Bölüm 24 *Kalp Kırıklığı*

517 37 12
                                    

Multimedya: Eren

Eva SEÇKİN

Bugün büyük gündü. Her ne kadar bunu yapmak istemesem de o istemişti. Bunu hak etmişti. Jade'e yaptıkları olsun, Erdem'i kandırması olsun, bunlar iğrenç şeylerdi. Bedelini ödeyecekti, her ne olursa olsun.

"Onun doğum gününe gitmek istediğine emin misin?" diye sordu Duru.

Hepsi hazırlanmak bahanesiyle benim odama gelmiş ve ağzımdan laf almaya çalışıyorlardı. Bileğimdeki alçı çıkarıldığı için artık rahatça kendim hazırlanabiliyordum. Kızlar tabii ki bir işler karıştırdığımın farkındaydılar. Onlar benim kardeşimdi, anlıyorlardı. Fakat onlara tek kelime dahi etmeyecektim. Herkese sürpriz olacaktı bu. Zaten söyleseydim, Duru bunu yapmamam için elinden geleni yapacak, Mina benimle aynı fikirde olacak, hatta bunun için heyecanlanacak, Eylül ise bunu yapıp yapmamam konusunda karasız kalacaktı.

"Eminim dedim ya Duru." diye sitem ettim ve sürmeyi bitirdiğim allığı masaya koyup ona baktım. "Zaten ben dedim gidelim diye."

Elime toprak tonu bir ruj alıp sürmeye koyuldum.

"Zaten garip olan nokta bu ya." dedi Mina. "Neden gitmek istiyorsun? Yine bir şekilde seni sinir etmeyi başaracak."

Dudaklarımı birbirine bastırıp ruju yedirdim ve gülümsedim. "Bu sefer başaramayacak." Mina'nın yanından geçip yatağın üstündeki siyah pantolon ve toprak tonu boğazlı bir kazağı elime alıp inceledim. "Zaten gereksiz bir insanın doğum günü. Bunlar yeterli olacaktır."

Giysi odama doğru ilerlerken, sessiz konuştuğunu düşünen Eylül, konuştu. "Sizce ne planlıyor?"

"Hiçbir şey!" diye bağırıp giysi odasına girdim ve kapıyı kapattım.

--

Dörder şekilde iki arabaya binip, Kylie'nin doğum gününü kutlayacağı mekana gelmiştik. İçeriden yüksek seste müzik geliyordu.

Ortam fena sayılmazdı. O kadar fazla kalabalık değildi fakat birazdan kalabalıklaşırdı.

"Hoş geldiniz!"

Boğazı sıkılmış karga gibi konuşan Kylie yanımızda bitmişti.

Yüzüme sahte bir gülücük takındım. "Hoş bulduk!" Kylie de bana aynı gülümsemeyi attıktan sonra Erdem'in elinden kavradı. Derin bir nefes verdim ve hafif yukarı baktım. Sakin ol Eva. Sakin. Birazdan vereceğin hediye ona iyi bir kapak olacak.

--

Aradan bir saat geçmişti ve Kylie hediyelerini açmaya başlamıştı. Sonunda hediye merasimini bitirdiğinde DJ anında müziği girmişti. Çantamdaki CD'yi kimseye göstermeden bileğimden kazağımın içine sakladım ve oturduğum deri koltuktan kalktım.

"Ne oldu?" diye sordu Erdem ben kalkınca.

Ona bakıp gülümsedim. "Kylie'nin hediyesini vereceğim." Bir şey söylemelerine müsaade etmeden sahneye doğru yürüdüm. İnsanlar hiçbir şeyden habersiz dans ediyorlardı. Kylie.. Ah canım, Kylie.. Her şeyden habersiz nasıl da kahkaha atıyor! Sahneye çıkıp DJ'ye baktım. "Müziği kes." Bana aval avala bakıp müziği kapatmadığında tekrarladım. "Sana müziği kes dedim." Müziği kapattığı anda insanlar durmuş ve; 'Aaa!' gibi saçma sapan şeyler demeye başlamışlardı.

"Arkadaşlar!" diye bağırdım. Sesimi çok fazla yüksek çıkarmaya çalışarak. Herkes dönüp bana bakmıştı. "Biliyorum, hediyeler açıldı ama benim hediyemi görmediniz." Gülümseyip DJ'nin kullandığı bilgisayara CD'yi taktım. Bilgisayar görüntüsü koca projeksiyona yansıyordu. "Şundan eminim ki; bu hediye Kylie'nin şu zamana kadar aldığı en büyük hediye olacak." dedim. "En güzel, ve en akılda kalacak hediyesi. Tabii ki sizin de."

Sekiz "Gece Geliyor"Where stories live. Discover now