Bölüm 1 *Gece Geliyor*

2.4K 137 43
                                    

Multimedya: Kızlarımız <3

Eva SEÇKİN

Alarmın gürültülü bir şekilde çalmasıyla anında gözlerimi açıp tavana diktim. Kendime geldiğimde alarmı sakince kapatıp gözlerimi usulca kapadım. Saatin kaç olduğuna bile bakmamıştım. Bugün hafta sonuydu! Uykumu alana kadar uyumalıydım! Fakat beynimin bedenime verdiği emirle gözlerimi tekrar açıp, ayaklarımla yorganı üzerimden attım. Yerdeki kedili panduflarımı ayağıma geçirip, gözlerimi elimle ovuşturarak banyoya koştum. Hızlıca banyoya girdim ve ışığı yakıp, aynadaki yansımama baktım. Yine rimeli çıkarmadan yatmış olacaktım ki; Marliyn Manson'a benziyordum!

Musluğu açıp, suratıma bir avuç su çaldım. İçeri koşar adımlarla girip, telefonumdan saate baktım. "10:34" diye fısıldadım. "Ohh!"

Bugün sevgilime bir sürpriz yapacaktım. Yatağımın kenarındaki mor yastığında yatan Prenses'e baktım. Mışıl mışıl uyuyordu bebeğim. Dayanamayıp yanına gittim ve kafasından iki defa öptüm. Karnından gelen mırıldanmaları huzur vericiydi. Tırnaklarını çıkarıp gerildi ve kısa bir miyavlama çıktı ağzından. Sevildiğinde hep böyle yapardı. Tüylerini okşayıp, yanından ayrıldım.

Merdivenlerden aşağı inerken sessiz olmaya çalışıyordum. Çünkü kızları sesimle uyandırırsam; beni döverlerdi. Mutfağa girdiğimde önlüğü giydim ve işe koyuldum. Brendan'ın çok sevdiği, çikolatalı kekimden yapacaktım. Yüzüme bir gülümse yayıldı. Londra'ya Ağustos ayında gelmiştik ve üçüncü günümüzde, kızlarla lunaparka gitmiştik. Orada tanışmıştık Brendan'la. Kısa sürede aşık olmuştuk birbirimize. Hiçbir erkeğe güvenemezken ona çok çabuk güvenmiştim. Bence bu aşk sayılırdı. Brendan'la aynı okulda okumak için onun okuluna kaydımızı yaptırmıştık. Tabii ki ailelerimize bu yüzden o okulu istediğimizi söylememiştik.

Okula ilk el ele girdiğimiz gün, tüm kızların bakışları bize çevrilmişti. Buna anlam veremezken, Brendan'ın okulda ki yakışıklı, popüler bir tip olduğunu öğrenmiştim. Gerçekten yakışıklıydı ve bu okuldaki tüm kızların onun peşinde olduğunu gösteriyordu. Ama o benimdi. Sadece benim.

Mina GÜRSOY

Çok saçma bir şekilde alarmsız, bu saate kendiliğimden uyanmıştım ve şuan kendime söverek banyoya ilerliyordum.

"Bok vardı çünkü." dedim kendi kendime. Yüzümü yıkadıktan sonra aynaya baktım. "Söyle bakalım Mina; hafta sonu bu saate neden uyandın?" Kendi kendime soru sorup, cevap gelmeyince sinirleniyordum. Sanırım kafayı yiyordum. Saçımı işaret parmağımla kaşıyarak banyodan çıktım.

Telefonumu yorganın içinde bulmak için büyük çaba sarf ettikten sonra komodinin üstünde bulmam şok etkisi yaratırken, çığlık atma isteğimi bastırıyordum. Yine de ağzımdan ufak bir çığlık dökülmüştü.

Saate baktım; 11:02'yi gösteriyordu. Koşar adımlarla aşağı inip salona giderken, mutfakta ki Eva'yi gördüm.

"Ne yapıyorsun?"

Kafasını kendini kaptırdığı işinden ayırıp bana baktı ve gülümsedi. "Kek." Sırıttı. "Bugün tam üçüncü ayımız da."

Göz devirdim. "Görmemişin sevgilisi olmuş, tutmuş....."

Gözlerini irice açıp sözümü kesti. "Oha Mina!"

"Parmağını diyecektim ya." dedim abartıyla sırıtıp.

"Hı- hı. Tabi." derken kafasını saçma sapan sallıyordu.

"Mal mısın?" diye bir soru yöneltim.

Hiç düşünmeden, "Evet." demesi gülmeme sebep olmuştu. Biz böyleydik. Dünyanın en zekisi de olsak, birimizden biri; malsın diyorsa; maldık. Nokta.

Sekiz &quot;Gece Geliyor&quot;Where stories live. Discover now