Bölüm 41 *Karanlık*

442 40 25
                                    

Multimedya: Eva, Erdem ve Jackson

Duru YALIN

Tek kaşımı kaldırıp onun baktığı yöne; kapıya baktım. Eva ve Brendan beraber okula girmişlerdi. Gözlerimi irice açıp direk başımı Erdem'e çevirdim. Çatık kaşları ve bir o kadar da düşmüş yüzüyle kapıya bakıyordu.

"Ne alaka?" diye sordu Eylül yerinde dikleşip. İkisi de yanımıza doğru geldiğinde, Erdem'in gözü seğirmişti. Yüzünü buruşturup, yerinden kalktı ve Eva'nın yanından hızlıca geçip gitti.

Tek kaşımı kaldırıp Eva'ya baktım ve sorarcasına başımı hafifçe salladım. O da bana aynı şekilde cevap verdiğinde, bıkkınlıkla başımı sallayıp gözlerimi devirdim.

"Özür dilerim, ben gideyim." dedi Brendan sessizliği bozup.

"Bak, ne kadar doğru konuştun sen öyle?" dedi Arsel iğneleyici ses tonuyla.

Eva Arsel'e dik dik baktıktan sonra, Brendan'ın kolunu sıvazladı. "Sonra görüşürüz, kafana çok takma."

Brendan yüzüne sıcak bir gülümseme yerleştirip başını aşağı yukarı salladı ve yanımızdan ayrıldı. Tüm bunlar olup biterken şaşkınlıktan ağzımı kapatamıyordum.

"Eva?" dedi Mina sorarcasına.

Eva sandalye çekip yanıma oturduktan sonra Mina'ya baktı. "Evet?"

"Bu kız kafayı yemiş!" dedi Eylül. "Umarım ben şizofrenimdir ve bu gördüklerimin hepsi bana beynimin bir oyunudur."

"Bildiğiniz gibi bir şey yok." dedi Eva. "Arkadaşça yanaşıyorum." Başını aşağı eğip parmaklarıyla oynamaya başladı. "Hem başka ne olacak ki?" Başını kaldırıp hepimize tek tek baktıktan sonra burukça gülümsedi.

Sertçe yutkunup Eva'nın elini kavradım. "Sen iyi misin peki?"

İsterik bir şekilde güldü. Ama gözleri dolu doluydu. "Arsel ağladığımı söyledi değil mi?" dedi çatallaşmış sesiyle.

"Yemin ederim ağzımdan kaçırdım!" dedi Arsel kendini savunup.

Eva gülümseyip gözünden akan bir damla yaşı elinin tersiyle sildi. "Sorun değil." Daha sonra Arsel'e bakıp gözyaşlarının arasından sırıttı. "Bak, şimdi de ağlıyorum işte."

"Bugün okula gelmese miydin acaba?" dedi Jackson. "Kötü görünüyorsun." Konuştuğunda hala yanımızda olduğunu yeni fark etmiştim. Hala ayakta dikiliyordu.

"Otursana." dedim onu öyle görünce. Benim bunu söylememi bekliyormuş gibi hemen Eva'nın yanına oturdu.

"İyiyim ben." dedi Eva sadece.

"Şimdi sırası değil gibi ama ben yine de soracağım!" dedi Kerem yerinde dikleşip. "Brendan'a takma kafana dedin ya," Eva gözlerini Kerem'e dikti. Hatta hepimiz ona bakıyorduk. "Neyi kafasına takmayacak?"

"Bunu söyleyemem." dedi Eva. "Doğru olmaz."

"Erdem her şeyi yanlış anladı ama." dedi Eren.

Eva kaşlarını çatıp Eren'e baktı ve başını hafifçe yana doğru eğdi. "Biliyor musun Eren? Şu saatten sonra; o dengesiz kuzenin zerre kadar umurumda değil!" Bir şey söylememize fırsat vermeden yerinden hızla kalktı ve arkasını döndü. Daha sonra tekrar bize döndü. "Bu arada, kolyemi buldunuz mu?"

Üçümüz de başımızı olumsuz anlamda salladıktan sonra bir şey söylemeden yanımızdan uzaklaştı.

"Var ya, çok pis arada kaldık!" dedi Mina. "Olan bize oldu yemin ederim."

Sekiz "Gece Geliyor"Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora