Bölüm 36 *Geçmişin Sırları*

444 46 20
                                    

İthaf:  haticerdall

Multimedya: Arda ve Eva

Eva SEÇKİN

Prenses ve Donatella'nın tasmalarını çıkarıp oyun parkına saldıktan sonra biz de banklardan birine oturmuştuk.

"Evde de oturuyorduk." dedi Kerem bir süre sonra.

Eylül dik dik Kerem'e baktı. "Hava alıyoruz işte fena mı?"

"Duru ve Eren ne yaptı acaba?" diye sordu Erdem. "Merak ettim."

Çantamdan telefonumu çıkarırken, "Ben de." dedim. "Bir arayayım." Duru'nun numarasını tuşlayıp kulağıma götürdüm. İkinci çalışta açmıştı.

-Alo?

-Ne oldu Duru? Merak ettik.

-Brendan doğruyu söylemiş.

Merakla beni izleyen Erdem, Kerem ve Eylül'e baktım. "Brendan doğruyu söylemiş."

-Tamam, biz Prenses ve Donatella'yı oyun parkına getirdik. İsterseniz buraya gelin.

-Tamam, geliyoruz.

Telefonu kapatıp Erdem'e baktım. Tek kaşını kaldırmış bir şekilde bana bakıyordu ve huzursuzca yerinde kıpırdanıyordu. "Brendan'ın haklı çıkması seni sevindirdi mi yoksa üzdü mü?" diye sordum.

"Onu sana sormalı."

Yüzümü buruşturdum. "Ne demek istediğini anlamadım ama evet, en azından içimi rahatlattı."

Omuz silkti. "Tamam o halde. Bu durumda senin düşüncen önemli."

Derin bir nefes verip etrafıma bakındım. Donatella'yı görmüştüm ama Prenses ortalıkta yoktu.

Anında ayağı kalktım. "Prenses nerede?"

"Oralarda bir yerlerdedir nerede olacak?" dedi Kerem.

"Ben bir bakayım." dedim ve yürümeye başladım.

"Geleyim mi ben de?" diye sordu Eylül.

"Gerek yok." diye yanıtlayıp hızlı adımlarla yürümeye başladım. Bir yandan, "Prenses!" diye bağırıyordum. Biraz sonra bir ağacın altında lacivert kapüşonlu bir erkeğin Prenses'i sevdiğini görünce oraya ilerledim. "Demek buradasın!"

"Sizin kediniz mi?"

Gülümsedim. "Evet." Başını yavaşça kaldırdığında şaşkınlıkla gözlerimi açtım. "Arda!"

Çarpıkça gülüp ayağı kalktı. "Selam kuzen."

Kaşlarımı çatıp ona yaklaştım. "Ne işin var senin burada?!" Bana sarılmak için yeltendiğinde bir adım geri gittim.

"Sen beni özlemedin mi?" diye sordu, hala pişmiş kelle gibi sırıtırken.

"Senden nefret ediyorum!" diye tısladım. "Pisliğin tekisin sen!"

Tek kaşını kaldırıp benim arkama doğru baktı ve, "Bunlarla mı takılıyorsun sen?" diye sordu.

"Sana ne?!" diye bağırdım. "Defol git buradan!" Kolumdan tutup beni hızlıca ağaçların arasına götürdü. "Bırak beni!" deyip kolumu çekiştirdim.

Kolumu bıraktıktan sonra o da kaşlarını çattı. "Seni, bana karşı onlar doldurdu değil mi?"

İsterik bir şekilde güldüm. "Biz zaten birbirimizi hiçbir zaman sevmedik, Arda. Neyden bahsediyorsun sen?"

Sekiz "Gece Geliyor"Where stories live. Discover now