Bölüm 26 *Yalan*

553 38 7
                                    


Bölüm Şarkısı: Bağzıları -Zaten Kırılmış Bir Kızsın

Multimedya: Kerem

Eva SEÇKİN

Okuldan dışarı adımımı attığım anda gözyaşlarım sel olmuştu ve durduramıyordum. Durdurmak da istemiyordum açıkçası. Şuan da bana yürümek ve ağlamak iyi gelecekmiş gibi geliyordu, bu yüzden arabamı okulda bırakıp yürüdüm.

Nereye gittiğimi bilmiyordum, sadece yürüyordum. Onun için o kadar çok şey yapıyordum ki, saçmalıyordum. Ben, ben olmaktan çıkıyordum ama yine de her zaman onun gözünde kötü biriydim. Ben hariç herkes iyi idi onun gözünde. Hal bu ki ilk tanıştığımız da bana gerçekten değer verebileceğini düşünmüştüm. Belki de ilk defa bir erkek bana değer verir diye düşünüp, annemin sözünü dinlemiştim. Gözlerimi açmıştım, etrafıma bakmıştım, etrafımdaki güzelliklere. Ama canım daha çok yanmıştı, kalbimin parçalarını birleştiremeden bir kere daha kırılmıştı ve korkarım, bu sefer birleştirilemeyecekti.

İnsanın kalbini onu sevmeyen kişiler kıramıyordu, onun sevmediği kişiler kıramıyordu. İnsanın canını en çok sevdiği, gözü kapalı güvendiği insanlar kırıyordu. Ve şu hayatta benim kalbim hep kırılmıştı. Doğduğumdan bu yana kırılmıştı. İlk önce babam başlamıştı kırmaya. Annemle beni terk etmişti. Belki o anları hatırlamıyordum ama canım yanıyordu. Babamı tanımıyordum. Fotoğrafını dahi göstermemişti annem.

Belki de gezdiğim sokaklarda babam yanımdan geçip gidiyordu. Belki de bir mağazaya, markete girdiğim de babam da oradaydı. Ama ben bilmiyordum. Babamın ismini bile bilmiyordum. Aslında babam değildi ki o benim. Ben daha anne karnında üç haftalıkken bırakıp giden iğrenç bir insan benim babam olamazdı. Benim babam şuan İstanbul'daydı. Annem'in kardeşimin yanındaydı. İşinde gücünde, annemi deli gibi seven, kızlarının her istediğini yapan. Mehmet idi benim babamın adı. Şuan biyolojik babam olan herif karşıma geçse suratına tükürürdüm. Belki de daha fazlası. Annem, babamın yanında dünyanın en mutlu kadını bile olsa yine de o yüzündeki kırgınlığın geçmesi zaman almıştı. Bunun hesabını sorabilirdim.

Annem'i kandırıp kendine aşık etmiş. Annem üniversite 2. sınıf öğrenciymiş daha. O kadar güzel bir aşkmış ki, annemin gözü başka hiçbir şeyi görmezmiş. Hatta son zamanlarda annesinin, babasının yüzünü bile görmez, sürekli onunla buluşurmuş. Hamile kalınca ise dedem ve anneannem annemi sanki öz evlatları değilmiş gibi sokağa atmış. Biyolojik babam annemin yanında olmuş, beraber eve çıkmışlar. Ama sonra bir gün; 'ben baba olmaya hazır değilim, özür dilerim' deyip çekip gitmiş. Annem bir hafta kendine gelememiş, onu sürekli aramış ama bulamamış.

Sonra anne ve babasının yanına gitmiş. İstememişler annemi. Annem bunları yaşarken okuluna gitmeye devam etmiş tabii ki. Çünkü yapabileceği hiçbir şeyi yokmuş. Okulundan sonra part time işlerde çalışmış. Hamile haliyle ev temizlemiş, merdiven silmiş, garsonluk, satış görevlisi.. Ama tabii ki bu işlerden kazandığı para ona yetmemiş. Bir arkadaşı anneme şarkıcılık yapmasına dair fikirler öne sürmüş. Pavyon, bar gibi mekanlarda. Annemin sesi çok güzelmiş. Ben de bu konuda anneme çekmişim sanırım. Bu işi yapmayı asla istememiş ama son çare olarak mecbur kalmış. İlk girdiği mekan annemin sesini beğenmiş ve ona iş vermiş. Annem yaklaşık iki ay orada çalışmış ama karnı büyüdükçe bu onlara rahatsızlık vermiş. Annem işe girmeden önce hamile olmadığını söylediği için yaka paça annemi dışarı atmışlar. Annem gecenin bir yarısı evine gittiğinde ise evin önünde bavulunu ve ev sahibi kadının notunu bulmuş:

'Bu evde gayri meşru hamile kalan bir kız istemiyoruz. Kusura bakma kızım. Mahalleli şikayet ediyor.'

Annemin karşısına hep kötü insanlar çıkmış anlayacağınız. Onu hiç kimse istememiş. Mehmet babam hariç. Ne yapacağını bilemez bir şekilde yürümüş, yürümüş.. Elinde bavul, karnında ben, omuzlarında ki yükle. Caddeye kadar çıkmış, yürümeye devam etmiş. Tam karşıdan karşıya geçeceği sırada araba çarpmış. Babamın arabası. İşte o an hayatı değişmiş annemin. Belki de annemin hayatına ilk kez umut ışığı girmiş. Babam annemi apar topar hastaneye götürmüş. Doktorlar bebek düşmediği için bunun bir mucize olduğunu söylemişler. Babam o an öğrenmiş annemin hamile olduğunu. Annemin gidecek hiçbir yerinin olmadığını öğrenince de evine almış.

Sekiz "Gece Geliyor"Where stories live. Discover now