Bölüm 4 *Aşk Kuyusu*

1K 100 15
                                    


Bölüm şarkısı : Model- Sarı Kurdeleler

Eva SEÇKİN

Okuldan sonra eve geldiğimizde salonda oturmuş, Aynı Yıldızın Altında'yı, izlerken yan evden gelen son ses müzik bir türlü susmuyordu. En sonunda kucağımdaki yastığı sinirle fırlatıp filmi dondurdum. "Bir ağlatmadılar insanı!"

Hızla evden çıkarken kızlar arkamdan bağırıyorlardı. Evin bahçesinden çıktıktan sonra onların bahçesine girdim ve kapılarına hızla vurdum.

Kapı açıldığında karşımda üstü çıplak ve altında sadece kısa bir şort olan olan Arsel'i gördüğüm de, tiz bir çığlık atarak, ellerimle yüzümü kapattım.

"Oğlum böyle kapı açılır mı ne yapıyorsun?" diyerek Erdem gelmişti. "Tamam, açabilirsin." Ellerimi indirip gözlerimi açtığımda, Erdem karşımda atlet ve kısa bir şortla dikiliyordu. "Kusura bakma." dedi. "Arsel giyinmeyi pek sevmez de."

Baştan aşağı onu süzdüm. "Sen de pek giyinik sayılmazsın."

Erdem çarpıkça gülümsediğinde, "Her neyse." dedim. "Son ses müzik dinliyorsunuz ve rahatsız oluyoruz. Müziğin sesini kısın demeye geldim."

"Ah, kusura bakmayın." dedi. "Düşünemedik, kısarız merak etme."

Gülümsedim. "Güzel."

Arkamı dönüp hızlıca yürümeye başladığım da, Erdem arkamdan bağırdı:"Bu arada, sen de pek giyinik sayılmazsın."

Duyduğum şey ile ayaklarımdan başlayıp kendimi süzdüm. Ayaklarımda, kedili panduflarım; kedili, pembe, mini şortum ve üstümde; askılı, şortumun takımı.

Arkamı dönüp ona baktım ve gözlerimi kıstım. "Terbiyesiz!"

--

"Özürlü!" dedim bağırarak. "Giyinik sayılmazmışım." Yüzümü buruşturdum. "Kıvırcık özürlüsü ne olacak?!" Kızlar kaşımda anlattığım şeye ölümüne gülüyorlardı. Dik dik onlara bakmaya devam ettim. "Siz de gülmeyin be! Hepsi sizin yüzünüzden!"

"Biz ne yaptık şimdi?" dedi Duru gülerek.

"Bir dakika." dedi Eylül. Gülmekten zar zor konuşuyordu. "Kıvırcık özürlüsü ne?"

"Kıvırık ve özürlü işte. Birleştir, kıvırcık özürlüsü!"

Kızlar daha çok gülmeye başladıklarında gözlerimi abartıyla kıstım. "Ne zaman susacaksınız?"

"Onu bırakın da." dedi Mina ve iki kaşını oynattı. "Arsel nasıl görünüyordu?"

Elime geçirdiğim yastığı Mina'ya fırlattım. Kafasına gelen yastıkla afallamıştı. Eylül ve Duru ise hala gülüyordu.

"Şu filmi açın artık." dedim ve televizyona baktım. "Sonu nasıl bitecek acaba?"

"Augustus ölüyor." dedi Mina. Dönüp ona baktım. Karşısında geri zekalı varmış gibi bana bakıyordu.

Elimi bacağıma vurdum. "Yapma be!"

"Her izlediğimizde aynı şeyleri söylemekten sıkılmadı." dedi Duru.

"Cık." dedi Eylül. "Katiyen sıkılmaz."

--

Günlerden Pazar'dı ve biz kahvaltıyı yapmış, salonda oturuyorduk. Aldatılışımın birinci haftasıydı ve Brendan okul boyunca benim karşıma çıkıp, 'Affet.' diye saçma sapan yalvarmıştı.

"Kızlar." diye yanımız geldi Eylül. "Kerem aradı şimdi." Tekli koltuğa yayıldı. "Çocuklar Pazar akşamları İstanbul Cafe diye bir yerde sahne alıyorlarmış."

Sekiz "Gece Geliyor"Where stories live. Discover now