defalarca Hogwarts'a sızmaya çalışmıştı. Okul sınırlarındaki savunma büyülerinin Voldemort gibi güçlü bir büyücüyü bile dışarıda tuttuğunu düşünürsek Grindelwald'ın karşısında da aynı sorun olduğunu söyleyebilirdik. 

"Tünelleri kullanarak Grindelwald'ı Hogwarts'a almamamız gerektiğini mi söylüyorsun?" Tom'un kuşkulu sesiyle içinde bulunduğum öforik durumdan çıkıp dikkatimi yeniden ona odakladım

"Onu sırlar odasına gelmeye ikna edersek olası bir düelloda senin kazanacağını biliyorum" dedim ona cesaret verircesine gülümseyerek

"Herm ona girişi söylersek buraya tek başına geleceğinden emin olamayız. Eğer ordusuyla buraya gelirse basiliskin bile bizi kurtarabileceğinden şüpheliyim" 

Daha önce fark edemediğim gerçek bana çarparken ne yapacağımı bilemedim. Ben nasıl böyle basit bir şeyi atlamıştım? Her zaman mantığımla övünürken şu an beş yaşındaki bir çocuğun davranacağı gibi davranıyordum. Üstelikte genç Voldemort'a karşı. 

"Özür dilerim, ben sanırım odayı görmenin heyecanıyla mantık dışı düşündüm" dedim üzüntümün utançla birlikte yüzümde yerleştiğinden emin olarak

"Özür dilemene gerek yok. Sen sadece yardımcı olmaya çalışıyordun" dedi anlayışlı bir sesle.

 Sesi o kadar yumuşak ve yoğun çıkmıştı ki bir an karşımdaki büyücünün kim olduğunu unuttum. Onun Voldemort'a dönüşmesini istemiyordum ve bunun için de her şeyi yapmaya hazırdım. Ona bu düşüncelerle bakarken o da aynı düşünceli gözlerle bana bakıyordu. Şu  an ne düşündüğünü bilmeyi öyle istiyordum ki!!!


Tom'dan


Bir insan tek başına dünyanın gidişatını gerçekten değiştirebilir mi? İnsanlık tarihinin başından beri bu soru belkide milyarlarca defa sorulmuştur. Sorunun cevaplarıysa kimine göre evet kimine göre hayır.Hayatı boyunca yaşadığı semtten dışarıya adımını atmamış biri gerçekten yaşamış sayılır mı? Ben cevabın kesinlikle evet olduğunu düşünüyorum. Bunun en güzel iki örneği ise şu an içinde bulunduğumuz dönemde yaşayan iki kişi: Gellert Grindelwald ve Adolf Hitler. İkiside kendi doğrularını çevrelerindekilere kabul ettirip ve yaşadıkları dünyayı savaş alanına çevirdiler. Diğerleri ne düşünürse düşünsün tarih onları hep hatırlayacak ve inananları onları kahraman olarak anmaya devam edecek. Dünyadaysa tamamen yeni sayfalar açılmış olacak

Karşımdaki kıza bakarken bizim de dünyanın gidişatını değiştireceğimizi biliyordum. Bunun ne yönde olduğu Herm için önemli olsada benim için değildi. Ben ve Herm iyi olduktan sonra dünyanın kalanına ne olacağını umursamıyordum. Satrançta da olduğu gibi, piyonlar kaybetmek kimseyi üzmez.

"Bu işten nasıl kurtulacağız? Grindelwald'ın kafanın içinde olması fikri hoşuma gitmiyor" dedi gergin bir sesle.

"Onu yalnız bırakacak bir  plana ihtiyacımız var" dedim sesli şekilde düşünerek

"Ama o asla yalnız kalmıyor. Bizi kaçırdığında bile yanında korumaları vardı" dedi aynı düşünceli sesle

O günü hatırladıkça gerildiğimi hissettim. O kaçık bize işkence etmişti ve onun yüzünden şuan kendi asama sahip değildim. Elimdeki kahverengi asaya bakıp beyaz olanının benim için ne kadar önemli olduğunu hatırladım. O asayı geri almalıydım

"Birkaç korumayı basiliskle birlikte halledebileceğimize eminim" dedim biranda tünelleri ve odayı kullanma fikrini kabul ederek

"Bu fikri kabul ettiğin anlamına mı geliyor?"

