Bölüm 39 *İlk Öpücük*

613 39 26
                                    

İthaf: ofleyna 

Bölüm Şarkısı: Mavi Gri - Ben Sende Yandım

Eva SEÇKİN

Edebiyat dersliğine girip en arka sıraya oturdum. Bayan Gardner'ın dersiydi ve bu ders bana kafayı takacağından hiç şüphem yoktu.

"Günaydın." dedi Jackson yanıma oturmadan önce.

Ona bakıp gülümsedim. "Günaydın."

"En arkaya oturduğuna göre, Bayan Gardner, yılbaşı gecesinde yaşananlar yüzünden arıza çıkarmış olmalı?"

"Doğru tahmin."

Kahkaha atıp sıranın üstündeki elimi tuttu. Şaşkınlıkla ona baktım. Gülümsedi. "Takma ya. Senin ne suçun vardı ki?"

Sertçe yutkunup ben de gülümsedim. "Takmıyorum zaten." Omuz silkip, elimi çektim.

"Herkese günaydın." Bayan Gardner'in sesini duyduğumda burnumdan bir nefes verip o yöne baktım. "Bugün ders işlemeyeceğim. Zaten müfredat olarak bayağı ilerideyiz." Etraftan sevindiklerini belirten sesler duyulduğunda eliyle herkesi susturdu. "Ama bir ödev vereceğim." Bu sefer de bu durumdan yakınan sesler duyulmaya başlamıştı.

"Ödev vere vere bitiremedi." diye fısıldadı Jackson.

"Sınıf listesinden iki kişi seçeceğim. Bu iki kişi ise bize slaytlı güzel bir ödev hazırlayacak."

"Şuraya yazıyorum, kesin beni seçecek." diye fısıldadım.

Gardner sınıf defterini alıp bir süre baktıktan sonra sınıfa döndü. "Jackson Barnes. Eva Seçkin. Bu ödevi ikinize veriyorum."

"Ben dememiş miydim?" diye mırıldandım.

"Senin yanında ben de yandım." diye mırıldandı o da.

"Konunuz; Restorasyon Dönemi Edebiyatı. Büyük kapsamlı bir ödev hazırlamanızı istiyorum. İki hafta sonra bu ödevi konferans salonunda tüm son sınıflara sunacaksınız."

"İki hafta az bir süre değil mi?" diye itiraz etti Jackson.

Gardner gülümsedi. "İki hafta içinde elinizden gelenin en iyisini yapın. Yapamazsın da sınıfta bırakacak değilim."

"Peki." dedi Jackson ve arkasına yaslandı.

"Eva?" dedi Gardner.

Ona baktım. "Efendim?"

"Senin bir sorun yok mu?"

Gülümsedim. "Hayır, Bayan Gardner."

Yapmacıkça gülümsedi. "Güzel. O halde yoklamayı da alalım. Sonrasında çıkabilirsiniz."

--

Derslikten çıktığımızda Jackson hala söyleniyordu. "İki haftada yetiştiremeyiz biz bu ödevi. Kapsamlı dediğine göre, çok ayrıntısına inmemizi istiyor."

"Yaparız." dedim. Dolabımın önüne geldiğimde dolabı açıp içine kitaplarımı koydum.

"Nasıl bu kadar çok güveniyorsun bize?"

Omuz silkip yürümeye devam ettim. "Kendime güveniyorum."

"Bireysel bir ödev değil bu Eva." dedi arkamdan yürürken.

Ani hareketle durup ona döndüm. "Dolabının önüne geldik. Kitaplarını koy. Sonra da kantine inelim." Hızlı hızlı yürümeye devam ederken, biraz sonra o da koşar adımlarla bana yetişip yanıma geldi.

Sekiz "Gece Geliyor"Where stories live. Discover now