2.38

2.2K 173 8
                                    

Güldüm "Masum mu? Calton'ı öldürmekle tehdit etti. Beni öldürmekle tehdit etti. Brandon'ı öldürmekle tehdit etti," dedim her cümlemin sonunda sesimi biraz daha gürleştirip nefes alırken.

"Ancak kayıtlarda tam tersiydi," diye kendini savundu.

"Sen ne yaptın peki?"

"Her vatanseverin yapacağını yaptım,"

"Yani?" düşündüğüm şeyin olmaması için dua etmek için zaman yaratılsa büyükbabamın o cümleleri söylemesine kadar uzanan her saniyede dua ederdim.

"Kayıtları polise verdim,"

Uzunca bir süre söylediklerini idrak etme adına suratına baktım. Kelimelerin ağzından çıkışı, kıvrılışı ve vurgusu her seferinde aynı şeyi işaret ediyordu "Polise verdin?" diye sordum yetmezmiş gibi teyit etmek için.

"Evet," dedi

"Neden?"

"Ben yasalara uyarım,"

Başımı aşağı yukarı salladım "Peki yasaların çoğu zaman iyiyle kötüyü birbirinden ayıramadığını biliyor musun? Kendin söyledin, kadın masum görünüyordu, dedin. Böyle bir durumda hakimin Brandon'a vereceği ceza ne olur sence?"

"Adil olan bu," dedi.

Başımı iki yana salladım "Adil değil bu yaptığın. Etik. Diğer insanların belirlediği kurallar çerçevesinde verilmiş aptal bir karar," dedim dişlerimin arasından.

"Benimle tartışmanın bir alemi yok, olan oldu,"

"Olan oldu, deyip geçiştirmeyeceğim, onu benden tekrar aldıklarında ne geçecek eline," diye hırladım. Brandon omuzlarımdan tutup beni kendine çektiğinde silkinerek elinden kurtuldum.

"Neler oluyor?" diyerek Amber büyükbabamla benim arama girdi.

Bağırarak "Brandon'ı polise ihbar etmiş," dedim.

"İhbar etmedim," diye düzeltti büyükbabam.

"Yaptığın farklı bir şey mi sanki?"

"Farklı,"

"Onu benden alacaklar büyükbaba. Sen en sefil halimi görmene rağmen onu tekrar benden almalarına izin verdin,"

"Kadını öldürdü,"

"Eğer Brandon o kadını öldürmeseydi o kadın hem Calton'ı hem de beni öldürecekti. O zaman işler daha mı güzel ilerlerdi sanıyorsun? Brandon o kadını öldürerek bizi kurtardı," dedim. Soluksuz kalmış gibi nefes nefeseydim, yanaklarım alev alev yanıyordu ve bu kızarıklık ta kulaklarıma naklolmuştu.

"Bu bir şey değiştirmez,"

Güldüm. Hastalıklı ve zehirli bir kahkahaydı "Brandon'ı tekrar benden alsınlar...-"

"Andrea, bunlar beni durduramaz," dedi Brandon beni kendine çekerken. Dudaklarını kulağıma yaklaştırdı "Unuttun mu, ben daha büyük belalardan kurtuldum," dedi.

"Aynı değil, Brandon. Burası ABD ve burada lanet olası büyükbabam gibi adamın kuralları geçiyor,"

"Sözlerine dikkat et," diye uyardı büyükbabam.

"Sen yaptıklarına dikkat ediyor musun?" diye hırladım.

Brandon beni merdivenlerden çekerken "Andrea," diye uyardı.

"Yemin ediyorum büyükbaba, Tanrı şahidim olsun, Brandon'ı benden bir kez daha alırsalar seninle aramdaki bütün bağı gözümü bile kırpmadan keserim. Tüm dünyanın, hatta Brandon'ın bana düşman olacağını bilsem bile yaparım," diye bağırarak Brandon'ın beni uzaklaştırmasına izin verdim.

Sana Ait | Vincent Serisi 2Where stories live. Discover now