1416/1417 Senesi - Kış Mevsimi
GERBENA İMPARATORLUĞU
Rastan Şehri - Rivlev Sarayı
İki kız kardeş sarayın güney balkonunda başbaşa oturuyordu. Ortadaki sehpada altın kaselerde kuru meyveler, altın kadehlerde beyaz şarap vardı. Melbros Çariçesi siyahlar içindeydi. Açık kestane saçlarının üzerine siyah bir tül iliştirilmişti. Sol elinin yüzük parmağında opal yüzük vardı. Kocası ölmüştü. Usuller karalar bağlamasını gerektiriyordu. O da öyle yapmıştı.
Gerbena Prensesi ise gümüş işlemelerle süslü, korseli, göğüslerini ortaya çıkartan mor bir elbise seçmişti. Dekoltesini yeşim taşından iri bir kolye süslüyordu. Siyah saçları dalga dalga beline iniyordu. Başında gösterişli ametist taç vardı. Açık tenli ince parmakları arasında tuttuğu altın kadehi kırmızı dudaklarına götürdü. Beyaz şarabını yudumladıktan sonra yas içinde görünen kardeşine baktı uzun uzun. Başbaşayken yaptıkları gibi Aspargon dilinde konuştu. "Zavallı Yegor ona gerçekten yardım edeceğimizi sanmış olmalı."dedi acır gibi.
Melbros Çariçesi Tunay'ın dudağında alaycı bir kıvrılma oluştu. "Yegor'u küçük kardeşimizden ata toprağını geri almak için kışkırtmak kolay oldu." Gümüş kaseden kuru elma tanesini alıp ağzında attı. Ekşi tat dilinin üzerinde yayılırken aylardır yaptıkları planların tıkır tıkır işlediğini düşünerek gülümsedi. "Maksim'i savaşa ikna etmek de öyle."diye devam etti. "Gerbena desteğinin onlarla olduğuna gerçekten inandılar." Hafifçe güldü. Yegor'un buna inanmasını olası buluyordu. Fakat Maksim'in yaşananlardan sonra Gerbena'dan destek kabul etmeyecek kadar gururlu olduğunu sanırdı. Maksim şaşırtmıştı.
"Kazanırlarsa Silistros Maksim'e, Kisre Yegor'a verilecekti."dedi Gerbena Prensesi Çiğdem. "Desteğimiz sonuna kadar onlarla olacaktı." Alayla güldü. "En azından onlar böyle sanacaktı." İmparatorun mührünü kopyalamak onun için çocuk oyuncağıydı. Vladimir gelinine oldukça güveniyordu. Odasına girip çıkması göze batmamıştı. İmparator adına birer mektup yazıp o iki ahmağa yolladığında olacaklardan emindi. İkisi de bu mektuplara güvenerek savaş ilan edecekti. Öyle de olmuştu. "Fakat Maksim oyuna geldiklerini erken anladı."dedi iç çekerek. Planında ikisinden kurtulmak vardı. Fakat hiç önemli değildi. Onun da sırası yakındı.
Gözü masadaki deri çantadaydı. Tunay ona söylediği gibi gerekli belgeleri toplamış ve Yegor'un cenazesinden hemen sonra ona getirmişti. Maksim'in rüşvetleri, yolsuzlukları, kaçırdığı vergiler hepsi içindeydi. Yegor'la yazışmaları, Gerbena'dan kopma planları onu direkt idam sehpasına götürüyordu. Tunay'ın telkinleri ile Yegor ülkesini sömürge olmaktan kurtaracağına inanmış, kuzenini de bu yolda cezbetmişti. Maksim savaşta desteğini almayı kabul ettiği imparatorluğa kafa tutacak kadar gerçeklikten kopmuştu.
Tunay, "Ülkemdeki geçici vekil ne zaman ayrılacak?"diye sordu. Canını sıkan bir meseleydi bu. Gerbena ve sömürgelerinde kadın yöneticiler yoktu. Tunay'ın bir erkek varisi bulunmadığı için İmparator Melbros'a geçici bir vekil atamıştı. Fakat Melbros halkı vekilden hoşlanmamıştı. Kızı Angela ise hala konaktaydı. Buraya getirmesi konağı tamamen terk etmesi anlamına gelebilirdi.
YOU ARE READING
Aynadaki Kan
Historical Fiction2020 Watty Ödülleri Tarihi Kurgu Kazananı Tarih #1 (19.09.2020) Hiç kimse yaşattığını yaşamadan ölmezmiş. Geçmişin kanlı sayfaları bir bir önüne açılır, hayaletler hesap sorarmış. Öyle bir gün gelirmiş ki önce aynaya baktığında gördüğün gözler yaban...