Bölüm 30 *Karmaşa*

535 40 8
                                    

Multimedya: Kızlar

Eva SEÇKİN

Sonunda benim, yani Kylie'nin gitme vakti gelmişti. Ayağa kalkıp, Erdem'in babasına döndüm. "Ben artık gideyim." Hepsi ayaklanmaya başladığında Erdem'e baktım. Şuan onun gerçek sevgilisi olmayı o kadar çok istedim ki.. Babasıyla sahiden tanışmayı.. Ama bunların hepsini şuan spastik Kylie yaşıyordu. Erdem de ayağa kalkıp gülümseyerek yanımda durdu.

Engin amcaya doğru gidip elimi uzattım. "Tanıştığıma memnun oldum."

Adama saatlerdir salak gibi davranıyordum. En azıdan gider ayak güzel davranabilirdim. O da elini uzatıp, "Ben de kızım." dedikten sonra, son kez gülümseyip Erdem'e baktım.

Ona bakınca yanıma doğru gelip belimi kavramıştı. Gözlerim irice açıp sertçe yutkundum. "Ben seni yolcu edeyim aşkım." Yandan yandan Erdem'e baktım. Role fazlasıyla bürünmüştü anlaşılan. Konuşmayıp sadece kafamı aşağı yukarı sallamakla yetindim. Yürümeye başladığımda, eli belimden yavaş yavaş düşmüştü.

Kapıya geldiğim de arkamı dönüp Erdem'e baktım. "Gerçekten çok tatlı bir baban var."

Tek kaşını kaldırdı. "Tatlı?"

Omuz silktim. "Çok tonton işte. Eğer, Kylie değil de Eva olsaydım ona sarılmak isterdim. Çok sevdim."

Tebessüm edip, ensesini kaşıdı. "Babanla Eva olarak tanışsaydım mı demek istiyorsun?"

Sertçe yutkundum. "Yani o anlamda değil, sevgilin olarak tanışmak demek istemedim ben, şey.." İşaret parmağımla saçımı kaşıdım. "Anladın işte."

Çarpıkça gülümsedi. "Ben de zaten sevgilim olarak tanışmak isterdim demek istediğini söylemedim." Şuan tam anlamıyla sıvıyordum.

Gülümsemeye çalıştım. "Tamam o halde. Sorun yok." Elimle kolunu sıvazladım. "Babana söylediğim şey için, sadece teşekkür edebilirdin."

Gülümsedi ve kolundaki elimi iki avuçlarının arasına alıp gözlerime baktı. "Çok teşekkür ederim Eva. Her şey için. Bunca şeyi yapmak zorunda değildin. Bunu her insan kabul etmez."

'Çok aşıksa kabul eder.' diye geçirdim içimden. Bunu gerçekten söylemeyi çok istiyordum ama yapamıyordum işte.

"Zorunda olduğum için yapmadım zaten." dedim. "Yardımım dokunduysa ne mutlu." Omuz silktim. "Hem bu hepimiz içindi, öyle değil mi?"

Başını aşağı yukarı sallayıp elini çekti. "Haklısın. Sizin ailelerinizin kulağına da giderdi."

İki kaşımı birden kaldırdım. "Ben, ben öyle demek istemedim. Bencil biriymişim gibi anlaşıldı."

İki eliyle omuzlarımı tutup gülümsedi. "Yanlış anlamadım Eva, sakin ol. Haydi sen artık eve git."

Gülümseyip başımı aşağı yukarı salladım. "Peki, görüşürüz sonra."

"Görüşürüz."

Arkamı dönüp hızlıca yürümeye başladım. Son dakika boş boğazlılığımı konuşturmuştum yine. Gözümü üstüne düşen saç telini arkaya doğru ittirdim ve arkama baktım. Erdem hala kapıda bana bakıyordu. Önüme dönüp yürümeye devam ettim.

Kendimi eve hızlıca atıp salona girdim. Çok acayip bir gündü. Erdem'in bana bakışları, gülümsemeleri, belimi ve elimi tutuşu, 'aşkım' deyişi.. Derin bir nefes verip kendimi koltuğa attım.

Eylül DOĞAN

Arsel, Eren ve Kerem odaya geldiğinde hemen yerimden fırladım.

"Nerede kaldınız ya?" diye çıkıştı Mina. "Eva gitti mi? Nasıl geçti? Açık vermediniz değil mi?"

Sekiz "Gece Geliyor"Where stories live. Discover now