~BÖLÜM~ (6)

19.3K 802 399
                                    

İyi okumalar...

Üç gün sonra...

Hayatta en çok ne istemiştim; aşk, para, huzur, mutluluk... Hangisini istemiştim. Ne para ne aşk ne mutluluk istemiştim. Bir tek huzur istemiştim hayatım boyunca bir tek huzura ihtiyaç duymuştum.

Ailesiz bir kız olmaya alışmışmıştım. Annesiz, babasız, kimsesiz bir kız olmaya alışmıştım. Tek isteğim huzur ile hayatımda bir şeyleri başarmaktı.

Buna bile izin yoktu nefes almam için bile bir şeyler gerekiyordu. Hiç bir zaman kimseye özenmemiştim ne pahalı kıyafetler ne lüks okullar ne de gezmek tozmak. Hiç birine özenerek imrenerek bakmamıştım tek bir şeye özenmiştim tek bir şeye boynu bükük bakmıştım.

Bir ailem olsun isterdim. Onların yokluğuna alışmışmıştım onlarsızlığın nasıl bir durum olduğunu çok iyi biliyordum ama onların varlığının nasıl bir his olduğunu da merak ediyordum. Mesela sabahları annemin beni öperek uyandırmasını babamın ellerimden tutarak beni parka götürmesini yada bir kardeşimin olmasını isterdim.

Hayaller ve hayatlar...

Hayal ettiğimiz şeylerin olmasını o kadar isteriz ki bazen gözümüz döner. Benim hayal ettiğim hiç bir şey olmamıştı bu zamana kadar hayata bakış açım her zaman bir adım geriden oluyordu.

Şuan da solmaya yüz tutmuş bir çiçekten farksızdım. Tek farkım hala nefes alıyor olmamdı etrafımda olan bitenden habersiz öylece izliyordum.

Kendi hayatımın ellerimden kayıp gidişini izliyordum. Dışardan bir yabancı gibi sessiz kalıyor ve her şeye boyun eğiyordum kabulleniyordum.

Az sonra hayatımın en büyük hatasını yapacaktım. Bana yol gösterecek biri olsaydı her şey farklı olacaktı belki de az sonra bende bir "Demirsoy" olacaktım. Az sonra benim de bir ailem olacaktı.

Gerçek ailem olmasalarda öyle gözükecekti. Oğullarını iyileştirmek için evlerine gelen kıza az sonra soy isimlerini verecekerdi. Derin bir nefes alarak üzerimde bana yabancı olan beyaz elbiseyi süzmeye başladım.

Uzun bir elbiseydi. Bel kısmına kadar vücuduma tam oturan, belden aşağı da çok zarif bir şekilde bollaşan bir elbiseydi. Elbisenin bel kısmında dantel ile işlenmiş bir kemer bulunuyordu. Elbise vücudum ile çok uyumluydu. Ayakkabı olarakta siyah, düz bir babet giyinmiştim.

Saçlarıma ise az önce gelen kuaförün sayesinde hafif dalgalar eşliğinde şekil verilmişti. Yüzüme ise çok hafif bir makyaj yapmışlardı aynada ki görüntüm ile ben çok farklıydım. Karşımda duran kız ben değildim bu kızı Mehmet bey yaratmıştı.

Bu kız gerçek Nazlı değildi. Özgürlük denen şey bana hiç denk gelmemişti hayatım boyunca. Hep birilerinin dediğini yaparak yaşamımı sürdürmüştüm. Bugünden sonra da pek bir şey değişmeyecekti.

Zorunluluk nedeniyle evleniyordum. Hiç yapamayacağım dediğim şeyleri yapmaya mecbur bırakılınca yapmak zorunda kalıyordu insan. Bunu şimdi çok daha iyi anlıyordum bunu o sokakta üç kişi tarafından esir alındığım zaman anlamıştım.

Yine de korkuyordum işte.

Hüseyin amcam hastanede olduğumu öğrendiği zaman yanıma gelmişti. Bana öyle bir sarılmıştı ki. O anda o eve geri dönmek için can atmıştım sonra yaşadığım anlar gözümün önünde tek tek canlanmıştı. Bana gel demişti her şeyi çözeriz sen gel yeter ki demişti. Sana kapım her zaman açık demişti.

Yanağımdan gizlice süzülen yaşı sağ elim ile sildim. İstiyordum Hüseyin amcamın yanına dönmek istiyordum ama olmazdı. O kadın ile aynı çatı altında barınamazdım ben.

AŞK'IN NAZ'I (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin