Bölüm 42 *Paramparça*

534 39 32
                                    

Multimedya: Duru ve Eren

Bölüm Şarkısı: İkiye On Kala - İyi ve Güzel Kadınlar Hep Ağlar

İthaf: DamlaMeng

Arsel KIRAN

"Günaydın!" diyerek seke seke mutfağa Eva gelmişti. Hepimiz masaya oturmuş kahvaltı yapıyorduk.

"Günaydın." dedi Duru ve göz kırpıp başını sorarcasına salladı. "Ne bu neşe?"

Sandalye çekip Erdem'in yanındaki boş yere oturdu. "Unuttunuz mu?! Bugün ödevin sunum günü!"

"Ödev sunacağına bu kadar sevinen başka bir insan daha tanımıyorum." dedi Mina.

"Ama çok iyi hazırlandık!" dedi ve çayından bir yudum aldı. Daha sonra yüzünü buruşturdu. "Soğumuş bu!"

"Bekle ben doldurayım." dedi Erdem ve sandalyeden kalktı.

Eva ise omuz silkti. "Ben doldururdum ama neyse." Erdem çayı doldurduktan sonra Eva gülümsedi. "Teşekkür ederim, arkadaşım." Arkadaşım kısmını vurgulamıştı. Bilerek yaptığına adım gibi emindim. Hatta adımdan daha çok emindim. Zaten ben beş yaşıma kadar adımı Arsen olarak biliyordum. Ama konumuz bu değil. Her neyse, Erdem bunu hak etmişti.

"Nereden çıktı bu arkadaş muhabbeti?" diye sordu Eren kulağıma doğru fısıldayıp.

Tek kaşımı kaldırdım; 'Sence?' der gibi.

"Ama biraz abartmıyor mu?" diye sordu bu sefer.

Ağzıma bir zeytin atıp omuz silktim. "Az bile yapıyor."

Gözlerimi Erdem'e çevirdim. Çayı ocağa koyduktan sonra sandalyeye oturmuştu ve yandan yandan Eva'ya bakıyordu.

"Ee, canım arkadaşım!" dedim Eva'ya bakarak. "Heyecanlı mısın?" Göz ucuyla Erdem'e baktığımda ağzını eğerek taklidimi yaptığını görmüşüm.

"Hayır." dedi. "Ama tüm son sınıfların önünde sunacağım için biraz tedirginim sanırım."

"Sen yaparsın, benim kedi suratlı arkadaşım!" dedim bu sefer. Daha sonra Erdem'e baktım ve boş bardağımı ona uzattım. "Bana da çay doldurur musun arkadaşım?" Bu sefer ben de, arkadaşım kısmını bastırarak söylemiştim.

Kızlar kıkırdamaya başladığında, Erdem dik dik bana baktı. "Kendin koy, arkadaşım!"

"Tamam, uzatma." dedi Mina kulağıma doğru ama gülmemek için kendini zor tutuyordu.

Çay doldurmak için kalktığımda kapı zili çalmıştı. Eva direk ayaklandı ve ağzından bir inilti çıkardıktan sonra işaret parmağın havaya kaldırıp ağzındaki lokmayı bitirdi. Daha sonra gülümsedi. "Jackson'dır."

Mutfaktan çıktıktan sonra Erdem başını bıkkınlıkla salladı ve önüne dönüp tabağındaki yiyeceklerle oynamaya başladı. Bir yandan üzülmüyor değildim ama bir yandan bunu fazlasıyla hak etmişti. Bu kadar geri zekalı olmanın acısını çekiyordu. Geri zekalı!

Biraz sonra içeri Jackson ve Eva gelmişti. "Biz de kahvaltı ediyorduk." dedi Eva. "Otur sen de et."

"Türk kahvaltılarına bayılıyorum!" dedi. "Buna hayır diyemem." Erdem omzunun üstünden dik dik ona bakıyordu.

Eva kendi oturduğu yerin yanına bir sandalye çekti. "Otur." Mina masada yer açılması için biraz daha bana yaklaşmak zorunda kalmıştı.

Eva, Jackson'a çatal ve bıçak getirdikten sonra oturdu. Daha sonra Erdem'e baktı. "Ay, çay doldurmayı unuttum. Sen doldurur musun Erdem?"

Sekiz "Gece Geliyor"Where stories live. Discover now