2. Göğe Bakma Durağı

52.8K 2.7K 962
                                    

Herkese Merhaba ☺️
Hikayeye ilginizi gördükçe benimde yazma hevesim geliyor, ilginiz içinde çok teşekkür ederim☺️Lütfen yorumlarınızı esirgemeyin, hikaye gidişatıyla ilgili ya da aklınıza takılan bir şeyi dilediğiniz gibi yazın🙈
Bu arada ithaf isteyenler söylemeniz yeterli.
Alttaki minicik yıldıza basarsanız teşekkürleriniz almış olurum🙊👍🏼

İyi Okumalar
~~

Nazenin yüzüne gelen güneşin ışıklarıyla uyanmıştı. Kendini oldukça dinç hissediyordu. Yatağından kalkıp banyoda işlerini hallettti. Mutfağa geçip kendisine kahvaltı hazırladı. Masaya tek başına oturdu, hazırladıklarını yerken dışarıyı izliyordu.Kahvaltısını yaptıktan sonra giyinmek için odasına gitti. Üstüne mavi renk yuvarlak yaka kazağını giydi altına gri renk dizleri kesik olan dar kotunu geçirdi. Saçlarını eliyle düzeltti. Çok hafif makyaj yapıp, çantasına gerekli şeyleri koydu. Dün hazırladığı büyük kutuyu da eline alıp, kapısını kilitleyip evden çıktı.

Evden aşağı doğru yürürken kapı önünde annesiyle konuşan daha doğrusu oflayan Yeliz'i gördü. Kendisi daha konuşmadan Yeliz bağırmaya başladı.
"Nazenin"

Nazenin yönünü Yeliz'in evine doğru çevirdi. Kapıda Aysel teyzesi elinde pekmez kavanozuyla bekliyordu. "Günaydın güzel kızım nereye" Aysel sultan merakla Nazenin'i tepeden tırnağa süzerek konuştu.

"Aysel teyze, kitapçı dükkanı açıyorum. Tüm hazırlıkları hallettik. Yılmaz'la Osman sağolsun rafları dün taktılar. Her şey hazır. Bugünde kitaplarım gelecek"

"Maşallah maşallah. Ekmek teknen hayırlı olsun kuzum. Bol kazançlı olur inşallah. Dur bekle bakayım sen" diyip içeri geçti Aysel Sultan.

Elinde büyükçe bir nazar boncuğuyla geri geldi. "Al bunu dükkanına as. Kem gözlerden nazarlardan korusun"
"Anne istersen dükkana kurşun da dök, tütsü de gezdir" diyip gülmeye başladı Yeliz.
"Sus bakayım saçaklı. Aç ağzını ye şu pekmezi. Yüzün sapsarı yine"
Yeliz zor bela ağzını açıp annesinin verdiği pekmezi yuttu. Nazenin acıyarak Yeliz'e bakıyordu. Rahmetli babaannesi de Nazenin'e çok yedirirdi.

"Aysel sultan görüşürüz kız kendine iyi bak" kızlar kol kola girerek yürümeye başladılar.

"Okul ne zaman bitiyor"
"Ay öf bitsin artık be. Vallaha ömrümü yedi bu okul. Sevdiğime kavuşmak istiyorum bir an önce"
Nazenin gülümseyerek Yeliz'e baktı. Yeliz hiç susmuyordu devamlı bir şeyler anlatıyordu. Özellikle anlattığı okulu bitmeden Osman'la evlenmesine izin olmadığıydı. Konudan konuya atlıyordu. Her olayda her konuda mutlaka bir sözü vardı. Bilmese bile yorum yapıyordu. Sonuçta Aysel Sultanın kızıydı o.

Yeliz'le ayrıldıktan sonra dükkanına doğru yürümeye başladı Nazenin. Dükkanının kepenklerini açtı. Sonra renkli ikili kapıyı açtı. İçerisini kokladı. Mis gibi tahta kokuyordu. Tahta kokusunu oldum olası sevmişti, Nazenin. Üstündeki ceketini çıkarıp kapının kenarında duran tahtadan askılığa astı. Küçük büfe gibi olan yere geçti. Burası kasaydı, aynı zamanda bilgisayar ve ses sistemi vardı.Kalemlikten kalem alıp saçını topladı. Bir araba durmuştu dükkanının önünde. Dışarıya çıkıp bakınca kitaplarının geldiğini gördü. Adamlara içeriye koymasını söyledikten sonra ödemeyi yaptı. Eline maket bıçağı alıp küçük tabureye oturdu. Kolideki kitapları tek tek açmaya başladı.

Kitapları türüne göre ayırmaya başladı. Aşk romanları, komedi, siyasi, tarih, aksiyon, yabancı , yerli bu şekilde kolilerde ayırıyordu. Bir sürü kitap vardı. Nazenin için mutluluk buydu işte; bir sürü kitap. Eline aldığı kitabı iyice inceliyordu. Sayfasında yırtık var mı , eksik sayfa var mı diye didikliyordu. Kitapları ayırdıktan sonra ayağa kalkıp eline çiçekli bezi aldı. Şimdi sıra raflara yerleştirmekteydi.

NEREDESİN SEN? (TAMAMLANDI)Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum