12. Çıkmaz Sokak

32K 2.2K 678
                                    

Multideki müziği dinliyoruz. Bölümümüzü fulyasu ithaf ediyorum💗
Oy vermeyi unutmayalım😋

İyi Okumalar

~~

Deniz kenarının karşısındaki masaya rakı sofrası kurulmuştu. Ahsenle Yılmaz, Duyguyla Alihan , Osman'la Yeliz ve karşılıklı oturan Nazenin ve Halit vardı.

Yılmaz Ahsen'in omzuna kolunu atıp rakısından bir yudum aldı. Başını yerden kaldırmayan arkadaşı Halit'e baktı. Geldiklerinden beri başı yerden kalkmıyordu. Arada başını kaldırıp uzaklara bakıp derin bir nefes alıp tekrar kendi kabuğuna çekiliyordu. Sohbete çok az katılıyordu, elindeki rakı bardağıyla oynuyor bir yudum dahi almıyordu. Halit'i ilk defa böyle düşünceli görüyordu. Başını Ahsen'in diğer yanında oturan Nazenin'e çevirdi. Günden güne eriyordu Nazenin. Yüzündeki eski canlılığı kaybolmuştu, gözlerine hüzün oturmuş kalkmıyordu. Bugünde gelmesi için zorla ikna etmişlerdi. En sonunda karısı hamile olmasını kullanıp duygu seline başlamıştı da öyle gelmişti Nazenin.

"Ya bu rakı da kuru kuru ıslatılmıyor be. Yok mu sesi yanık olan söylesede öyle içsek rakımızı" diye konuştu Alihan. Nişanlısı Duygu'nun yanağına birde buse kondurdu.

"Nazenin'in sesi çok güzeldir aslında"

Nazenin Ahsen'in dediğiyle başını Ahsen'e çevirdi. Gözlerini sorarcasına Ahsen'e dikti, Nazenin. Bunu neden söylemişti ki? İçi kavrulurken türkü mü söyleyecekti. Türküyü söylediği anda dile gelirdi Nazenin. Kendine verdiği Halit'i uzaktan sevme sözünü bozardı. Zaten zor direniyordu.

Halit başını kaldırıp karşısında oturan kıza baktı. Bir yanı sesini bile duymak istemezken bir yanı deli gibi o sesi duymak için can atıyordu. Nazenin'e baktığında ikilemde kalıyordu. Derince iç çekti. Kadehinden bir yudum alıp mavi gözlere baktı.

Yeliz yanıbaşında duran bağlamayı Nazenin'in kucağına bıraktı. Nazenin bağlamayı sıkıca tuttu. Bağlamadan güç almak istercesine parmaklarının arasındaki bağlamayı daha fazla sıktı. Sandalyesini geri itip parmaklarını bağlamanın tellerinde dolandırdı. Uzun zaman olmuştu bağlama çalmayalı. En son babaannesiyle birlikte çalmışlardı. O da son olmuştu zaten. Bir daha eline alamamıştı. Şimdi elindeki bağlamayı karşısında bu hayattaki sınavı, imkansızı , gönül yangını otururken çalacaktı. Parmaklarıyla hayat verdiği bağlamanın telleri dile geldi, usul usul çalmaya başladı. Biraz parmakları tellerde gezindikten sonra Nazenin'in efsunlu sesi duyuldu.

"Tanrıdan diledim bu kadar dilek aman aman
Bu kadar dilek
O yarin yüzünü bir daha görek
Aman Aman
Bana kısmet değil dizinde yatmak Aman Aman
Dizinde yatıp da yüzüne bakmak Aman Aman"

Nazenin'in dili söylüyordu ama içi bambaşka söylüyordu. Türkünün sözleriyle kendini buluşturdu Nazenin. Evet kendisine kısmet değildi Halit'in dizinde yatmak. Ne çok isterdi sevdiği adamın dizlerine yatmak, Halit'in ellerini saçlarında hissetmek. Yüzüne bakmak, doyasıya izlemek. Bıkmadan usanmadan. Hayal etmekten korkar olmuştu Nazenin. Çünkü hayal etmek demek yeniden umut etmek demekti. Bunun için sadece düşüncelerle yetindi.

Nazenin karşısında oturan Halit'in gözlerine baktı. Korktuğu başına geliyordu. Kendine verdiği sözü tutamamıştı. Uzaktan sevecem demişti, ima yok demişti. Ama..  Ama bu yüreği o kadar sevgi arsızı olmuştu ki yeniden dile geliyordu. Gözlerini Halit'in gözlerinden çekemiyordu, olmuyordu. Ya da kimi kandırıyordu, Halit'in gözlerinden kendini alıkoyamıyordu. Gözlerini çekmek istemiyordu. O bakışları kendine katmak istercesine türkünün ikinci nakaratını söylemeye başladı.

NEREDESİN SEN? (TAMAMLANDI)Kde žijí příběhy. Začni objevovat