22. Bitmesin

35.6K 2.1K 901
                                    

Bölümümüzü SBSV-1831 ithaf ediyorum 💝 Hepinize İyi Okumalar ☺️

~~

"Yarım saat sonra sahilde buluşuruz Nazenin Hanım"

Nazenin ıslak saçlarını bir eliyle havluya sararken diğer eliyle de telefonuna gelen mesajı açmış okuyordu. Levent'le buluşup kahvaltı yapacaklardı bugün. Nazenin mesajı okuduktan sonra koltuğun üstüne bıraktı telefonunu. Artık kendi evindeydi. Alihan'ın düğününden sonra gitmeyi düşünürken Ahsen'in erken doğumuyla gitme işini iki üç gün ertelemişti. Ahsen'e sen hastaneden çıktıktan sonra bir iki gün kalıp giderim demesiyle de lohusa döneminde olan taze anne Ahsen tarafından kıyamet kopmuştu. "Ben lohusayım oğlumun kırkı bile çıkmadı beni nasıl yalnız bırakırsın" serzenişiyle biraz da ağlamasıyla Nazenin'in gitmesini engellenmişti kendine göre Ahsen. İçinden de eğer Halit kırk gün içinde bir şeyler yapmazsa bu kızı zor tutarız diye geçirmişti.

Velhasıl Ahsen'in lohusa dönemi bitene kadar Yiğithan bebeğin kırkı çıkana kadar Kiraz Mahallesindeydi Nazenin. Hal böyle olunca da zaten kiraya verilmeyen evi için ev sahibiyle konuşmuş biraz daha oturacağını söylemişti. Evini sıkı bir temizlikten geçirip Yılmaz ve Ahsen'in atmadığı eşyalarının tozunu almış "yuvasını" düzenleyip derlemişti. Evini düzenleyip temizlerken de yuvasını özlediğini bir kez daha hissetmişti Nazenin. Ne kadar giderse gitsin kendini bu eve ait hissetmesi bir türlü geçmiyordu , geçmeyeceğini de adı gibi biliyordu.

Bir hafta önce dünyaya gelen Yiğithan bebek şimdiden uğurlu gelmişti sanki. Nazenin'in gitmesine ayak bağı olmuştu. Kim bilir belki Yiğithan bebek Halit'in dediği gibi Nazeninle ikisine de uğurlu gelirdi.

Nazenin saçlarını kurutup çabucak üstünü giyindi. Levent'le ne zamandır sözleştiği kahvaltıya geç kalmamak için hemen evden ayrıldı. Yürüme mesafesinde yaklaşık on beş dakika sonra sahildeydi. Levent'in kahvaltı yapmak için oturduğu yer ise Halit'in çay bahçesiydi. Kendisine el sallayan Levent'e elini kaldırdı Nazenin.

"İçeceğim çay bile bu adama çıkarken sen neyin gitmesindesin be Nazenin" kendi kendine söylendi Nazenin. Yapacakları kahvaltıyı Halit'in sabote etmemesini umdu.

"Nerdesin kızım öldüm açlıktan" Levent'in tatlı sert söylemesine güldü Nazenin. Oldum olası açlığa hiç dayanamıyordu Levent.

"Keşke sen başlasaydın ufaktan"
"Acıktım tamam da seni beklemeden yiyecek kadar da öküz değiliz evelallah" sağ elini sol göğsüne koyup kabadayı gibi öne doğru eğildi Levent.

Nazenin gülerek oturdu yerine. Oturmasıyla da Halit elinde menüyle masalarına geldi. Normal zamanda bu işi Halit'in yapmadığını çok iyi biliyordu Nazenin. Anlaşılan Halit'in yine misafirperverliği (!) tutmuştu.

Nazenin'e göre sinir bozucu sırıtışıyla yanlarına yaklaştı Halit. Nazenin'in gözlerine içine çekmek istercesine baktı. Ah ne isterdi şimdi Nazenin'i sarıp sarmalayı. Gözlerini kendisinden kaçıran Nazenin'e tebessüm edip Levent'e döndü. Buraya gelip Nazeninle kahvaltı edeceğini söylediğinde kan beynine sıçramıştı Halit'in. Sonra kendisini dizginleyen cümleyi söyleyip sakinleşti. "Kasap sevdiği deriyi yere vurur"  Levent'e meşhur sarılmasını yapmaktan geri durmamıştı Halit sırtına vura vura. Levent'i sarılmadan sonra bırakmayan öksürük krizi sonrasında Halit'e dönüp,

"Sen mümkünse bana sarılma uzaktan selamlaşalım" demesi.

Levent Halit'in elindeki menüyü görünce konuştu. "Dostum sen hiç menü getirme bize. Kahvaltı istiyoruz" dedi. Halit başını sallayıp içeriye geçene kadar Nazenin gözlerini ayırmadı Halit'ten.

NEREDESİN SEN? (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now