45. Hayat

18.5K 1.2K 574
                                    

~~

Nazenin sabah gözlerini açtığında bedenini yataktan nasıl kaldıracağını düşünüyordu. Dün akşam kına gecesinde oturduğunu hatırlamadığı için bugün bedeninde tatlı bir yorgunluk hakimdi. Bedenindeki bu yorgunluğu istememezlik yapmadı tam aksine kabul etti. Kına gecesinden, en mutlu gününden kalan bu yorgunluğa şükür bile etmişti. Sevdiği adamla, ailesiyle, arkadaşlarıyla, komşularıyla doyasıya eğlenmişken en mutlu gününe şahitlik yapan bu kadar insan vakitlerini ayırıp gelmişken şimdi söylenmeyi, off'lamayı kendisine yakıştıramazdı en başta yanında olanlara haksızlık olurdu belki de. Kesinlikle mutlu günlerin sonunda sızlanmak yoktu !

İçinden kendisine kına gecesini düğünden 2 gün önce yaptığı içinde teşekkür etmeyi unutmadı hem kendisi ve diğer herkes için küçük bir molaydı bu. Bugünde Allah katında birbirilerinin eşi olacaklardı Halitle. Kahvaltıdan sonra her iki ailenin ve arkadaşlarının tanıklığıyla imam nikahları kıyılacaktı. Sonrasında Halit kendisini bir yere götüreceğini hiçbir plan yapmaması gerektiğini 3 gün önceden söylemişti.

"Günaydın teyzesi" Ahsen kucağında Yiğithan ile birlikte kapıyı açıp yanına gelmişti.

"Şimdi günüm aydınlandı işte gelin" yatağın içinde yastığını düzeltip oturdu yanına da arkadaşı ve minik oğlu yerleşti.

Yiğithan'ı kucağına alıp boynundan koklayarak öptü. Bir yaşına girmek üzere olan minik adam oldukça hareketliydi düşe kalka yürümeye bile başlamıştı. Yiğithan düşe kalka yürümekten çok keyif alırken arkasından annesi ve babasını koşturuyordu.

Yiğithan Nazenin'i tanıyordu artık minik ellerini saçlarına uzatıp dikkatlice baktı. Ardından babasına benzeyen gözlerini yüzünde gezdirdi sonrasında ağzını yanağına yaklaştırarak öper gibi bir harekette bulundu.

Nazenin kucağında minik adamı yememek için zor tutuyordu kendisini. Dikkatlice yatağa yatırıp hem seviyor hemde ayaklarından koltuk altlarından az az gıdıklıyordu. "Yerim seni, çok tatlısın bal oğlum benim. Mis kokulum."

Ahsen canından çok sevdiği arkadaşıyla canı oğlunu bu halde görünce gülümsedi. "Benim oğlum güzel kızları şıp diye tanır bak teyzesini nasılda seviyor. Teyzesini böyle seviyorsa teyzesinin doğuracağı prensesi nasıl sever bilemem artık."

Nazenin gıdıklamasına ara verip arkadaşına baktı gülerek. "Bilmem nasıl sever artık ?"

"Güzel sever tabi ki. Çevresinde çok güzel seven adamlar varken oğlumda onlardan örnek alıp çok güzel sevecek. Senden ricamız bir an önce üremen canım arkadaşım. Bak oğlum 1 yaşına girmek üzere teyzesi birkaç haftası kaldı. Sen doğurana kadar 1 yıl geçer oğlum 2 yaşında olur. Prenses kızımızla oğlum beraber oyun oynayacak vakte gelene kadar oğlum neredeyse 3 yaşını bulur. Valla elini çabuk tutman lazım Naz. Zaman aleyhimize işliyor."

Bacak bacak üstüne atmış ciddi bir şekilde kendisine bakarak konuşan aynı zamanda hesap yapan arkadaşına şaşkınlıkla baktı. Ahsen hangi ara ince eleyip sık dokur olmuştu ?

"Bir kez daha anladım ki gelin kaynana toprağından. Senin bir seviye üstün Aysel sultan. Tebrikler son seviyeye bir adım kaldı." diyerek elini çırptı Nazenin. Bu hareketi gören Yiğithanda ellerini çırpmaya başlamış gülüyordu.

"Ana olunca anlarsın Naz. Çocuğunun 5 yıllık kalkınma planını daha hamileyken yapıyorsun. Görecem ben seni. Lütfen o günler çabuk gelsin ve görelim" ardından dua edip elini yüzüne sürdü.

"Daha evlenmeden bir annem bir sen başladınız. Durun evleneyim, düzeni oturtalım aynı evde yaşamaya alışalım, eş olmaya alışalım aynı evde birbirimizi tanıyalım sonrasında zamanı gelince olur zaten."

NEREDESİN SEN? (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin