8. Saray Oyunları

1.9K 142 122
                                    

1412 Senesi - Bahar Mevsimi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

1412 Senesi - Bahar Mevsimi

ASPARGON HANLIĞI

Altınova Şehri - Hanedanlık Sarayı

Handan Suna

Zor geçen iki günün ardından Korkut'un baskısıyla Gökben zindandan çıkmıştı. O halini görünce ürpermiştim. Biliyordum, daha ileri şeyle yapabilirlerdi. Bu onların merhamet göstermiş haliydi. Yine de bunun zekice tasarlanmış bir oyun olduğunu düşünüyordum.

Müge'nin Aysima'dan hoşlanmadığını herkes biliyordu. Bir şekilde eline fırsat geçmişti onu suçlamak için. Fırsattan istifade Gökben'i de ağır bir sorguya çekmiş, planlarımızı öğrenmeye çalışmıştı. Neyse ki soruları doğru şekilde sormadığı için Gökben'den doğru bilgileri elde edememişti. Sorgunun detaylarını Teoman Bey'den alacaktım.

Müge'nin aklı fikri benim ondan intikam alacağım yönündeydi. Dolayısyla soruları da ağır entrika içerikli sorulardı. Oysa bizim planımız oldukça masumaneydi. Belki tek sıkıntı Gökben'i Korkut için yetiştirdiğim kısım olabilirdi ama Gökben'in gözlerinde Korkut'a olan aşkı gördüğüm için bunun da sorun olacağını sanmıyordum. İnatçı kız, duygularını kabul etmemek için direniyordu.

Korkut'un odadan çıktığını haber alır almaz yanımda bitmişti Müge. Odaya girdiğinde reverans yaptım. "Amacın ne senin?"diye sordu yüzünde buz gibi bir ifadeyle.

"Ne demek istiyorsun?" Aklındakini açıkça konuşmadan benden net bir cümle duyamayacaktı.

"Hatun bu saraya girmeyecek! Anladın mı beni?"dedi bana yaklaşarak.

"Gökben sana ne yaptı ki bir anda onun için bu kadar alevlendin? Sana bir kusur mu işledi? Öyleyse söyle cezasını bizzat ben vereyim." Bir şey demedi. Yerime oturdum. "Bir daha kendi oyunlarına benim hatunlarımı alet etmeye kalkarsan karşılığını alırsın." Bir oyun çevirmişti bundan emindim ve tek başına yapmadığını da biliyordum. Sarayıma döndüğüm vakit bütün hizmetçilerimi sorguya çekecektim. İçeriden biri yardımcı olmasa bu olay gerçekleşemezdi. Aysima böyle bir şeye kalkışacak hatun değildi. Gökben hayatta bulaşmazdı.

"Beni tehdit edecek durumda değilsin! Hatırladın mı? En ufak hatanda neler yapabileceğimi biliyorsun!"

"Hep aynı şey."dedim gözlerimi devirerek. "Elindeki tek koz Koral. Onun saçının teline zarar geldiğinde ne olacak peki? Onu elimden aldığınızda bana karşı oynayabileceğiniz hiçbir şey kalmayacak. İşte o zaman göreceğin Suna bambaşka bir Suna olacak!"dedim ve bacak bacak üstüne attım.

"Merak etme, oğlunun canını tek seferde alacak değilim. Her hatanda bir parça. Sen uslanana kadar. Uslanmadığın müddetçe oğlun daha çok acı çekecek. Seçim senin." Yine aynı şeyi yapmıştı işte. Koral'ı incitmekle tehdit ediyordu beni.

"Koral'a haksız yere dokunursan karşına alacağın tek kişi ben değilim Müge. Senin sorunun benimle! Gökben'le veya Korkut'la değil!"

"Elbet oğlumla bir sorunum yok."dedi ellerini önünde birleştirerek. Alaycı bir gülümseme yayıldı yüzüne. "Oğlumla arama kimse de giremez. Kendini bu derece büyük görenin aklından şüphe ederim." Derin bir nefes aldı. Gözleri yatakta büzülmüş titrek bir şekilde yatan Gökben'i buldu. Tekrar bana döndü. "Lakin hatununa sahip çıkmazsan onunla ciddi bir sorunum olacak. Söyleyeceklerim bu kadar!" Hızlı adımlarla odadan çıktı.

Aynadaki KanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin