2.40

2.3K 144 30
                                    


Masum gülümsememi takınarak "Neden?" diye sordum.

Gözleri dişlerimin arasına çektiğim alt dudağıma kayarken "Siktir," diye homurdandı ve geri çekildi "Bu gerçekten adil değil," dedi alayla.

Ellerinden tutup onu kendime çektim "Adil," dedim ve bir elimi ensesine koyarak dudaklarını örttüm. Dili dilime dokunurken artık ipleri elinden kaçırdığını biliyordum. Vücuduma yayılan zevk dalgasıyla kasılırken kollarımı ona iyice doladım. Bacaklarımı beline sararak kendimi yükseğe çektim. Parmaklarımın etime gömülürken her hücre titriyor ve daha fazlasını talep etmek için ısınıyordu.

"Tabancanı almışsın," dedi kapıya yürürken.

Gülümsedim "İtaat önce gelir," dedim. Parmaklarını şortumun bacaklarından içeri sokarak kalçalarımı avuçladığında mırıltıya benzer bir inleme dudaklarımdan döküldü. Kalçalarımı sıkarken parmakları iç çamaşırımın üzerinden bacaklarımın arasına erişiyordu.

Sırtımı duvara dayamadan önce tabancayı belinden alıp kendi benine taktı. Kendi belindeki tabancayle benim tabancamın çarpışma sesi bacaklarımın arasında yankılanmıştı. Şortumun düğmesini açarken ayaklarımın üzerine indim. Fermuarı indirdi ve önümde dizlerinin üzerine çöktü. Burnunu o noktaya değdirdiğinde nefesimi tutmuştum. Sırtım elimde olmaksızın gerilirken dişlerimi dudaklarıma geçirdim. Beni sınarken, okşarken hiç tahmin etmediğim duyularım açılıyor, kendimden çıktığına emin olamadığım sesler boş odanın içinde yankılanıyordu.

Bitiş çizgisine doğru koşarak gözlerim fal taşı gibi açıldı. Görebildiğim bembeyaz doyanmış taban ve spotlardan ibaretti. Nefesimi tuttum. Gözlerim geriye doğru devrilirken beklenmedik bir çığlıkla bacaklarımın direnme gücü tamamen tükendi ve kendimi dizlerimin üzerine çökmüş halde Brandon'ın kucağında buldum.

Yarı kapalı kirpiklerimin arasından ona bakarken "Ah, Brandon," diye mırıldandım. Dudaklarım dudaklarıyla dans ederken elimi fermuarına atmıştım ki beni durdurdu.

"Vaktimiz yok," dedi.

Başımı yana atarak "Yaratamaz mıyız?" diye sordum.

"Uçakta belki," dedi ve göz kıprtı. Ayağa kalktıktan sonra ellerimden tutarak beni ayağa kaldırdı. İç çamaşırımı ve şortumu aynı anda çekerken beni süzdüğünü görünce yanaklarım beni ele vererek kızardı. Sayısız defa bundan daha fazlasını yapmıştık ancak o beni beğeniyle süzerken kendimde bir kusur arıyor, buluyor ve kızarıyordum. Bunu saniyeler hatta saliseler içerisinde yapmak en kötüsüydü.

"Çıkalım," dediğinde başımı salladım. Parmaklarımı parmaklarının arasından geçirirken "Tanrım, çok tatlısın," diye mırıldanarak dudaklarını dudaklarımın üzerine örttüğünde dudaklarında ve dilinde kendi tadımı almak bedenimdeki isteğin yeniden baş göstermesine sebep olmuştu. Böyle birisi değildim önceden ama şu an böyle olmaktan da utanıyor sayılmazdım.

Gömleğine tutunarak "Hala fikrini değiştirmen için umutluyum," dedim.

"Ben de seninle birlikte Mile High Kulübünün özel üyesi olma konusunda umutluyum," dedi ve küçük bir öpücük daha verdi.

"Bak bu işleri biraz değiştirir," dedim sırıtırken.

"Dikkatinizi çekebildiğime sevindim Bayan Devotion,"

Kuruyan dudaklarımı ıslattım "Mile High Kulübün ayrıcalığı," dedim ve göz kıprtım.

Birlikte odadan çıktık. alt katta Brandon kendine hazırladığı evrak çantasını tekli koltuğun üzerinden aldı. Evin alarmını devreye soktuktan sonra dışarı çıktık ve kapıyı kilitledik. Tekrar yol almaya başladığımızda karanlık hissin varlığını arıyordum. Yoktu. Sesi güzel o kız ya da eziklik duygusu tekrar çıkmak üzere yanardağ misali sinsi uykusuna dalmıştı. Olabildiğince neşeli davranıyordum. Radyoya uzandım ve bulduğum güzel bir müzik istasyonunda durup bildiğim şarkılara sessizce eşlik ettim, bilmediklerime parmaklarımla ritim tuttum.

Sana Ait | Vincent Serisi 2Where stories live. Discover now