21. Mavi Hareler

35K 2.1K 663
                                    

Bölümümüzü Elfzmrl ithaf ediyorum ❣️ hepinize iyi okumalar

~~
Nazenin Yılmaz'ların arabasından indiğinde karşısından gelen Levent'e gülümsedi. Alihan abisine sorup düğüne Levent'i de davet etmişlerdi. Sonuçta Ahsen'le ikisinin üniversiteden arkadaşlarıydı Levent. Yılmaz, Ahsen'le kendisinin üniversiteden arkadaşı olduğunu öğrendiğinde kıskançlık krizine girmiş ve sonra Ahsen tarafından geri püskürtülmüş konu kapanmıştı.

Levent koluna girmesi için kolunu Nazenin'e uzattı. Nazenin koluna girdiğinde karşıda duran ikili gözlerini ayırmıyordu.

Aysel sultanla Halit kapıda durmuş gelenleri karşılarken Nazenin'in sarıldığı oğlana baktılar. Aysel sultanda biliyordu bu çocuğu dün gelini anlatmıştı,  Halit deseniz bizzat tanıyordu.

"Ulan bu herifin burda ne işi var ? İlla diyor ki Halit beni döv" sinirle söylendi Halit.

"Aman pek de yakışıklı bir oğlanmış bu be. Doktormuş biliyon mu Halit."

"Doktorsa doktor banane Aysel teyze ya"

"Ayol hemde kalp doktoruymuş. Ne güzel onarır bu doktor şimdi kırılan kalpleri"
deyip bombayı Halit'in eline teslim etti Aysel sultan. Geriye Aysel Sultanın sırıtan yüzü Halit'in kıpkırmızı olmuş suratı kaldı.

Aysel sultan pimi çekilmiş bombayı Halit'in eline verince boşta kalan elleriyle yanından kendisine gülümseyerek geçmekte olan Nazenin'le yakışıklı kalp doktorunu durdurdu.

"Aman benim mavişim ne de güzel olmuş"

Halit Aysel teyzesinin konuşmasıyla gözlerini Nazenin'in gözlerinden çekip baştan aşağı süzmeye başladı. Arabadan ilk indiğinde de gözleri sevdasının yanındaki herifi bulduğu için haliyle bakamamıştı Nazenin'in ne giydiğine. Giydiği şarap rengi yerlere kadar uzanan straplez kalp yaka elbisesiyle bembeyaz teninin uyumu can yakıyordu yine. Saçları masallardaki prensesler gibi olmuş, başındaki örgü şeklindeki tacı kahverenginin her tonunu gösterirken örgünün içine konulan minik çiçeklerle tamamlanıyordu. Mavi gözleri yine aynı durulukta kirpikleri tel tel ayrılmış her bir kirpiği sayılmayı bekliyordu sanki. Biraz daha aşağı inince şarap rengi dudaklarla karşılaştı. Ve dudakların yanında yanaklarında ölüme sebep gamzelerle. Şiir gibiydi. Her dizesine ayrı önem verilen, uyumun ahenkle dans ettiği şiir. Halit derince iç çekti. Çok güzeldi Nazenin. Bakarken nefesi kesiliyor, aldığı nefes yetmiyor boğulacak gibi oluyordu. Böyle güzel olmasını istemiyordu, kıskanıyordu Halit.

Nazenin'in elinden tutup girmek vardı içeriye. Yan yana oturmak elini elinde hissetmek, Alihan'la Duygu'nun bu mutlu günlerine el ele şahit olmak vardı. Sonra birbirlerinin gözlerinin içine bakıp kendilerini öyle hayal etmek ise en güzeliydi. Şimdi ise karşı karşıya durmuşlar gözleri Nazenin'in üzerinde, Nazenin'in gözleri ise kendinden başka her yerdeydi. Uzaktan bakmak imtihan gibiydi. Yanındasın dokunamıyorsun, seviyorsun tutup kolundan sevdiğini göğüsüne yaslayamıyorsun, bir adım geri gitmekten ölesiye korkuyorken bir adım sonrası neler olacağının belirsizliğiyle yüz yüze geliyorsun. Yanındaki koluna giren herifi dövemiyordu bile Halit. Çünkü dövse biliyordu ki Nazenin'le aralarına bir uzun yol daha ekleyecekti. Aralarına bir uzun yol daha eklemek demek kollarının Nazenin'e geç kavuşması anlamına geliyordu.

Madem dövemiyordu bu doktor bozuntusunu kasap sevdiği deriyi yere vurur mantığıyla devam edecekti. Tabi ki düz mantıkla, severken vurmak.

NEREDESİN SEN? (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now