"Evet ama hala geliştirilmesi gerektiğini düşünüyorum" dedim neşeli havasının bana da ulaşmasına izin vererek

"Sen tanıdığım en zeki insansın. Bir yolunu bulacağımıza eminim" 

"Sen de benim zeka seviyeme en yakın kişisin" dedim dalga geçer bir sesle. Sinirlendiğini kızaran yanaklarından anlayabiliyordum

"Ayrıca tanıdığım en kendini beğenmiş kişisin"

"Yapma ama benim gibi görünen kaç kişi tanıyorsun ki?" Ona göz kırparak konuştuğumda mümkünmüş gibi daha da kızarmıştı

"Sen dayanılamaz birisin" 

Yürümeye başladığında onu yakalayıp kendime çevirdim. İri kahvelerini bana diktiğinde kendimi cennetteymiş gibi hissettim. Eğer gerçekten cennet varsa bu benim için Herm'in yanı olmalıydı.

"Ama beni yine de seviyorsun" dedim saçlarından yayılan kokuyu ciğerlerime doyasıya çekerken.

"Herkes hata yapar. Benim gibi çok bilmişler bile."

"O hatayı yaptığına seni asla pişman etmeyeceğim" dedim dudaklarımı onunkilerle birleştirmeden önce. Bu kızı gerçekten seviyorum ve yanımda olması için her şeyi yapmaktan asla çekinmeyeceğim.


Grindelwald'dan


Sana Dumbledore'yi vereceğim. Karşılığındaysa beni rahat bırakıp asalarımızı bize geri vereceksin


Patronusu gördüğüm günden beri düşünüyordum. Bunun tuzak olma ihtimali çok yüksekti. Riddle hafife alınmaması gerektiğini bana geçen sefer son derece iyi göstermişti. Ama bu teklifi geri çeviremeyeceğimi de biliyordum. Riddle ne kadar güçlü olursa olsun sadece bir çocuktu. Güçlü ve karanlık büyüler bilen bir çocuk. Benim karşımda hiçbir şansı olamazdı.

"Girin" dedim öndeki ikiliye. Patronusta söylenen yere gelmiştik ve giriş söz verildiği üzere karşımda duruyordu

"Lordum giremiyoruz" 

"Ne demek giremiyoruz?" dedim sinirle

"Giriş büyüyle kapatılmış Lordum" 

Korku dolu bir sesle eklediğinde ona bakmadan girişe yöneldim. Eğer bu salaklar basit bir koruma büyüsünü bile kaldıramıyorlarsa onları neden yanımda tutuyordum. Elimi girişe uzattığımda tahmin ettiğim gibi büyünün beni etkilemediğini gördüm. Anlaşılan Riddle yalnız gelmemi garantiye almak istemişti.

"Burada kalın. Eğer beş saat içinde geri dönmezsem saldırın" dedim karanlık tünele adımımı atarken

İçeriye girmemle birlikte giriş kapandı ve tünel tamamen karanlığa büründü. Asamı ışıklandırıp ilerlemeye başladığımda yerdeki hayvan iskeletlerini fark ettim. Bu tünellerde yaşayan şey her ne ise etobur olduğu kesindi.Kısa bir yürüşün ardında tamamen yeşil rengin hakim olduğu bir odaya girdim. Devasa yılan heykelleri odanın merkezine doğru uzanırken merkezdeki büstü fark ettim.  Burasının neresi olduğunu anladığımda mürver asaya daha da sıkı sarıldım

"Geciktin Gellert"



Bölümün çok geç geldiğini ve çok kısa olduğunu biliyorum. Ama yoğunlukta anca fırsat bulabildim. Eğer oylar iyi gelirse hafta içi bir bölüm daha yayınlayabilirim. Bölüme gelirsek

Grindelwald'ın yeniden hikayede olmasına ne diyorsunuz?

Bizimkilerin plan yaptığı bölümü ve planın ayrıntıları diğer bölümde 

onları aşk sarhoşu olarak sırlar odasında bırakıyorum. 

Bölümle ilgili düşüncelerinizi benimle paylaşmayı unutmayın

değişim~tomioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin