Bölüm 34 *Yılbaşı Partisi*

360 38 23
                                    

İthaf: @SuedaHalc 

Bölüm Şarkısı: Enrique Iglesias - Hero

Eva SEÇKİN

Partinin ilerleyen saatlerinde pek bir şey olmamıştı. İnsanlar dans ediyordu ve Erdem hala öküzdü.

"Bebeğim!" Henry'nin sesini duyduğumda başımı masadan kaldırıp karşıya baktım. Elini sallayarak yanıma doğru geliyordu. Maskesi küçük ve gri renkteydi. Sadece gözlerini örtüyordu, burnu tamamen açıktı. Yanıma doğru koşar adımlarla gelirken sırıtıyordu. Elimden tutup etrafında döndürdü. "Bu kadar güzel olmak suç sayılmalı."

"Pardon." dedim sesimi incelterek. "Sizi tanıyor muyum?" Başka biriymiş gibi davranarak birazcık eğlenebilirdim.

"Eva?" dedi. "Sensin eminim."

"Ben Emma." dedim sesimi yine abartıyla incelterek. "Eva kim bilmiyorum ama.." Ellerimi boynuna doladım. "İstersen bu gece seninle takılabiliriz yakışıklı."

Göz kırpıp çarpıkça güldüğümde kaşlarını çattı ve ellerimi boynundan indirdi. "Özür dilerim ama ben geyim." Daha fazla dayanamayıp kahkaha attığımda hala anlamaz gözlerle bana bakıyordu. Benimle birlikte Erdem de gülmeye başladığında, "Aşk olsun Eva!" dedi Henry.

Omuz silktim. "Olsun, aşktan güzel şey mi var?"

"Hala bana mı yürüyor bu?" dedi Henry Erdem'e bakıp. Erdem hala gülmeye devam ediyordu.

"Nasıl tanıdın beni?" diye sordum. "Maskem oldukça büyük."

Masadan bir leblebi alıp ağzına attı. "Eh, bu da benim sırrım olsun."

İçeceğimden bir yudum alırken, "Nereden tanıyacak?" dedi Erdem. "Dudaklarından tanımıştır." İçtiğim vişne suyu boğazıma takılıp öksürük tuttuğunda bozuntuya vermemeye çalışıyordum.

"İyi misin?" diye sordu Henry.

"İ-iyiyim, iyiyim." dedim zorla konuşarak.

"Yani, değişik dudakların var ondan dedim." dedi Erdem. Göz ucuyla ona bakıp başımı aşağı yukarı salladım. Utancından yüzüme bakamıyordu.

"Siz hala burada sadece dikiliyor musunuz ya?" diye sordu Jackson. "Biraz dans edin." Bir yandan dans figürleri yaparken gözlerimi devirdim. Sanki biz keyfimizden duruyoruz.

"Sana ne?" dedi Henry. "Mekanda dans edecek kız kalmadı, Eva'ya mı sardın?" Göz ucuyla Erdem'e baktım. Henry'e, oğluyla gurur duyan bir baba gibi bakıyordu.

"Git sen de dans et, bir sürü kız var." dedi Jackson.

Henry dik dik Jackson'a baktı. "Ben! Geyim!" Dayanamayıp gülmeye başlamıştım. "Geri zekalı bu galiba biraz." dedi Henry, Erdem ve bana bakıp. "Lafı yüz kere söyleyince bile anlamıyor." Jackson'ın onu duymayıp etrafa bakınması şu anın kurtarıcısıydı.

Slow müzik çalmaya başladığında Jackson ani hareketle bana döndü. "Haydi dans edelim!"

"Edemezsiniz!" dedi Henry araya girip.

"O neden?" diye sordu Jackson.

Henry, Erdem'in ve benim elimden tutup çekiştirdi. "Çünkü onlar beraber dans edecekler." Çatık kaşlarımla Henry'e baktım. Ama ne yazık ki o benim kaşlarımı göremiyordu ve kızdığımı da anlayamıyordu. Ben birinin vesilesiyle dans etmek istemiyordum. Hiç dans etmem daha iyi! Bakışlarımı Erdem'e çevirdim.

"Eh," dedi. "Kırmayalım dostumuzu madem." Andaval! Öküz! Odun! Beyinsiz! İstemiyorum seninle dans etmek falan!

"Tamam." dedim ve sahneye doğru ilerlemeye başladım.

Sekiz "Gece Geliyor"Where stories live. Discover now