Bölüm 31 *Kukla*

555 42 11
                                    

Multimedya: Oğlanlar

Mina GÜRSOY

Bizim eve valizleriyle giren Kerem ve Arsel'i, kollarımı göğsümde birleştirerek izlemeye koyuldum. Erdem'in babasını hava alanında yolcu edip geldikten sonra vakit kaybetmeden işe koyulmuşlardı.

"Vakit nakittir diyorsunuz yani?" dedi Eva elinde büyük bir ekmek sandviçle salona girdiğinde. Sonra ise ekmeğinden koca bir ısırık aldı. Kıkırdadım.

"Tabii kızım." dedi Arsel ve valizi öylece bırakıp Eva'nın yanına ilerledi. "Bir ısırık versene." Eva'nın cevap vermesini beklemeden ağzını açtığında, Eva kaşlarını çatıp ekmeği geriye doğru çekti. Gülmeye başladığımız da Arsel kaşlarını çattı. "Sadece bir ısırık be, cimri misin?!"

Eva da gülmeye başladığında ekmeği ona doğru uzattı. "Al, al. Şaka yaptım." Arsel ekmekten baya büyük bir ısırık alırken, Eva'nın gözleri irice açılmıştı. "Oha, oha. Al ekmeği direk ağzına at istersen? Daha kolay olur." Arsel ağzındaki büyük dilimi çiğnemeye çalışırken bir yandan gülüyordu.

Eva ekmeğini yiyerek yanımızdan ayrılırken, "Aç mısınız diye sorsaydı, iyiydi." dedi Kerem.

"Haydi, valizleri çıkarın siz. Ben bir şeyler hazırlayayım." dedim. "Eren ile Erdem nerede?"

"Erdem'i bilmiyorum, Eren'de biz çıkarken evdeydi."

Tek kaşımı kaldırdım. "Allah, Allah. Erdem gittiği yeri söylemedi mi?"

"İşim var dedi." dedi Arsel. "Boş ver sen onu aşkım. Bize yemek ver."

Güldüm ve mutfağa gitmek üzere yürümeye başladım.

"Eylül nerede?" diye soru Kerem arkamdan.

"Banyoda." diye yanıtladım.

--

Mutfakta yiyecek bir şeyler hazırlarken, içeri Eva girmişti. Elindeki boş tabağı sudan geçirirken, "Sen diyet yapmıyor muydun?" diye sordum.

Bana bakıp sırıttı ve tabağı bulaşık makinesine koyup kapattı. "O Eylül'ün, elbisemin yıkandıktan sonra küçüldüğünü söyleyene kadardı."

Ocaktaki çorbanın altını kapatırken mırıldandım. "Bu gidişle, elbiseye gerçekten giremeyeceksin."

Omuz silkip masanın üstündeki meyve tabağından mandalina aldı. "Bir kere ben yiyip kilo almayanlardanım."

"Bir kiri bin yiyip kili ilmiyinlirdinim!" diye taklidini yaptım.

Saçlarını geriye doğru atıp sırıttı. "İstediğin kadar taklit yap. Gerçekler değişmiyor." Kaşlarımı çatıp tezgahın üstünden Eva'ya fırlatmak üzere bir kaşık aldım. Ağzını ve gözlerini açıp geriye doğru bir kaç adım attı. "Onu bana fırlatmayacaksın öyle değil mi?"

Koca bir kahkaha patlatıp tenceredeki çorbadan tadına bakmak için bir kaşık aldım. Fazla sıcak olduğunda kaşığın ucuna sadece dilimi değdirmiştim. Pekala böyle de yemeğin tuzuna ve tadına bakabiliyordum.

"Biraz taktik versene, Eva." dedim ona bakıp.

Sorarcasına göz kırptı. "Ne taktiği?"

Derin bir nefes verdim. "Yani, nasıl yiyip kilo almıyorsun?"

Sona kalan mandalinayı da ağzına atıp kabuklarını çöpe attı. Mandalinayı bitirince sırıttı. "Çok sıçıyorum."

Yüzümü buruşturdum. "Pislik insan!"

--

Masayı Arsel'le birlikte hazırlarken diğerleri salonda oturuyorlardı. Erdem hala gelmemişti.

Sekiz "Gece Geliyor"Where stories live. Discover now