⚜️Yüksel ve Yönet⚜️

1K 72 115
                                    

1419 Senesi - Yaz Mevsimi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

1419 Senesi - Yaz Mevsimi

GERBENA İMPARATORLUĞU

Rastan Şehri - Rivlev Sarayı

Yaz mevsimi hiç değiştirmiyordu kuzey topraklarını. Güneş tepede parlasa da serinlik hissedilirdi. Balkona çıktığında omuzlarına ince bir şal dolamıştı Çiğdem. Her zamanki gibi hareketli olan bahçeyi izliyordu. Sık sık saraya birileri gelip gidiyordu. Halk takımını içeri almıyorlardı. Onlar giriş kapısının önünde bekliyorlardı. Şansları varsa o gün biri çıkıp dertlerini yazdıkları kağıtları topluyordu. Daha da şanslılarsa Omena Tanrıçası Saranyu'nun fısıltısı İmparatoriçenin kulağına girip onlara hayır dağıtmasını söylerdi. Fakat Çiğdem İmparatoriçe'nin daha çok Vayu'nun sesine kulak verdiğini düşünürdü. Tanrılara inanmasa da Omena'yı araştırmıştı. Saranyu Omena'dan bir parça taşıyan tek tanrıçaydı. Omena'nın sevgisini, fedakarlığını almıştı. Vayu dünyaya ne kadar kaos ve bencillik getirmek için çabalıyorsa Saranyu da o kadar denge getirmek için çabalıyordu. Onların kavgası böyle sürüp gidiyordu.

Derin bir iç çekti. İmparatoriçe Nadejda o gün Saranyu'yu dinlemişti anlaşılan. Gösterişli kıyafetler içinde bahçede yürüyordu. Beyaz ipek pelerininin üzerinde gök mavisi şeritler ve altın sarısı işlemeler vardı. Gerbena'nın üç rengini kullanmayı biliyordu. Nedimeleri arkasından yürüyordu. Ellerindeki beyaz renkli, altın işlemeli keselerde üzerine büyükçe bir G harfi işlenen Gerbena paralarını dağıtacaklardı.

Saray önünde yığılan halk çok sevgili İmparatoriçelerini görünce heyecanla tezahürata başlamıştı. Nedimeler kapının dışına çıkarken Nadejda bahçeden izlemeye devam etti. Halkıyla bir arada olmak onun için bundan ibaretti. Onları parayla doyuracağına inanırdı. Bazıları doyardı da. Fakat bazılarının onun ikiyüzlü olduğunun farkında olduğunu çok iyi biliyordu Çiğdem.

Artık o acemi kız değildi. Gerbena'nın her şeyini öğrenmişti. Öğrenmeye devam ediyordu. Nadejda'dan tiksinen orta kesim göz ardı edilecek gibi değildi. İmparator bir an önce can verse de başa Nikolai geçse diye heyecanla bekliyorlardı. Belli mi olurdu belki imparator bu kışı göremezdi. Ölüm Tanrısı Dyaus bu yıl sarayı İmparator Vladimir için ziyaret ederdi belki. Yaşam Tanrıçası Dyasina Çiğdem'in rahmine bir evlat vermiyordu ama Dyaus canlar almaya devam ediyordu.

Çiğdem'e çocuk hikayesi gibi gelirdi hepsi. Fakat halk inanırdı bunlara. Tanrılar ve tanrıçalara ve hepsinin yaratıcısı olan Omena'ya mumlar yakar, kanlar akıtır, kurbanlar verirlerdi.

Dudaklarını kinle birbirine bastırdı Nadejda'yı izlerken. Kardeşi Tunay'ın bedenini muhafaza eden rahibelerle konuştuğunda rahminin alındığını öğrenmişti. Biri Tunay'ın yatağında ölmesini bekledikten sonra odaya girip, karnını yarıp rahmini almıştı. Rahibeler böyle bir şeyin ancak soy kurutmak için Omena'ya sunulmak üzere yapılabileceğini anlatmıştı ona. Soy kurutmak veya çoğaltmak için hayvanların rahmi de kullanılabilirdi elbet fakat insan rahminin büyüyü daha tesirli hale getireceğine inanılırdı.

Aynadaki KanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin