TANITIM III

54.2K 2.1K 293
                                    

Merhaba Canlar 😎
Hikayemizin son tanıtımı da gelmiş bulunuyor efenim🙈
Kiraz Mahallemizin güzel okurları desteklerinizi bekliyorum. Yorumlarınız daha önceden de söylediğim gibi benim pusulam. Sevdiğiniz, sevmediğiniz, şöyle olsa daha iyi olur dediğiniz, istekleriniz, önerileriniz için yorumlara bekliyorum🙈
Okuduktan sonra alttaki minicik yıldıza dokunmanız yeterli 😂

İyi Okumalar ☺️

Gecenin karanlığında deniz kıyısındaki kayalıklarda oturuyordu Nazenin. Dolunayın denizin dalgaları üstündekini yansımasını seyrediyordu. Denizin sesi huzur veriyordu. Dalgaların sessizce kıyıya vurması, renginin güzelliği, sakinliği, içine çekiyordu insanı. Bir an deniz gibi olmayı istedi Nazenin. İçinde ne var ne yoksa kıyıya vurmasını dalgalar geldikçe yenilenmeyi, yüreğindeki fırtınanın dinmesini, huzurun bedenini sarmasını istiyordu. Aslında Nazenin denize benziyordu. Deniz gündüzleri maviyken geceleri lacivert oluyordu. Gündüzleri herkesi eğlendirirken geceleri bir başına yaşıyordu. Nazenin de böyleydi. Herkesin içinde şen, güleryüzlü, mutlu görünürken yalnız olduğunda kabuğuna çekiliyordu. Akşam olduğunda hüzünleniyordu, düşünmekten kendini alıkoyamıyordu. Kalbi, bedeni yoruldun diyordu, yoruldun artık. Gecenin ayazı yüzüne doğru vurmaya başlamıştı.. Üzerindeki monta biraz daha sarıldı. Aniden gelen hapşırmayla hasta olacağının sinyalini almış oldu.

"Çok yaşa"

Gelen sese kafasını çevirip baktı. Halit gelmişti, aynı kendisi gibi kayalıkların üstüne oturmuştu.

"Hep birlikte" dedi Nazenin yanındaki adama bakarak. İçinden "mutlu yaşayalım Halit" dediğini, Halit hiçbir zaman bilmeyecekti.

"Bu soğukta burada ne yapıyorsun"

Gözlerini kapatıp denizin kokusunu içine çekip cevap verdi Nazenin ; "dinleniyorum"

"Demek yoruldun"

"Kalbim, bedenim yoruldun artık dese de, ben yorulmadım Halit"

Halit yüzünü dalgalara çevirdi, denizi izledi bir süre. Başını yana çevirip Nazenin'e baktı. Soğuktan burnu yanakları kıpkırmızı olmuştu. Bu soğuğa inat, güzel görünüyordu.Gözlerini kapatmıştı Halit, Nazenin'e baktıkça daralıyordu. Sanki birisi kalbini sıkıyordu, bu histen nefret ediyordu.

Nazenin gözlerini açmadan konuşmaya başladı. "Geçen gün bana sormuştun ya, benim neyimi sevdin sevilecek bir adam değilim diye. Cevabımı beklemeden de gitmiştin"

"Demek ki duymak istemiyorum, o yüzden gitmişim"

"Cevabını duymak istemediğin sorular sormayacaksın o zaman Halit. "diye konuştu Nazenin. Oturuşunu düzeltti, Halit'e baktı.

"Sen bana sarıldın Halit.Ben ağladığımda pamuk şeker aldın"
Nazenin'in anlatmasıyla Halit'in gözünün önünde anılar canlandı.

"Sen bana çay demledin Halit. Biz karşılıklı çay içtik seninle. Çay içiyorsak bitmemiş şeyler vardır Halit. Sarılan, pamuk şeker alan, çay veren insan kötü olamaz  , güzel sever bu insan"

"Sen hayal dünyasında yaşıyorsun biliyor musun Nazenin. Okuduğun o kitaplara benzemiyor gerçek hayat. Herkes herkese çay demliyor, karışıklıklı çay içiyor."

Nazenin artık sinirlerinin gerildiğini hissediyordu. Ayağa kalkıp Halit'in önünde durdu.

"Evet haklısın. Herkese herkese çay demliyor, karşılıklı çay içiyor. Ama sen öyle duygusuz bi herifsin ki, birlikte içilen bir bardak çayın değerini, samimiyetini anlamayacak kadar körsün. Benim için çay içmek çok önemli değil , önemli olan ne biliyor musun? O çayı kiminle içtiğin."

Halit de ayağa kalkmıştı artık. "Başka anlamlar yükleme Nazenin, senin iyiliğin için diyorum"

"Biz seninle nasılız biliyor musun?" Halit hiç konuşmadan Nazenin'e bakmaya devam etti.

"İkimizde maviyiz aslında, tek bir fark var; ben deniz sen gökyüzü"

~~
İnstagram: visnehikayeleri

NEREDESİN SEN? (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now