33. Ay Şahit

22.6K 1.5K 423
                                    

İyi okumalar 💐
~~

Halit babasıyla kapıda beklerken açılan kapıyla annesini ve sevdiği kadını gördü. Gözlerini kapatıp açtı. Yanında dağ gibi babası karşısında canı annesi ve yanında gönlünün sahibi, yüzünü güldüreni sevdiği kadını vardı. Bundan daha güzel manzara var mıydı ? Halit için yoktu. İçinden binlerce kez şükretti bu manzarayı gördüğü için.

"Hoşgeldiniz" Gülistan Hanım güleryüzüyle eşini ve oğlunu karşıladı.

Metin Bey "hoşbulduk" diyerek içeri geçti önce karısının alnının kenarını öptü. Eşinin koyduğu terlikleri ayağına geçirdi.

"Hoşgeldiniz Metin amca" diyen kıza döndü yüzünü. Oğluyla karşılıklı oturup Nazenin'i konuşmamışlardı hiç ama eşinden her ayrıntıyı dinlemişti bilmesi kadarıyla.

Babacan bir tavırla karşısındaki kıza sarıldı Metin Bey. "Hoşbuldum Nazenin'cim sende hoşgeldin"

Halit içeri girince annesini yanaklarından öptü. Babasıyla annesinin konuşarak salona geçerken arkalarından ilerleyen kadının bileğinden nazikçe tuttu.

"Bana hoşgeldin yok mu ?"

Nazenin gülümsedi "hoşgeldin" dedi.

"Kapıyı açtığınızda seni karşımda görünce sanki yıllardır bu kapıyı bana, annemle sen açmışsın gibi hissettim. Hep yerin orasıymış gibi."

"Sen yeter ki gel Halit sana kapıyı açan hep ben olurum."

Halit elini sevdiği kadının yüzüne koyup okşadı. "Ben senden başkasının kapsında nasıl beklenir bilmiyorum. Ayaklarım hep senin kapının önünde durur." Nazenin'in yanağını öptü.

Nazenin bulundukları durumdan dolayı utanmaya başlıyordu. Sevdiği adamın evinde aileside yan odadayken koridorda duruyorlardı. Hemen silkelenip kendine geldi. Halit'e arkasını dönüp içeri kaçtı. Halit arkasından güldü çiçek kızı utanmıştı.

Salonda kimsenin olmadığını görünce Gülistan teyzesinin mutfakta olduğunu düşünerek yanına geçti.

"Nazenincim bizimkiler ellerini yüzünü yıkayıp üstlerini değiştirene kadar bizde seninle sofrayı kuralım."

Nazenin başıyla onaylayıp kenarda duran sofra örtüsünü aldı eline. Salondaki yemek masasının üstüne serdi. Gülistan hanımla birlikte masanın üstüne tabakları, çatalları, kaşıkları, bardakları yerleştirdiler. Büyük tabaklara yaptığı yemeklerden koyup masanın ortasına yerleştirdi Gülistan Hanım. Nazenin de kaselere çorbaları koymaya başladı.

Halit merdivenlerden inerken sofraya tabakları yerleştiren annesiyle ona yardım eden Nazenin'i izledi. Sanki her gün bu manzarayla karşılaşıyormuş gibi hissetti. Hep hayatlarındaydı sanki Nazenin. Her gün kendisini işe uğurlayan, kapıyı açan, sofrayı kuran annesinin yanında Nazenin de var gibiydi. Evlerine ailesine ve en çokta kendine o kadar yakışmıştı ki sevdiği kadın, yapbozun eksik parçası tamamlanmış gibi hissediyordu.

Omuzunda hissettiği elle başını babasına çevirdi. "Biraz daha burada dikilirsen ağaç olacaksın evlat" sözlerinden sonra gözlerini kırptı Metin Bey.

"Hadi geçelim masaya" Gülistan Hanımın sözleriyle herkes yerini aldı masada. Metin Bey başköşeye otururken karşısına Gülistan Hanım oturmuştu. Halitle Nazenin de karşı karşıya oturuyorlardı.

NEREDESİN SEN? (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now