Bölüm 14 *Sana Kötülük Yakışmaz Çocuk* -Part 2-

589 52 23
                                    

Bölüm Şarkısı: Mithat Can Özer - Ateş Böceği

Eva SEÇKİN

"Şu anı iyi izle küçük sürtük kuzenim. Hayatının sonuna kadar bunu unutamayacaksın." diye fısıldadı Arda kulağıma.

"Hayır." diye fısıldadım.

Adam silahı Erdem'in kafasını dayadığında, "Üzgünüm." diye fısıldadı Erdem.

Kafamı sağa sola salladım. "Hayır, hayır!" Adam tetiğe bastığında, çıkan gürültülü sesle yerimde sıçrayıp refleksle gözlerimi kapatıp açtım. "Erdem!" diye bağırdım son kez tüm gücümle.

"Erdem!" Yatağımda sıçrayıp gözlerimi açtığımda hızlıca yerimden doğruldum. "Şükürler olsun." diye fısıldadım. "Şükürler olsun, kabusmuş."

Alnımdan boynuma doğru süzülen terleri elimle silmeye başlamıştım. Nefesim düzensiz ve kalbim fazla hızlı atıyordu. Yataktan kalkıp kapıya doğru ilerledim. Odamdan çıkıp üst kata sessiz adımlarla çıkmaya başladım. Erdem ve Eren'in kaldığı odanın kapısının önüne geldiğimde sessizce kapıyı açtım. Ayağımın ucuyla Erdem'in yatağının başına geldim. Sağa dönmüş bir şekilde yatıyordu. Eli başının altındaydı. Uyuyordu. O kadar güzel uyuyordu ki, böyle bir insana ölüm yakışmazdı. Terden, buklelerinden biri anlına yapışmıştı. Uzanıp alnındaki saçı aldım ve arkaya doğru attım. Bir an tereddüt etsem de elimin tersini yanağına koyup okşamaya başladım.

"Buradasın." diye fısıldadım. "Sana bir şey olursa ben ne yaparım?" Baş parmağımı yüzünde gezdirdim. Kabusum da yüzü mosmordu. "O kadar güzel ki yüzün, zarar gelmemeli. Herkes dokunmamalı." Yanağından yavaş yavaş aşağı inip baş parmağımı dudağında gezdirdim. Kabusum da dudağı patlamıştı. "O kadar güzel ki dudakların; zarar gelmemeli." diye fısıldadım. Sertçe yutkunup, tekrar dudaklarımı araladım. "Herkes öpmemeli."

Bir damla gözyaşım boynuna düştüğünde, boynundaki göz yaşını sildim. Daha sonra ise gözlerimden akmakta olan göz yaşlarını. Beline kadar inmiş olan yorganı omuzlarına kadar örttüm. Son kez suratına bakıp fısıldadım. "Sana kötülük yakışmaz, çocuk."

Erdem SOYKAN

Eva odadan çıktığında, gözlerimi açtığım anda gözümden bir damla yaş süzüldü. Gecenin bir yarısı odama gelip benimle konuşmuştu. Bana dokunmuştu. Yüzümü okşamıştı. Ama neden yapmıştı böyle bir şey? Neden ağlıyordu? Parmak uçlarımla dudaklarıma elledim. Dudağımın yanı kıvrıldığında sırıtmaya başlamıştım. Benden hoşlanıyordu. Yoksa neden gelip bana bunları söylesin diki? Ona yarın benim yanıma geldiğini bildiğimi söylemeli miydim? Söylemeliydim. Ama yok, o zaman utanırdı. Bana, 'Sana kötülük yakışmaz çocuk.' demişti. Neden böyle bir şey demişti. Ona kötülük yaptığımı mı düşünüyordu? Kafam allak bullak olmuştu. Eva beni mi seviyordu yoksa Brendan'ı mı? Kafamı karıştırıp gitmişti işte. Belki de o söylerdi yanıma geldiğini. Uyumaya çalışmak için gözlerimi tekrar kapattım. Ama o kadar da kolay olmayacaktı uyumam.

--

Merdivenleri üçer beşer ıslık çalarak inerken salonda Eren vardı. "Ne bu mutluluk?" diye sordu göz kırparak.

"Hiç." dedim ve tekli koltuğa attım kendimi. "Eva uyandı mı?" diye sordum.

"Siz yine tripli değil misiniz oğlum." diye sordu. "Neden soruyorsun Eva'yı."

Göz devirdim. "Belki gönlünü almak istiyorum?"

Güldü. "Mutfaktalar, kahvaltı hazırlıyorlar."

Sekiz "Gece Geliyor"Where stories live. Discover now